13. Hukuk Dairesi 2015/18445 E. , 2018/183 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı avukat olduğunu, davalı ile aralarında dava dışı şirketten olan kira alacağının tahsili ve mecurun tahliyesi hususunda vekaleten temsil etmek üzere ücret sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre bu işlemler için 10.000 USD ücret konusunda anlaşıldığını, bu kapsamda dava dışı şirkete gerekli ihtarların gönderildiğini, tespit yaptırıldığını, icra takibi başlatılıp takibe itiraz nedeni ile itirazın iptali davası açıldığını, davanın aleyhe sonuçlanıp kesinleştiğini, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesine ve sözleşme başarı şartına bağlı olmamasına karşın 10.000 USD ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, başlattığı takibe vaki itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının işi gereği gibi takip etmediğini, hukuki hizmeti eksik verdiği gibi gecikmelere neden olduğunu, kendisine verilen avansların nereye harcandığını kanıtlaması gerektiğini kaldı ki sözleşmede kararlaştırılan 29.640,00 TL kira alacağının tahsili halinde ancak avukatın ücrete hak kazanabileceğini bunun ise sağlanamadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, takibe itirazın 17596,90 TL asıl alacak, 1045,69 TL işlemiş faiz toplamı olan 18.642,59 TL yönünden iptali ile takibin devamına, asıl alacak için takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 1. maddesine göre yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacı katılma yolu ile temyiz talebinde bulunmuş olup, davalının temyiz dilekçesi 17.04.2015 de tebliğ olunmuş davacı vekili tarafından 04/05/2015 tarihinde katılma yolu ile hüküm temyiz edilmiştir. Yasal on günlük katılma yolu ile temyiz süresi geçtikten sonra verilen temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, taraflar arasında imzalanan avukatlık ücret sözleşmesi gereğince hak edilen vekalet ücretinin davalıdan tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali davasıdır. Davacı, sözleşme gereği 10.000 USD maktuen belirlenen ücretin tarafına ödenmediğini ileri sürmektedir. Davalı ise avukatın işleri gereği gibi yürütemediğini ve sözleşmeye göre ücrete hak kazanamadığını savunarak davanın reddini dilemektedir. Taraflar arasında imzalanan 10.11.2008 tarihli ücret sözleşmesinde 9. ve 10. ay kira alacağına ilişkin toplam 29.640,00 TL alacağın tahsili ile kiracının mecurdan tahliyesi için 10.000 USD avukatlık ücretinin avukata ödenmesi hususunda anlaşıdığı belirtilmiştir. Avukatın bu kapsamda kira alacağının tahsili için 70.387,59 TL üzerinden takip başlattığı, ihtarlar gönderdiği, tespit yaptırdığı takibe itiraz üzerine itirazın iptali davası açtığı ancak davanın aleyhe sonuçlandığı uyuşmazlık konusu olmadığı gibi mecurun tahliyesi için her hangi bir işlem yapmadığı da sabittir. Davacı avukatın işin gereklerine aykırı hareket ettiği ispatlanamadığı gibi azledilmiş de değildir. Vekilin ücrete hak kazanabilmesi için başarı şartı da gerekmemektdir. Hal böyle olunca davacının ücrete hak kazandığı sonucuna varılmasında isabetsizlik yoktur. Ne var ki, ücret sözleşmesinde tahliye ve alacağın tahsili üzerine maktuen belirlenen bir ücret vardır. Bilirkişi ve mahkeme tarafından ücret hesabı yapılırken yalnızca alacağın tahsili yönünden yapılan takip değeri üzerinden bir değerlendirmeye gidilmiş ve 10.000 USD alacağın, Avukatlık Kanunu 164/2 gereği takip tutarının %25 ini aşmaması gerektiği belirtilerek belirlenen rakama hükmedilmiştir. Her ne kadar hükmedilen alacak içinde tahliye olmadığı vurgulansa da 10.000 USD yönünden yapılan kıyasta yalnızca icra dosyası için hakedilen ücretin Avukatlık Kanunu 164/2 maddesi gereğince belirlenen %25 lik sınırı geçemeyeceği belirlenmiştir. Halbu ki bu sınır içinde tahliye için gerekli işlemler de olmalıdır.
Kısaca, mahkemece davacı avukatın yaptığı işler ile yapmadığı işler arasında oranlama yapılarak ücret belirlenmelidir. Sözleşmeye konu işlemler ( tahliye + alacağın tahsili ) ve sözleşmede düzenlenen ücret ( 10.000 USD ) için oranlama belirlendikten sonra Avukatlık Yasası hükümleri ayrıca dikkate alnarak sonucuna göre hüküm tesis edilmelidir. Aksi hakkaniyete aykırı olduğu gibi avukatın yapmadığı iş için de ücret almasına sebebiyet vereceğinden usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
3-Davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan birinci bent gereğince davacının temyiz dilekçesinin reddine, ikinci bent gereğince hükmün davalı yararına BOZULMASINA, üçüncü bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına peşin alınan 318,39 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.