
Esas No: 2020/4254
Karar No: 2021/3615
Karar Tarihi: 23.06.2021
Danıştay 10. Daire 2020/4254 Esas 2021/3615 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4254
Karar No : 2021/3615
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLLERİ : Hukuk Müşaviri …, Hukuk Müşaviri Av. …
TEMYİZ EDEN MÜDAHİLLER(DAVALI YANINDA) : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- …
VEKİLİ : Av. … Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : Kendi Adlarına Asaleten ...'a Velayeten ... ve ...
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davalı idare ve davalı yanında müdahiller tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, davacılardan ...'ın 28/11/2012 tarihinde baş ağrısı şikayetiyle Niğde ili, Bor Devlet Hastanesi nöroloji polikliniğine başvurduğu, ilaç tedavisi uygulandığı, ancak şikayetinin devam ettiği 28/11/2012 ila 31/01/2014 tarihleri arasında 5 kez aynı hastaneye tedavi için gittiği, hastalığının ilerleyen bir seyirle devam ettiği, son başvurusunda şikayetlerinin çok artış gösterdiği, 20/02/2014 tarihinde aynı hastanenin göz polikliniğine müracaat ettiği, görme kaybı oluşması nedeniyle tekrar göz doktoruna muayeneye gittiği, ancak şikayetlerinin devam ettiği ve özel bir hastaneye gittiği, burada beyin tümörü teşhisi konulduğu, tedavi süresince gerekli özenin gösterilmemesi nedeniyle %90 oranında görme kaybına uğramasına sebebiyet verildiğinden bahisle ... için iş gücü kaybından dolayı 10.000,00 TL (miktar artırım ile 617.037,80 TL), bakıcı giderinden dolayı 10.000,00 TL (miktar artırım ile 958.998,47 TL) olmak üzere toplam 20.000,00 TL (miktar artırım ile 1.576.036,27 TL) maddi tazminatın ve 100.000,00 TL (miktar artırım ile 400.000,00 TL) manevi tazminatın, eş ... için 50.000,00 TL, küçük ... için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 175.000,00 TL (miktar artırım ile 475.000,00 TL) manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; olaya yönelik olarak ceza soruşturması aşamasında Adli Tıp 2. İhtisas Kurulunca hazırlanan 15/05/2015 tarihli rapor ile ceza davası kapsamında Adli Tıp Genel Kurulunca hazırlanan 20/10/2016 tarihli raporda yapılan belirlemelere göre davacı ...'ın tedavisi süresince tıbben yapılması gerekli tetkiklerin yapılmadığı anlaşıldığından davacılardan ...'ın görme kaybının oluşmasında, idarenin hizmet kusurunun bulunduğunun açık olduğu, dosyada mevcut bulunan Çukurova Üniversitesinin 30/09/2014 tarihli özürlü sağlık kurulu raporu ve Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesinin 09/11/2017 tarihli engelli sağlık kurulu raporundan davacı ...'ın engel durumuna göre tüm vücut fonksiyonu kaybı oranının %90 olduğu, Mahkemece yaptırılan aktüerya bilirkişisi incelemesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda, adı geçenin sürekli iş göremezlik nedeniyle uğramış olduğu maddi zarar toplamının 617.037,80 TL, toplam bakıcı giderinin 958.998,47 TL olarak hesaplandığı, iş göremezlik zararı bakımından 617.037,80 TL'nin, bakıcı gideri zararı bakımından ise olay tarihinden dava açıldığı tarihe kadarki kısım için 29.329,10 TL'nin davacı ...'a ödenmesi, dava süresince ve daha sonraki yıllar için yapılacak bakıcı giderinin ise tazminat hesaplamasının ilgili yıldaki brüt asgari ücret üzerinden ve davacı ...'ın yaşadığı belgelendirilmek kaydıyla her takvim yılının başında peşin olarak davacılara ödenmesi gerektiği, olayda, davacıların çektiği elem ve üzüntüye karşılık olarak, davacı ... için 50.000,00 TL, davacı eş ... için 20.000,00 TL, davacı küçük ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 75.000,00 TL manevi tazminatın davacılara ödenmesi gerektiği, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu … İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu belirtilerek davalı idare ve davalı yanında müdahiller tarafından yapılan istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, bünyesinde risk taşıyan sağlık hizmetinden faydalananların hizmetin sunulmasından ve tıbbi girişimlerden doğabilecek bazı komplikasyonlar ile karşılaşabileceği, idarenin sağlık hizmetinin yürütülmesinden kaynaklanan sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için gereken şartların dava konusu olay bakımından gerçekleşmediği, davacıya uygulanan tedavide hizmet kusuru bulunmadığı, olay ile ilgili olarak açılan ceza davasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunun tebliğ edilmediği, bu rapora itiraz etme hakkının kullandırılmadığı, aktüerya bilirkişisinin yaptığı hesaba yönelik itirazların da dikkate alınmadığı ileri sürülmektedir.
Davalı yanında müdahiller tarafından, davacının tedavi sürecinin bir bütün olarak incelenmediği, ceza davası kapsamında alınan ve eksik belgelerle hazırlanan Adli Tıp Kurumu raporuna dayanılarak karar verildiği, bu rapora yapılan itirazlar üzerine dosyanın tekrar Adli Tıp Kurumuna gönderildiği, tedavi sürecinde beş hekim yer almasına rağmen sadece iki hekim aleyhine görülen ceza davasında henüz bir karar verilmediği, ceza yargılaması anlamında değerlendirilen kusur ile idari yargılamada değerlendirilen kusur ve ölçütlerinin farklı olduğu, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporunun idari yargılamada esas alınamayacağı, olayda sürece katılan tüm hekimlerin zarara etkisinin değerlendirilmesi gerektiği, kusur incelemesi talebi dikkate alınmadan tazminat hesaplandığı, uygulanan tıbbi müdahalelerin mevcut endikasyona uygun olduğu, tüm hasta kayıtları incelendiğinde, iddia edilen zarar ile hekim uygulaması arasında illiyet bağı olmadığının görüleceği, hastada beyin tümörü bulguları olmadığından beyin cerrahisine sevk edilmediği, BT tetkiki ve konsültasyon istenmediği, görme kaybı oluştuğu iddia edilen ameliyatın öncesi ve sonrasındaki verilerin dikkate alınmadığı, hastadaki görme siniri hasarının Adana Numune Hastanesinde yapılan operasyon sonrası belirginleştiği ve kalıcı hale geldiği, görme kaybının müdahil doktorların rol almadığı bir süreçte uygulanan tıbbi müdahalelerden kaynaklandığı, kusur incelemesinin nöroloji, göz hastalıkları, beyin ve sinir cerrahisi uzmanlarından oluşan bir bilirkişi heyetince yapılması gerektiği, tazminata esas alınan maluliyet raporunun eski tarihli muayene verilerine göre hazırlandığı, engelli sağlık kurulu raporunun tebliğ edilmediği, denetime açık olmadığı, bakıcı giderine yönelik bir belge sunulmadığı, evde bakım ücreti alıp almadığının bilinmediği, alınıyorsa tazminattan düşülmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacılardan ...'ın, 28/11/2012 tarihinde baş ağrısı şikayetiyle Niğde İli, Bor Devlet Hastanesi nöroloji polikliniğine başvurduğu, migren tanısıyla ilaç tedavisi uygulandığı, ancak şikayetinin devam ettiği 28/11/2012 ila 31/01/2014 tarihleri arasında pek çok kez aynı hastanenin aynı polikliniğine tedavi için başvurduğu, 31/01/2014 tarihli başvurusunda baş ağrısı şikayetine ilaveten görmede bulanıklık şikayetinin de bulunduğu, migren tanılı tedaviye rağmen görmede bulanıklık şikayetinin artması sebebiyle 20/02/2014 tarihinde aynı hastanenin göz polikliniğine başvurduğu, konjonktivit tanısıyla yapılan medikal tedaviye rağmen görme kaybı oluşması sonrasında tekrar muhtelif hastanelerin göz polikliniğine başvurduğu, ancak şikayetlerinin devam ettiği, bayılma şikayetinin de olması akabinde başvurduğu özel bir sağlık kuruluşunda yapılan kranial mr tetkiki ile serebellar kitle teşhisinin konulduğu, Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde serebellar kitle tanısıyla ameliyata alındığı, devamında her iki gözünde de %90 görme kaybının oluştuğu, davacılar tarafından, ...'ın Bor Devlet Hastanesindeki tedavi süresince gerekli özenin gösterilmemesi sebebiyle %90 oranında görme kaybına uğradığı ileri sürülerek maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle 1501/2016 kayıt tarihli dilekçeyle davalı idareye yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle "bilirkişi" konusunda atıfta bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve aynı Kanun'un 447. maddesinin 2. fıkrası ile mevzuatta 1086 sayılı Kanun'a yapılan atıfların, 6100 sayılı Kanun'un bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
6100 sayılı Kanun'un "Bilirkişi raporunun verilmesi" başlıklı 280. maddesinde; bilirkişinin, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye vereceği; raporun verildiği tarihin rapora yazılacağı ve duruşma gününden önce birer örneğinin taraflara tebliğ edileceği, "Bilirkişi raporuna itiraz" başlıklı 281. maddesinin 1. fıkrasında ise; tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 26. maddesinin birinci fıkrasında, ''Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.'' hükmü düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan düzenlemeler uyarınca, Mahkemelerce esas hakkında karar verilmeden önce, bilirkişi raporunun birer örneğinin taraflara tebliğ edilmesi ve bilirkişi raporuna tarafların itiraz edebilmelerine olanak tanınması, uygulanması zorunlu bir usul kuralıdır.
Dava dosyanın incelenmesinden, Mahkemece, ilgililer hakkında … Asliye Ceza Mahkemesi nezdinde açılan ceza davasına ait dosyadan (UYAP sistemi üzerinden), Adli Tıp Kurumundan alınan raporun 11/04/2017 tarihinde temin edildiği, akabinde 13/04/2017 tarihli ara kararı ile, davacılardan, davacı ...'ın engel durumunu ve fonksiyon kayıplarının süreklilik teşkil edip etmediğini gösteren son durumuna dair tam teşekküllü bir devlet hastanesinden alınmış sağlık kurulu raporunun gönderilmesinin istenildiği, davacı tarafından 07/07/2017 kayıt tarihli dilekçesi ekinde, 30/09/2014 tarihli Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi özürlü sağlık kurulu raporunun sunulduğu, ancak Adli Tıp Kurumu raporu ile engelli sağlık kurulu raporu örnekleri taraflara tebliğ edilmeden esas hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile engelli sağlık kurulu raporu taraflara tebliğ edilmeden ve taraflara raporlara itiraz hakkı tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanması suretiyle davanın esası hakkında karar verilmesinde, bu suretle verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine ve adil yargılanma hakkına uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın kısmen kabulü kısmen reddi yönündeki Aksaray İdare Mahkemesi kararına yönelik davalı idare ve davalı yanında müdahiller tarafından yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Ayrıca, davacılardan ...'ın UYAP üzerinden alınan nüfus kayıt örneğinin incelenmesinden, 13/05/2021 tarihinde temyize konu karardan sonra vefat ettiği görülmekle, işbu bozma kararı üzerine, adı geçen davacı yönünden, öncelikle 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin birinci fıkrası gereğinin yerine getirilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, her ne kadar davacılardan ...'ın tedavi sürecinde yer alan ... ve ... müdahil konumda bulunmakta ise de, adı geçen davacının Bor Devlet Hastanesindeki tedavi sürecine katılan diğer hekimlerin (..., ...) müdahil konumda olmadığı görüldüğünden, ...'ın anılan sağlık kuruluşunda gerçekleştirilen takip ve tedavisinde davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı iddia edilen maddi ve manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi isteminden kaynaklanan işbu davanın ihbarı için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesi ile anılan maddenin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 61. ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca gerekli koşulların oluştuğu anlaşılmakta olup, Mahkemece, esastan yeniden karar verilirken dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişi veya kişilerin tespit edilerek davanın res'en ilgililere davaya müdahil olabilme haklarını kullanabilmelerini teminen davanın ihbarı gerektiği açıktır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idare ve davalı yanında müdahillerin temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın kısmen kabulü kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 23/06/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.