
Esas No: 2016/5083
Karar No: 2018/270
Karar Tarihi: 18.01.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/5083 Esas 2018/270 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, Nisan 2013 tarihinde adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış sözleşmesi ile 6 adet devremülk satın aldığını, davalı şirkete toplam 6 adet devremülk için tüketici kredisi kullanarak 52.400,00 TL ödediğini, sözleşmedeki edimin davalı tarafça yerine getirilmediğini belirterek sözleşmenin feshi ile ödediği bedellerin ticari faiziyle iadesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amaca açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde tanımlara yer verilmiştir. Aynı maddede tüketici, bir mal veya hizmet ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasındaki uyuşmazlığın mal ve hizmet piyasalarında bir malın mesleki ve ticari olmayan amaçla edinilmesi veya kullanılmasından doğması aranmaktadır. Somut olayda davacı dava dilekçesinde 6 adet devremülk satın aldığını beyan etmiş olup bu beyanı ile devremülkün yatırım amacıyla satın alındığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca davanın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun kapsamına girmediğinin kabulü gerekir. Öyle olunca, davanın tüketici mahkemesinde görülmesi doğru olmayıp, tarafların sıfatına ve aradaki ilişkiye göre genel mahkemede görülmelidir. Görev kamu düzeninden olup yargılamanın her safhasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece resende gözetilmesi gerekir. Mahkemece genel mahkeme sıfatıyla karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.