
Esas No: 2017/4557
Karar No: 2020/2451
Karar Tarihi: 20.02.2020
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/4557 Esas 2020/2451 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... Yatılı İlköğretim Bölge Okulun’a değişik tarihlerde olmak üzere toplam 1966 litre motorin, 23 litre motor yağı ve 36 litre antifiriz sattığını, davalı tarafın satılan bu malların bedelini ödemediğini, ayrıca müvekkilinin 650,00 TL geçici teminatının da davalı tarafça ödenmediğini beyan ederek 7.100,00 TL"nin satış tarihlerinden itibaren işleyecek olan ticair faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, o tarihlerde zaten ihale ile alım olduğunu ve bedellerinin ödendiğini, davaya konu edilen alımların kurumlarınca yapılmadığını, kim aldıysa onun sorumlu olacağını savunmuştur.
Mahkemece, davanın 2.211,28 TL yönünden kısmen kabulüne dair 26.09.2012 tarihli kararın taraflarca temyizi üzerine, Dairemizce hüküm davacı yararına bozulmuş; Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 26/02/2014 tarihli ilam ile davanın aynı şekilde yine 2.211,28 TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, yine taraflarca temyiz edilmiş ve verilen karar Dairemizin 2014/29786 Esas ve 2016/4933 Karar sayılı ilamı ile tekrar bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne 7.100,00 TL’nin dava tarihi olan 31/07/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca davalı kurum harçtan muaftır. Açıklanan kanun hükmü nedeniyle davalı kurumdan harç alınması olanaksızdır. Buna göre, davalının harçtan muaf tutulması gerekirken davacı tarafça yatırılan ve yargılama giderleri içinde yer alan harçların da yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4.bendinin hükümden çıkartılarak yerine “Davacı tarafından yapılan 94 TL tebligat, 43,55 TL yazışma gideri ve 400 TL bilirkişi ücreti toplam 537,55 TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına, 5. bendinin hükümden çıkartılarak yerine “Davalı harçtan muaf olduğundan davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 15,60 TL başvurma harcı ve 95,09 TL peşin harç toplamı olan 110,69 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.