11. Ceza Dairesi 2020/304 E. , 2020/6716 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet
Sanık ... müdafilerinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın türü ve süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü:
Katılanlar ..., ... ve ... vekilinin süre tutum ve gerekçeli temyiz dilekçeleri içeriğinden; temyiz talebinin yalnızca sanıklar ..., ... ve ... haklarında verilmiş olan beraat hükümlerine yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
A-Sanık ... hakkında “özel belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Cumhuriyet Savcısının, 23/05/2019 tarihinde verilen hükmü 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 310. maddesinde belirlenen bir aylık yasal süresinden sonra 04/07/2019 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından, temyiz talebinin aynı Kanun’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
B-Sanıklar ..., ... ve ... haklarında “özel belgede sahtecilik” suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılanlar vekilinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Yüklenen suçun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek Mahkemece kabul ve takdir kılınmış; katılanlar vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
C-Sanık ... hakkında “özel belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafilerinin temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
1-Türk Ceza Kanunu"nun 207. maddesinde yer alan özel belgede sahtecilik suçunda, gerçeğe aykırı belge düzenleme olarak tanımlanan içerik (fikri) sahteciliğine yer verilmemiş, yalnızca, "belgeyi sahte düzenleme" hareketine yer verilmiştir. İçerik sahteciliğinde belgeyi düzenleyen olarak görülen kişi gerçek olduğu halde, belgenin içeriği gerçeğe aykırıdır. Maddede sadece taklit suretiyle sahte belge düzenleme veya gerçek bir belgede ekleme veya çıkarma suretiyle sahtecilik, başka bir deyişle maddi sahtecilik eylemlerine yer verilmiştir. Maddenin gerekçesinde belgenin sahte olarak düzenleme hareketi açıklanırken; "özel belge esasında mevcut olmadığı halde, mevcutmuş gibi sahte üretilmektedir" ifadesiyle de eylemin maddi sahteciliği kapsadığı belirtilmiştir. Buna göre salt yalan beyanı içeren özel belge, açıklanan ve unsurları gösterilen özel belgede sahtecilik suçunun maddi konusunu oluşturmamaktadır. Sanığın yönetim kurulu üyeliğini yaptığı .... Sitesinde, katılanların 304 ada 2 parsel kat malikler kurulunun 12/09/2012 tarihli kararı ile yönetici olarak seçildikleri, sanığın dosyanın diğer sanıkları ile birlikte 25/08/2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yazılı olduğu genel kurul toplantı tutanağının düzenlenmesinden sonra bu tutanakta yer almayan “toplu yapı yönetim planının kabulüne ve bu planın Tapu Sicil Müdürlüğüne tescili için yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin” gündem maddesini tutanağa sonradan eklediği ve yönetim planının tescili için bu tutanağı Tapu Sicil Müdürlüğü’ne ibraz ettiği bu suretle özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; sanık ... ve diğer sanıkların savunmaları, tanıkların beyanları, dosyada bulunan tutanaklar ve tüm dosya kapsamından mahkemenin de kabulünde belirttiği gibi toplu yapıya geçiş ile ilgili gündem maddesinin toplantıda görüşüldüğünün ancak muhalif grubun toplantı salonuna girmesi ve tartışma çıkması üzerine ilgili hususun toplantı tutanağına yazılamadığının anlaşılması ve yeniden düzenlenen tutanakta bu maddenin de yazıldığı, sanık tarafından toplantıda görüşülmediği halde görüşülmüş gibi içeriği sahte olarak tanzim edildiği belirtilen suç konusu belgenin altındaki imzaların adı geçen kişilere ait olmadığına dair bir iddianın da bulunmaması karşısında, sanığın eyleminin içerik sahteciliği olarak kabul edilmesi gerektiği, içerik sahteciliğinde, 5237 sayılı TCK"nin 207. maddesinde düzenlenen özel belgede sahtecilik suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a)5271 sayılı CMK"nin 231/8. maddesine, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetilmeden, engel adli sicil kaydı olmayan, hakkında takdiri indirim maddesi uygulanan sanık hakkında başkaca bir sebep gösterilmeksizin “Sanığın iş bu suçu adli sicil kaydında yer alan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde anlaşıldığından” bahisle, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
b)Sanık hakkında "özel belgede sahtecilik" suçundan kurulan hükümde uygulama maddesinin “5237 sayılı TCK’nin 207/1. maddesi” yerine, "5237 sayılı TCK’nin 107/1. maddesi" şeklinde yanlış gösterilmesi,
c)Sanık hakkında temel ceza belirlendikten sonra 5237 sayılı TCK"nin 52/2 maddesi uyarınca hapis cezasını para cezasına çevirirken hesap hatası sonucu 3.000 TL adli para cezası yerine 6.000 TL adli para cezasına hükmolunması suretiyle fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanık müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 10/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.