
Esas No: 2016/15311
Karar No: 2021/3646
Karar Tarihi: 24.06.2021
Danıştay 10. Daire 2016/15311 Esas 2021/3646 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/15311
Karar No : 2021/3646
DAVACI : …
DAVALILAR : 1- …
VEKİLLERİ: Hukuk Hizmetleri Başkanı …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
3- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN ÖZETİ : 28/06/2016 tarih ve 29756 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16/06/2016 tarih ve 2016/8972 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 2. maddesinde atıfta bulunulan "Bandrole Tabi Cihazlar ve Bandrol Oranları" başlıklı Ek Listenin "Cep telefonları" başlıklı 7. maddesi ve "Bilgisayarlar (Tabletler dâhil)" başlıklı 8. maddesinde yer alan düzenlemelerin iptali ve düzenlemenin dayanağı olan 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu'nun 4. maddesinin "d" bendinde yer alan "...(a) fıkrasının 6 numaralı bendi kapsamında bandrole tabi olan cihazları türleri ve özellikleri itibarıyla gruplandırmaya ve her bir grup için farklı bandrol oranları belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir." hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülerek iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, Bakanlar Kurulu'nca kendisine tanınan kanuni yetkinin sınırları aşılarak bandrole tabi cihaz kapsamının genişletildiği, Kanunda, cep telefonları ve bilgisayarların, bandrole tabi cihazlar arasında sayılmadığı, 29/08/2016 tarihinde cep telefonu satın aldığını ve KDV matrahı üzerinden %2 oranında bandrol ücreti ödemek zorunda kaldığını, Bakanlar Kuruluna, Kanunla bandrol oranlarını artırma yetkisi verilmiş oluğu halde, yeni cihazların bandrole tabi hale getirilmesine dair kanuni yetki verilmediği, anılan düzenlemenin kanun önünde eşitlik, hukuki güvenlik, vergilerin kanuniliği ve vergilemede adalet ilkelerine aykırı olduğu, mali yükümlülüklerin, ancak kanun ile konulabilmesi mümkün iken Anayasanın 73. maddesine açıkça aykırı bir düzenleme yapıldığı, Bakanlar Kurulunun vergi ve benzeri mali yükümlülüklerin kapsamı ve içeriği konusunda düzenleme yetkisinin olmadığı, bu konudaki münhasır yetkinin, yasama meclisinde bulunduğu, bu yönüyle düzenlemenin dayanağı olarak gösterilen kanun maddesinin, Anayasaya aykırı olduğu, dava konusu düzenlemenin hukuka aykırı olması nedeniyle iptalinin gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALILARIN_SAVUNMALARI : Davalılardan Başbakanlık tarafından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği, davanın süresinde açılmadığı, dava konusu işlemlerin tesisi bakımından Bakanlar Kurulunun 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu'ndan kaynaklanan yetkisini kullandığı, Anayasaya aykırılığın söz konusu olmadığı, Kanun hükmüyle radyo ve/veya televizyon yayını almaya yarayan cihazlardan bandrol ücreti alınmasının amaçlandığı, dava konusu düzenlemeyle asli fonksiyonu iletişim ve bilişim olan ancak ayrıca radyo ve/veya televizyon yayını alabilen cihazlar için bandrol oranının düşürüldüğü, konusunda uzman olan kişilerden alınan raporlarda; tümleşik devre sistemine sahip olan cihazlarda cihazın radyo ve/veya televizyon yayını almaya yarayan kısmının cihazdan ayrı olarak düşünülemeyeceği ve ayrıca cihazdan ayrı olarak maliyet hesabı yapılamayacağının belirtildiği, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.
Davalılardan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından, dava konusu düzenlemelerin mevzuat ve kanun hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiği, üst hukuk normlarına aykırı olmadığı, Bakanlar Kuruluna kanunla verilen yetki kapsamında düzenleme yapıldığı, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddi savunulmaktadır. Davalılardan Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği, davanın yasal süresinde açılmadığı, Bakanlar Kurulunca kendisine verilen yetkinin yasal sınırları içinde kullanıldığı, teknolojik gelişmeler sonucunda yeni üretilen cihazların bandrole tabi olmasını sağlamak amacıyla verilen yetkinin kamu yararına hizmet ettiği, dava konusu cihazlar için diğer cihazlara göre daha düşük bandrol oranı belirlendiği, Anayasaya aykırılığın söz konusu olmadığı, haksız ve hukuki dayanağı olmayan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davanın kabulü ile dava konusu düzenlemelerin iptali gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, 28.06.2016 tarih ve 29756 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.06.2016 tarih ve 2016/8972 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 2. maddesinde atıfta bulunulan "Bandrole Tabi Cihazlar ve Bandrol Oranları" başlıklı Ek Listenin "Cep telefonları" başlıklı 7. maddesi ve "Bilgisayarlar (Tabletler dâhil)" başlıklı 8. maddesinde yer alan düzenlemelerin iptali, 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu'nun 4. maddesinin "d" bendine yer alan "...(a) fıkrasının 6 numaralı bendi kapsamında bandrole tabi olan cihazları türleri ve özellikleri itibarıyla gruplandırmaya ve her bir grup için farklı bandrol oranları belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir." hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülerek iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması istemiyle açılmıştır.
Davacının Anayasaya aykırılık iddiası yerinde görülmeyerek işin esası incelendi.
Dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının dayanağı olan ve Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna devamlı ve yeterli gelir kaynağı sağlamak amacını taşıyan, 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanununun 1. maddesinde, bu Kanunun, radyo, televizyon, video ve birleşik cihazlardan alınacak ücretler, elektrik enerjisi hasılatından ayrılacak paylar ile çeşitli gelirlerin tahakkuk, tahsilat işlemlerini kapsadığı; 4. maddesinde de, maddede sayılan cihazları imal edenlerin, cihazın satış faturasındaki (özel tüketim vergisi hariç) katma değer vergisi matrahı; ithal edenlerin ise, gümrük giriş beyannamesindeki (özel tüketim vergisi hariç) katma değer vergisi matrahı üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere ücret tahsil ederek, 5. maddeye göre Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna ödeyecekleri hükmüne yer verilmiştir.
3093 sayılı Kanunun 4. maddesinde, radyo, televizyon, video ve bunlardan oluşan birleşik cihazlar tek tek sayıldıktan sonra, anılan maddeye, 15/06/1987 tarih ve 3383 sayılı Kanunun 3. maddesiyle, yukarıda sayılan cihazların dışında kalan ve radyo televizyon yayınını almaya yarayan her türlü cihazlar ibaresine yer veren 6. bent eklenmiş; maddenin 4. fıkrasında, 16/06/2009 tarih ve 5904 sayılı Kanunun 36. maddesiyle yapılan değişiklik sonucunda, bu maddede belirtilen oranları topluca veya ayrı ayrı iki katına kadar artırmaya veya kanuni oranı sıfıra kadar indirmeye, 1. fıkrasının 6. bendi kapsamında bandrole tabi olan cihazları türleri ve özellikleri itibariyle gruplandırmaya ve her bir grup için farklı bandrol oranları belirlemeye Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu hususu düzenlenmiştir.
Olayda, cep telefonlarında radyo-tv alıcısının ayrı bir eklenti olmadığı; bu nedenle, cihazın bünyesindeki radyo alıcısı işlevini görebilecek olan parçanın, tek başına, cihazdan ayrı olarak anlam ifade etmediği, birçok fonksiyona sahip bu cihazlarda yer alan parçaları ortak olarak kullanan radyo alıcısı ve diğer kısımlarının değer tespitinin, objektif kriterlere dayalı olarak yapılmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşıldığından, düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, gereği görüşüldü:
Dava; 28/06/2016 tarih ve 29756 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16/06/2016 tarih ve 2016/8972 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 2. maddesinde atıfta bulunulan "Bandrole Tabi Cihazlar ve Bandrol Oranları" başlıklı Ek Listenin "Cep telefonları" başlıklı 7. maddesi ve "Bilgisayarlar (Tabletler dâhil)" başlıklı 8. maddesinde yer alan düzenlemelerin iptali ve düzenlemenin dayanağı olan 3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu'nun 4. maddesinin "d" bendinde yer alan "...(a) fıkrasının 6 numaralı bendi kapsamında bandrole tabi olan cihazları türleri ve özellikleri itibarıyla gruplandırmaya ve her bir grup için farklı bandrol oranları belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir." hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülerek iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurulması istemiyle açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
3093 sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Gelirleri Kanunu'nun 2. maddesinde, "Türkiye Radyo - Televizyon Kurumunun gelirleri şunlardır:
a) Radyo, televizyon, video ve birleşik cihazlardan tahsil edilecek ücretler,
b) Elektrik enerjisi hasılatından bu Kanuna göre ayrılacak paylar,
c) Genel bütçeden yapılacak katkılar,
d) Radyo ve televizyon vasıtasıyla yapılan her çeşit ilan ve reklam ile faaliyet gelirleri,
e) (Ek: 15/6/1987-3383/2 md.) Film, bant, plak, nota, dergi, kitap ve benzerlerinin yapım, yayın ve satışından elde edilecek gelirler,
f) (Ek: 15/6/1987-3383/2 md.) Radyo ve televizyonla ilgili her türlü ticari işlemler ve ortaklıklardan elde edilecek gelirler,
g) (Ek: 15/6/1987-3383/2 md.) Düzenlenecek konser, temsil ve benzeri programlara giriş ücreti ve bu yerlerde yapılacak ilan ve reklamdan elde edilecek gelirler,
h) Yapılacak her türlü bağış, yardım ve diğer gelirler. "hükmüne; dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle 4. maddesinin (a) fıkrasında, Aşağıdaki cihazları imal edenler cihazın satış faturasındaki (özel tüketim vergisi hariç) Katma Değer Vergisi matrahı, ithal edenler ise Gümrük Giriş Beyannamesindeki (özel tüketim vergisi hariç) Katma Değer Vergisi matrahı üzerinden bir defaya mahsus olmak üzere,
1. Renkli televizyon için % 8,
2. Siyah - beyaz televizyon için % 8,
3. (Değişik: 15/6/1987-3383/2 md.) Radyo, portatif radyo-teyp,radyo-pikap % 8,
4. Video için % 12,
5. Birleşik cihazlar için :
a- Video - televizyon-radyo )
Video – televizyon ) % 12,
Radyo – televizyon )
b-(Değişik : 15/6/1987 - 3383/2 md.) Müzik seti ve benzerler % 10
6. (Ek: 15/06/1987-3383/3 md.) Yukarıda sayılan cihazların dışında kalan ve görsel ve/veya işitsel yayınları alabilen her türlü cihazlar için % 10 tutarında ücret tahsil ederler ve 5. maddeye göre Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna öderler." hükmüne; 4. maddesinin (d) fıkrasında, (Değişik : 16/6/2009-5904/36 md.) "Bu maddede belirtilen oranları topluca veya ayrı ayrı iki katına kadar artırmaya veya kanuni oranı sıfıra kadar indirmeye, (a) fıkrasının 6 numaralı bendi kapsamında bandrole tabi olan cihazları türleri ve özellikleri itibarıyla gruplandırmaya ve her bir grup için farklı bandrol oranları belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir." hükmüne; 5. maddesinde, "Değişik : 10/9/2014 - 6552/105 md.) Bu maddenin (g) bendi kapsamı dışında kalan bandrol ücretleri; Gümrük idarelerince ithalatta alınan gümrük vergileri ve diğer mali yükümlülüklerden ayrı olarak tahsil olunur ve yapılan aylık tahsilat toplamı en geç takip eden ayın on beşinci gününe kadar Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna intikal ettirilir. Bu ücretlerin tahsiline, iadesine, teminata bağlanmasına ve tahsil edilen ücretlerin Türkiye Radyo-Televizyon Kurumuna aktarılmasına ilişkin usul ve esaslar Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu arasında müştereken belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
USUL YÖNÜNDEN:
Davacının Anayasa aykırılık iddiası ciddi, davalı idarelerin usule ilişkin itirazları ise yerinde bulunmamıştır.
ESAS YÖNÜNDEN:
Dosyanın incelenmesinden; 28/06/2016 tarih ve 29756 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16/06/2016 tarih ve 2016/8972 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 2. maddesinde atıfta bulunulan "Bandrole Tabi Cihazlar ve Bandrol Oranları" başlıklı Ek Listenin "Cep telefonları" başlıklı 7. maddesi ve "Bilgisayarlar (Tabletler dâhil)" başlıklı 8. maddesinde yer alan düzenlemelerin iptalinin istendiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu edilen cihazların radyo ve/veya televizyon yayını almaya yarayan kısımlarının, cihazdan ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu nedenle cihazın tümü üzerinden değil, sadece radyo ve-veya televizyon yayını almaya yarayan kısmı üzerinden bandrol ücreti alınabileceği ve Bakanlar Kurulunun kendisine verilen kanuni yetkinin sınırları dışına çıkarak karar verdiği iddiaları ile Dairemizin E:2016/12690 sayılı dosyasında açılan davada; Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünce dosyaya sunulan, Marmara Üniversitesi Rektörlüğü Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü tarafından hazırlanan 17/10/2010 tarihli teknik raporda, "(...) radyo ve/veya tv yayınlarını alabilen cep telefonlarının radyo ve tv işlevlerini yerine getiren parçalarının cep telefonunun telefon işlevini yerine getiren parçalarından ayrıştırılarak bedellerinin tespit edilmesi fiilen mümkün değildir. Çünkü yukarıda sayılan parçalar hem telefon hem de radyo ve/veya tv işlevlerinin de yerine getirilmesinde kullanılmaktadır." ifadelerine yer verildiği; öte yandan, Yeni Yüzyıl Üniversitesi tarafından hazırlanan 20/12/2010 tarihli teknik raporda ise; "Günümüzde tümdevre teknolojisi kullanılmadan üretilmiş hiçbir elektronik cihaz bulunmamaktadır. Buna tüm cep telefonu modelleri de dahildir (...) radyo, televizyon ve cep telefonu gibi işlevler aynı donanımı kullanmaktadır. Mesela televizyon izlemek için kullanılan ekran aynı zamanda cep telefonunun fonksiyonlarının görüntülendiği yerdir. Radyo ve televizyon kanalı aramak/değiştirmek için kullandığımız tuşlar ile cep telefonu da kullanılmaktadır. Sonuç olarak, tümdevre teknolojisi ile üretilmiş bir cihazda fonksiyonlara ait donanımları birbirinden ayırmanın fiziksel imkanı yoktur. Tümdevre teknolojisi kullanılarak üretilmiş cihazdaki her bir öge birden fazla fonksiyonu ifa ettiğinden sadece radyo ve/veya televizyon alıcı fonksiyonunu yerine getiren kısmın ayrıklaştırarak maliyetlendirilmesi imkansızdır." tespitlerinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin 05/05/2016 tarihli Teknik ve Mesleki Görüş yazısında da; "Cep telefonu, tablet ve bilgisayarların mimarisinin temelini tümleşik (entegre) devre tasarımları oluşturmaktadır. Bu tasarımlarda birçok işlevi yerine getirmesini sağlayan özel yazılımlar gömülü olan mikroişlemciler kullanılmaktadır. Söz konusu mikroişlemcilerin yürüteceği işlevler ile ilgili üzerinde son üretim teknolojileri ile birlikte sayısız giriş-çıkış terminali yer almakta olup; bu terminallerin birbirinden ayrılması mümkün görülmemektedir." ifadeleri bulunmakta olup; adı geçen yazıda aynı zamanda, söz konusu teknoloji kullanılarak üretilen cihazdaki radyo ve/veya televizyon alıcı fonksiyonunu yerine getiren kısmı ile ilgili belirli bir oran hesaplanmasının cep telefonu, tablet ve bilgisayarların mimarisi açısından mümkün görülmediği şeklinde değerlendirmelere yer verilmiştir.
Öte yandan, konuya ilişkin olarak, 26/04/2016 tarihli yazı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Teknik Düzenlemeler Dairesi Başkanlığı tarafından, "Mevcut radyo-tv yayınlarının alınabilmesi için bilgisayar, tablet veya iletişim cihazı gibi cihazların donanımsal tuner ve/veya radyo-tv yazılımına sahip olması gerekmektedir. Bahse konu cihazlarda radyo-tv işlevlerini yerine getiren devre, entegre ve parçaların iletişim fonksiyonunu yerine getiren parçalardan ayrıştırılması hususunda, mezkur cihazlarda tümleşik devre yapısının kullanılması ve donanımsal tuner olmayan cihazlarda bu işlevi yerine getirecek bir yazılım yüklü olması halinde radyo-tv yayınları alınabileceğinden, ekonomik değer ya da maliyet ayrıştırılması anlamında oransal olarak değerlendirme yapılamayacağı mütalaa edilmektedir." yönünde görüş bildirilmiştir.
Söz konusu teknik rapor ve görüş yazılarında yer verilen değerlendirmeler dikkate alındığında; cep telefonlarında radyo-tv alıcısının ayrı bir eklenti olmadığı; bu nedenle, cihazın bünyesindeki radyo alıcısı işlevini görebilecek olan parçanın, tek başına, cihazdan ayrı olarak anlam ifade etmediği, birçok fonksiyona sahip bu cihazlarda yer alan parçaları ortak olarak kullanan radyo alıcısı ve diğer kısımlarının değer tespitinin, objektif kriterlere dayalı olarak yapılmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Öte yandan, 3093 sayılı Kanun'un anılan 4. maddesinde, radyo, televizyon, video ve bunlardan oluşan birleşik cihazlar tek tek sayıldıktan sonra, maddeye, 15/06/1987 tarih ve 3383 sayılı Kanun'un 3. maddesiyle, yukarıda sayılan cihazların dışında kalan ve radyo televizyon yayınını almaya yarayan her türlü cihazlar ibaresine yer veren 6. bent eklenmiş; maddenin (d) fıkrasında, 16/06/2009 tarih ve 5904 sayılı Kanun'un 36. maddesiyle yapılan değişiklik sonucunda, bu maddede belirtilen oranları topluca veya ayrı ayrı iki katına kadar artırmaya veya kanuni oranı sıfıra kadar indirmeye, 1'inci fıkrasının 6'ncı bendi kapsamında bandrole tabi olan cihazları türleri ve özellikleri itibariyle gruplandırmaya ve her bir grup için farklı bandrol oranları belirlemeye Bakanlar Kurulunun yetkili olduğu belirtilmiştir.
3093 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca, Bakanlar Kurulu tarafından 16/06/2016 tarihinde kabul edilen ve 28/06/2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 2016/8972 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 2. maddesiyle bandrol ücretlerinin oranları yeniden belirlenmiş, dava konusu edilen "Bandrole Tabi Cihazlar ve Bandrol Oranları" başlıklı listenin 7 numaralı bendinin (a) alt bendinde, cep telefonlarının, dahili tüner ile radyo ve/veya televizyon yayınlarını alabilenlerin %7 ve (b) bendinde, internet bağlantısı vasıtasıyla doğrudan veya herhangi bir yazılım veya donanım ilavesi ile radyo ve/veya televizyon yayınlarını alabilenlerin %6 oranında bandrol ücretine tabi olduğu, 8 numaralı bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde de aynı özelliklerdeki bilgisayarların (tabletler dahil) sırasıyla %3 ve %2 oranında bandrol ücretine tabi olduğu, kararlaştırılmıştır.
Anılan kanuni düzenlemelere göre, kanun koyucu tarafından sayılan cihazlar üzerinden belli oranlarda bandrol ücreti alınması yönünde hüküm koyulduğu, radyo ve/veya televizyon yayını almaya yarayan her türlü cihazın bu özelliği itibarıyla bizatihi kendisinin bandrole tabi tutulduğu, asli işlevi radyo ve/veya televizyon yayını almak olmasa da bu cihazın tümünün kastedildiği açıkça anlaşılmaktadır.
Bunun yanında, kanunun amacına uygun olarak radyo ve televizyon gibi doğrudan yayın alma işlevine sahip cihazlar için %16 oranında bandrol ücreti alınması hüküm altına alınmış iken, radyo ve/veya televizyon yayını almaya yarayan cihazlardan biri olan cep telefonları için, kanunun verdiği yetkiye dayanarak Bakanlar Kurulu tarafından %6 ve %7, tabletler dahil bilgisayarlar için de %3 ve %2 gibi daha düşük oranlar belirlenmiştir. Böylece, cihazların işlevlerindeki farklılıklar dikkate alınmak suretiyle bandrol ücreti belirlenerek cihaz özellikleri göz önünde bulundurulmuş ve bandrol ücretinde yayın alma özelliği esas alınarak ücret belirlenmiştir.
Anılan nedenlerle iptali istenilen düzenlemede hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Aşağıda ayrıntısı gösterilen … TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 24/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.