
Esas No: 2019/21171
Karar No: 2021/8974
Karar Tarihi: 28.06.2021
Danıştay 6. Daire 2019/21171 Esas 2021/8974 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/21171
Karar No : 2021/8974
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1) … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …
2) … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …
3) … Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …
DAVACILAR YANINDA
MÜDAHİLLER : 1) … 2) …
… …
15) … 16) …
17) …
İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Altıncı Dairesinin 14/12/2018 tarihli, E:2016/7328, K:2018/10282 sayılı bozma kararına uyularak ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
DAVACILARIN SAVUNMASININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DAVACILAR YANINDA MÜDAHİLLERİN SAVUNMASININ ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlığa konu alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmaması nedeniyle dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının da dayanaktan yoksun kaldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, dayanağı riskli alan kararı yargı kararıyla iptal edilen dava konusu işlemlerde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığından, dava konusu işlemlerin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmediğinden, mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 02.08.2013 tarihinde onaylanan İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Fikirtepe ve Çevresi 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; Danıştay Altıncı Dairesinin 14/12/2018 tarihli, E:2016/7328, K:2018/10282 sayılı kararına uyularak, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, bazı plan notları ile gerek donatı alanları gerekse de imar transferi hakları ile üst ölçekte verilen yoğunluk kararına uygun bir yapılaşma olup olamayacağının belirsiz olduğu, özellikle bazı hükümlerde Bakanlıkça tespit edilecek–uygun görülecek ifadelerine yer verilerek uygulama aşamasında değişikliğe uğraması muhtemel yapılaşmalar ve donatılar söz konusu olduğu, üst ölçekte belirlenen ana yoğunluk kararının bir alt ölçekteki planda kesinleşmiş tasarım ve avan proje detaylarının bulunmaması sebebiyle uygulanabilir olamayacağı, Bakanlıkça yapılan son planla getirilen plan hükümlerinden “özel hükümler” kısımlarında belirlenen yapılaşma koşulları ile belli büyüklükte parsellerin yapılaşma haklarının değiştirilmesinin, donatı alanlarının uygulama esnasında Bakanlıkça gerekli görülen yerde oluşturulması ve/veya kamuya bedelsiz terkin ile elde edilecek imar transferi haklarının yerlerinin belirli olmaması ve kesin hesaplarının bulunmaması sebebiyle kentsel teknik ve sosyal donatı alanlarının Planlama yönetmeliği standartlarına, şehircilik esaslarına uygun olarak gerçekleştirilemeyeceği, bu tip kentsel dönüşüm alanlarında hakları ve yerleri oldukça iyi belirlenmiş kütle–blok tasarımları da ekinde yer alan ve kesinleşmiş-net hesapları yapılmış donatı alanlarının belirlenmiş olduğu; sadece plan notu hükümleri ile değil netlik kazanmış onaylı tasarım projeleri de ekinde bulunan planlama çalışmalarının yapılmasının hem bölgede yaşayan halkın planlama ilkeleri gereği kamu yararının gözetilmesi adına hem de şehircilik ilke ve planlama esasları kriterlerinin çerçevesinde sağlıklı kentsel alan oluşturulması adına daha uygulanabilir olacağı, planların şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına uygun olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde riskli alan; zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya idare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alan şeklinde tanımlanmış, aynı Kanunun "Uygulama İşlemleri" başlıklı 6. maddesinin 6. fıkrasında; "Bakanlık, riskli alanlardaki ve rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda faydalanılmak üzere; özel kanunlar ile öngörülen alanlara ilişkin olanlar da dâhil, her tür ve ölçekteki planlama işlemlerine esas teşkil edecek standartları belirlemeye ve gerek görülmesi hâlinde bu standartları plan kararları ile tayin etmeye veya özel standartlar ihtiva eden planlar yapmaya, onaylamaya ve kent tasarımları hazırlamaya yetkilidir." hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, İstanbul ili, Kadıköy ilçesi, Fikirtepe, Dumlupınar, Eğitim ve Merdivenköy Mahallelerini içine alan alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin 09.05.2013 tarihli, 4749 sayılı Bakanlar Kurulu kararı doğrultusunda dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının 02.08.2013 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylandığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta öncelikle dava konusu imar planlarının dayanağı olarak belirtilen ve bölgenin riskli alan edilmesine ilişkin olan Bakanlar Kurulu Kararının halen yürürlükte olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Dava konusu alanın 09.05.2013 tarihli, 4749 Bakanlar Kurulu kararı ile riskli alan ilan edilldiği, alanın riskli alan ilanına ilişkin söz konusu Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada; 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca hazırlanan ve dava konusu işlemin dayanağını oluşturan gerekçe raporu ve teknik raporun incelenmesinden; ülkemizin önemli bir deprem kuşağında bulunduğu, uyuşmazlığa konu alanın ve çevresinin plansız geliştiği, çöküntü alanı olduğu, inceleme sahasındaki yapıların büyük çoğunluğunun riskli yapı olduğu, bu kapsamda vatandaşlarca yapılan başvuruların da dikkate alındığı, ilan edilen riskli alanın 127 ha. büyüklüğünde olduğu, alanda 5931 adet bina, 1424 adet ticaret birimi, 529 adet küçük sanayi birimi, 2 adet ilköğretim tesisinin bulunduğu, binalardan 1968 adetinin yığma, 3951 betonarme, 8 adetinin ahşap ve 4 adetinin ise diğer yapı özelliğinde olduğu, yapılan bina analizlerinde 379 adet yapının iyi, 4037 adet yapının orta, 1488 adetinin kötü durumda olduğunun saptandığı, … Mahallesi, …-… sayılı adalarda bulunan 44 parsel için riskli yapı tespit raporunun bulunduğu, alanın zemin yapısı ve üzerindeki yapılaşma nedeniyle risk taşıdığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından da alana ilişkin olarak alınmış bir Afete Maruz Bölge kararı bulunmadığının bildirildiği bilgilerine dayanılarak dava konusu bölge riskli alan olarak tespit edilmiş ise de, kötü ve sağlıksız olduğu ileri sürülen yapıların hangi yapılar olduğu ve bu yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını ortaya koyan bilimsel verileri içeren herhangi bir teknik incelemenin yapılmadığı, dolayısıyla işlemin dayanağı raporun yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak nitelikte olmadığı hususları dikkate alındığında, 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşullarda detaylı bir teknik inceleme yapılmaksızın tesis edildiği gerekçesiyle 09.05.2013 tarihli, 2013/4749 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali yolunda verilen Danıştay Ondördüncü Dairesinin 26/09/2018 tarihli, E:2018/306, K:2018/5749 sayılı kararının, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 13/03/2019 tarihli, E:2018/4809, K:2019/1066 sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Bu itibarla, uyuşmazlığa konu alanın riskli alan ilan edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmaması nedeniyle dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının da dayanaktan yoksun kaldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, dayanağı riskli alan kararı yargı kararıyla iptal edilen dava konusu işlemlerde bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığından, dava konusu işlemlerin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemlerin iptali yolunda ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 28/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.