
Esas No: 2018/510
Karar No: 2020/674
Karar Tarihi: 17.11.2020
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/510 Esas 2020/674 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2018/510 Esas
KARAR NO:2020/674
DAVA:Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :30/09/2013
KARAR TARİHİ:17/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekilinin harç tahsil müzekkeresine göre 30/09/2015 tarihli dava dilekçesiyle talebinin; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesinin yapıldığını, bu sözleşmeyle davalı tarafın, işletmeciliği kendisinde bulunan ... İli ... Mah. ... ada ... parsel numaralı taşınmaz üzerine kurulu akaryakıt istasyonunda münhasıran müvekkilinden veya müvekkilinin belirleyeceği yerden satın alacağı akaryakıt petrol müştaklarını, madeni yağlar ile diğer malları efsafını değiştirmeden satmayı, bulundurmayı, teşhir etmeyi, reklamını yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme ek protokolün 6. Maddesinde bayinin bu sözleşme çerçevesinde ... ... A.Ş'den her yıl beyaz 650 m3 akaryakıt cinsi beyaz ürün satın almayı beyan kabul ve taahhüt etmekle beraber taahhüde uygun davranılmadığı takdirde her m3 için 25 USD cezai şart ödemeyi de kabul ve taahhüt ettiğini, ancak şirket kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesinde de tespit edileceği gibi bayinin müvekkili şirketten herhangi bir akaryakıt alımı yapmadığını, yine sözleşmenin 8. Maddesinde sözleşmenin feshi hallerinin sayıldığını, aynı maddenin b fıkrasında bu fesih hallerinin gerçekleşmesi durumunda cezai şart olarak sözleşme süresince bayinin satışını taahhüt ettiği miktar üzerinde akaryakıtta 25 USD gayri kabili rücu olarak kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, davalının taahhütlerini yerine getirmemesi nedeniyle bayilik sözleşmesinin müvekkili tarafından 26/06/2013 tarihinde sözleşmenin 8. Maddesinin b fıkrasına istinaden haklı nedenle feshedildiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarını saklı tutarak 73.125 USD cezai şart alacağı, alım taahhüdünü yerine getirmemesinden dolayı da 8.125 USD cezai şart alacağı olmak üzere toplam 81.250 USD cezai şart alacağı ve kar mahrumiyeti alacağının reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi ve ekleri davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili adına açılan davayı kabul etmediğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesinin feshin haklı olup olmadığının bayilik sözleşmesi sorumluluklarının yerine getirilip getirilmediğine bakılmaksızın sözleşmenin feshedilmekle 06/02/2013 tarihinde ... Mah. Faaliyete başlaması düşünülen akaryakıt istasyonuna eksik malzeme teslim edildiğini, teslim edilmiş tüm demirbaşların 27/06/2013 tarihinde ... adlı davacının teknisyeninin onayıyla sökülerek teslim alındığını, ... Tic. Ltd. Şti'nin söz konusu yerde hiç faaliyete başlayamadığını, herhangi bir cari hesap ilişkisinin doğmadığını, dolayısıyla herhangi bir akaryakıt alımının da yapılmadığını, sözleşmenin feshi tarihi itibariyle davacıya herhangi bir borcunun olmadığını, sözleşmenin feshinde müvekkiline yükletilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, davacının kendi edimlerini yerine getirmediğini, BK.'nun 124. Maddesinde , akdin tayin edilen zamanda ifa edileceğinin kararlaştırılması halinde belirtilen sürede akdin yerine getirilememesi durumunda alacaklının mehil tayinine lüzum olmadan sözleşmeyi derhal feshedebileceğinin düzenlendiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalı şirkete ait tesisin zımnen de olsa davacı tarafından edimlerinin yerine getirilmesinden sonra faaliyete geçeceği, tesis sahibinden kaynaklanmayan nedenlerle işletmenin açılmasının ne zaman yapılacağının kararlaştırılamadığını, bu haliyle davacının sözleşmenin ifasında temerrüte düştüğünü, cezai şart talebinin sözleşmenin hiç ya da gereği gibi ifa edilmemesi halinde talep edilebilen feri edimlerden olduğunu, talep edilebilmesinin asıl borcun devam etmesine bağlı olduğunu, davacının davalının temerrüte düşmesi iddiası nedeniyle derhal fesih hakkını kullanarak sözleşmeyi sona erdirdiğinden asıl edime bağlı olan cezai şartın da talep edilemeyeceğini, talep edilen cezai şartın BK'nun 108. Maddesi uyarınca fahiş olduğunu, haksız ve yersiz bulunan davanın reddine karar verilmesini, ayrıca müvekkili şirketin kanuni ikametgahının ... olduğunu, yetkili mahkemenini ... Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesini savunmuştur Mahkememizce yetki itirazının taraflar arasındaki sözleşmenin 14. Maddesi uyarınca yetki sözleşmesi yapılmış olduğundan ve yetkili mahkeme olarak İstanbul Mahkemesi belirtilmiş olmakla kabule şayan bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Mahkememizin ... esas ... karar sayılı 11/05/2015 tarihli kararı ile, taraflar arasında 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi yapıldığı, ancak herhangi bir mal alım satımının gerçekleşmediği, sözleşmenin henüz bir sene dahi dolmadan feshedildiği, sözleşme feshedilmemiş olsa bile davalının beş yıl boyunca alım yapmayacağının söylenemeyeceği, sözleşme hükümlerinin davacının beş yıl için cezai şart talep etmesini mümkün kılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2015/10473 esas 2016/2223 karar sayılı 12/02/2016 tarihli ilamı ile;
"Davacı, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 6 ay geçmesine rağmen davalının kendisinden akaryakıt almaması ve bu nedenle sözleşme hükümlerine uymaması üzerine davalıya fesih ihbarında bulunmuş, yerine getirilmesi için süre verilmesine rağmen davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmemekte ısrar etmesi üzerine, sözleşmeyi feshettiğini, noterden gönderilen ihtar ile bildirmiş ve cezai şart istemine ilişkin bu davayı açmıştır.
Her ne kadar davalı taraf savunmasında davacının yükümlülüğünde olan bir takım ekipmanların kendisine teslim edilmediğini, bu nedenle akaryakıt alınmadığını bildirmiş ise de, bu hususlarda davacı tarafa herhangi bir ihtar çekmediği gibi, davacının ihtarlarına da cevap vermemiştir. Hal böyle olunca somut olay bakımından davalının bayilik sözleşmesinin gereklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacı tarafından akdin feshedilmesinin haklı olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece sözleşmenin 8/b maddesi uyarınca fesih halinde cezai şart istenebileceği gözetilerek, konusunda uzman bilirkişiden talep edilebilecek cezai şart miktarının hesaplanması yönünde ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuş, davalı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 27/04/2018 tarih 2016/17537 esas 2018/2429 karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verildiğinden, dosya mahkememize gönderilmiş ve mahkememizin 2018/510 esas numarasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, tarafların iddia ve savunmaları ve Yargıtay bozma ilamı nazara alınarak dosya rapor tanzim için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi Akaryakıt ve LPG Sektör bilirkişisi ... tarafından tanzim olunan 24/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında bayilik anlaşmasının 01/01/2013 tarihinde akdedildiğinin dosya kapsamında sabit olduğunu, ilgili evrakların EPDK'ya gönderilerek 28/01/2013 tarihi itibariyle lisans tadil işleminin EPDK tarafından onaylanmış olduğunu ve ancak bu tarih itibariyle sözleşmenin ticari açıdan yükümlülüklerinin başladığının tartışmasız olduğunu, bununla birlikte, sektörel genel uygulamalar gereği, bayilik anlaşmasının imzalandığı 01/01/2013 tarihi ile EPDK lisans tadili olan 28/01/2013 tarihi arasında geçen 28 gün de bile, davacı şirket yükümlülüğünde olan kurumsal kimliğin imalat ve ilgili istasyona montajının yapılabileceğini, bu sürenin imalat ve montaj açısından yeterli bir süre olup, hukuki tavsifinin mahkemeye ait olduğunu, dolayısıyla EPDK idari para cezaları uygulamaları kapsamında, davalının her türlü cezayı göze alarak ticari faaliyete başlamak için davacıdan ürün almasının gerekip gerekmediğinin hukuki tavsifinin mahkemeye ait olduğunu, davacının taraflar arasındaki sözleşmeye, kanuna, yönetmeliklere ve EPDK kurul kararlarına karşı kurumsal kimliği istasyona uygulamaması, buna rağmen davalıdan mal alımı bekleyerek satış taahhüdünün yerine getirilmesini beklemesinin, sektörel uygulamalar çerçevesinde iyi niyetli bir hareket olarak yorumlanamayacağını, davacının cezai şart talep edebileceği yönünde karar verilmesi halinde, dava tarihi itibariyle talep edilen USD kur'u baz alınarak, 6 ay için 15.600TL, 1 yıl için 31.200TL, 5 yıl için 156.000TL olarak hesaplama yapıldığını belirtmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup, rapora karşı beyan ve itirazlar sunulmuş, davalı şirkete ait 2016,2017 ve 2018 yılı kurumlar vergisi beyanı ve bilançosu celp olunmuş, dosya bilirkişi Mali Müşavir ...'a tevdi edilmekle, tanzim olunan 13/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davacı taraf ile davalı taraf arasında 01/01/2013 tarihli bayilik sözleşmesinin imzalandığını, davacı tarafın 26/01/2013 tarihinde davalı tarafa gönderdiği ihtarname ile sözleşmeyi fesih ettiğini, davalı tarafa ait 3 yıllık kurumlar vergisi beyannamelerinin incelendiğinde, davalı tarafın 2016 yılında kar ettiği 2017/2019 yıllarında ise zarar ettiğini, taraflar arasındaki sözleşme ile kararlaştırılan davacı tarafından talep edilen 5 yıllık ceza şart miktarının davalı tarafın kurumlar vergisi ve bilançosuna bakıldığında, davacı tarafından talep edilen cezai şart tutarı olan 81.250USDnin ödenmesinin davalı tarafından ekonomik mahvına sebep olabileceğini, mahkemece davacı tarafın cezai şart ödemesinin kabul edilmesi halinde bu sebeple mahkemece takdiri oranda indirime gidilebileceğini belirtmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 01.01.2013 tarihli akaryakıt istasyonu bayilik sözleşmesinin dağıtıcı firma olan davacı tarafından feshedilmesi nedeniyle cezai şart isteminden kaynaklanmaktadır.
Sözleşmenin 1. maddesinde konusu, 2. maddesinde işletme şartları, 3. maddesinde istasyonun çalıştırılması düzenlenmiş, 8. maddesinde ise bayinin 1 ve 2. maddesinde belirtilen şekilde davalının ... A.Ş.'den ...satın alıp, istasyonun da satma taahhüdünü yerine getiremez ise, davacı ... ...A.Ş.'nin sözleşmeyi süresinden önce ve herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın feshedebileceği ve yine aynı maddenin b bendinde ise bundan dolayı cezai şart istenebileceği, 8-b maddesinde bu cezai şartın sözleşme süresince satışı taahhüt edilen miktar üzerinden hesaplanancağı hükme bağlanmıştır.
Yine 01/01/2013 tarihli "Bayiilik Protokolü"nün 6. Maddesinde bayinin tahhüdünün gerisinde kalan beher m3 başına 25-USD cezai şart ödeyeceği hükme bağlanmıştır.
Bilirkişilerce bayiilik sözleşmesi ve bayiilik protokolüne göre davacının talep edebileceği cezai şart miktarı 81.250-USD olarak hesaplanmıştır.
Davalı tarafça davacı tarafından kendisine teslim edilen bir kısım ekipmanların teslim edilmemesi nedeniyle akaryakıt alınamadığı iddia edilmiş olsa da bu konuda davacıya çekilmiş bir ihtarın bulunmadığı, davacı tarafından davalıya çekilmiş ihtarlara cevap verilmediği, bu itibarla alım taahhüdü ve sözleşme gereklerinin yerine getirilmemiş olmaması nedeni ile sözleşmenin bayii tarafından feshedilmesinin haklı olduğu, sözleşme hükümlerine göre 81.250-USD cezai şart hesaplanmış olsa da bu miktarda cezai şart ödenmesinin davalının mahvına sebep olabileceği, bu husus davacının cezai şart talep etme hakkını ortadan kaldırmasa da cezai şarttan bir miktar indirim yapılmasının gerektirdiği, bu itibarla %20 oranında indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olacağı değerlendirilmekle, davanın 65.000,02USD üzerinden kısmen kabulüne karar verişmiş, reddedilen kısmın hakkaniyet indiriminden kaynaklanması nedeniyle reddedilen kısım yönünden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ve dosya içeriğine göre;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 65.000,02USD'nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi kapsamında devlet bankalarının yabancı parayla açılmış 1 yıl vadeli USD cinsi mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile işletilecek faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 19.304,09TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 9.057,90TL karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 2.760,10TLnin mahsubu ile bakiye 6.297,80TLnin davalıdan alınarak Hazine'ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 2.700,00TL bilirkişi ücreti ve 497,00TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.197,00TLnin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Ayrıca davacı tarafından bu dava nedeniyle yatırılan 2.760,10TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı 17/11/2020
Katip ...
e-imzalı
Hakim ...
e-imzalı
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.