Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2016/15812
Karar No: 2021/3458
Karar Tarihi: 21.06.2021

Danıştay 10. Daire 2016/15812 Esas 2021/3458 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/15812
Karar No : 2021/3458

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... (...)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı VEKİLİ : Av. ...
2- ... Bakanlığı
(... Bakanlığı)
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının üçüncü kişiden (galeriden) satın aldığı ... plakalı araca, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 9. maddesinin 1. fıkrası ile 11. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ... Sulh Ceza Mahkemesinin ... D.İş sayılı dosyasında verilen karar sebebiyle el konulması nedeniyle, el konulan aracın yurda getirilmesinde ve satın alınmasında gümrük idaresinin yeterli denetimi yapmamak, trafik tescil işlemlerinin de yetersiz araştırmayla yapılmak suretiyle davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek, aracın satın alınma bedeline karşılık 90.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın 19/02/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; dava konusu araç için düzenlenen faturanın, tarih ve sayısı değiştirilmeden aracın Türkiye'de serbest dolaşıma girişi sırasında ilgili gümrük idaresine sadece tutarı düşük yazılıp tanzim edilmek suretiyle ibraz edildiği dikkate alındığında, açıklanan bu durumun yapılan soruşturma kapsamındaki araştırma ve incelemeler sonucunda anlaşılabildiği, idarelerin hileli işlemlerle yanıltıldığının anlaşıldığı, davalı idarelerin açık bir ihmalinin de tespit edilemediği, davacının, aracı ithal ederken uygunsuz işlem yaparak kendisini aldatan firma veya firmalara karşı varsa uğradığı zararların tazmini için dava açabileceği ve dava konusu olayda, davalı idarelere davacıya tazminat ödenmesini gerektirecek nitelikte bir hizmet kusuru izafe edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, maddi tazminat istemi bakımından nispi olarak belirlenen 9.950,00 TL ve manevi tazminat talebi bakımından duruşmalı işler için belirlenen 1.500,00.TL olmak üzere toplam 11.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, el konulan aracın Devlet kayıtlarına güvenilerek alındığı, tasfiyesinin de Devlet tarafından yapılacağı, dolayısıyla araca el konulması nedeniyle ortaya çıkan zararın da Devlet tarafından karşılanması gerektiği, idarenin denetim eksikliği ve hareketsizliğinin de hizmet kusuru oluşturduğu, bundan kaynaklanan zararların da Anayasa’nın 125. maddesi uyarınca tazmin sorumluluğunun idareye ait olduğu, dava konusu olayda, davalı idarelerin hizmet kusuru sebebiyle sorumlu olduğu, ancak aksi düşünülse bile kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca zararlarının tazmini gerektiği ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

KARŞI_TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı Ticaret Bakanlığı tarafından; davacının aracına yargı kararı sebebiyle el konulduğu, bağlı yetki içerisinde hareket eden idarelerinin hizmet kusurunun bulunmadığı, gümrük idaresinin söz konusu araçla ilgili olarak gözetim ve denetim yükümlülüğünü eksiksiz yerine getirdiği, davacının aracına el konulması sebebiyle henüz kesinleşmiş bir zararının olmadığı, bir zararın oluşması halinde ise aracı ithal eden kişiye karşı özel hukuk kuralları içerisinde dava açma hakkının bulunduğu ileri sürülmektedir.
Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından; savunma dilekçesi verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Sonucu itibarıyla hukuka uygun olan İdare Mahkemesi kararının, vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren, 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun Ek 1. maddesi uyarınca Danıştay Onuncu ve Sekizinci Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Temyize Konu İdare Mahkemesi Kararının, Davacının Maddi ve Manevi Tazminat İstemi yönünden Davanın Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacının üçüncü kişiden (galeriden) satın aldığı ... plakalı araca, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 9. maddesinin 1. fıkrası ile 11. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ... Sulh Ceza Mahkemesinin ... D.İş sayılı dosyasında verilen karar sebebiyle el konulması nedeniyle, el konulan aracın yurda getirilmesinde ve satın alınmasında gümrük idaresinin yeterli denetimi yapmamak, trafik tescil işlemlerinin de yetersiz araştırmayla yapılmak suretiyle davalı idarelerin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek, aracın satın alınma bedeline karşılık 90.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın 19/02/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden; ... plakalı, ... marka aracın, 01/01/2007-05/10/2010 tarihleri arasında serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile ... Otomotiv İnşaat Tur. San ve Tic. Ltd. Şti. tarafından Almanya'dan ithal edildiği, Gebze Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile yurda sokulan 193 aracın kaçak olduğu ve haklarında 5607 sayılı Kanun'un 9/1. ve 11/1. maddeleri gereğince el koyma kararının verilmesinin talep edilmesi üzerine, ... Sulh Ceza Mahkemesinin ... tarih ve Değişik İş No: ... sayılı kararı ile plakaları belirtilen araçlar üzerine fiilen el konulmasına karar verildiği, akabinde ... Ağır Ceza Mahkemesinin E: ... sayılı dosyasında açılan ceza davasının, birleştirme sebebiyle esasının kapatıldığı ve son olarak ... Ağır Ceza Mahkemesinin E: ... esas sayılı dosyasında yargılamanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.
İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar, idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin malvarlığında meydana gelen azalma veya elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan zarardır.
Uyuşmazlıkta; tazminat olarak aracın satın alma değerinin talep edildiği göz önüne alındığında; el konulan aracın ancak müsadere edilmesi veya mülkiyetinin kamuya geçirilmesi halinde aracın davacının mülkiyetinden çıkacağı ve davacının mal varlığında bir azalma olacağı açıktır. Davaya konu araç ile ilgili olarak ... Ağır Ceza Mahkemesinin E: ... esas sayılı dosyasında görülen ceza davasının halen derdest olduğu görülmektedir.
Bu durumda; ... plakalı araca el konulması sebebiyle davacının söz konusu aracın mülkiyetini kaybettiğinin söylenemeyeceği, dolayısıyla davacının aracın satın alınma bedelinden oluştuğunu öne sürdüğü zararının tam ve kesin olarak meydana geldiği kabul edilemeyeceğinden, davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.

Temyize Konu İdare Mahkemesi Kararının, Reddedilen Maddi Tazminat Nedeniyle Davalı İdareler Lehine Nispi Vekâlet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Kısmının İncelenmesi:

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay'ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
21/12/2015 tarih ve 29569 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibarıyla uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesinde; "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmüne yer verilmiştir
Aynı Tarifenin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde ise "(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, 90.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davanın reddine ve reddedilen maddi tazminat yönünden 9.950,00 TL ve manevi tazminat yönünden ise 1.500,00 TL olmak üzere toplam 11.450,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine karar verildiği görülmektedir.
Manevi tazminat talebiyle açılan davalarda, Tarifenin 10. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davanın tamamen reddi durumunda avukatlık ücretinin Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı, 4. fıkrası uyarınca ise manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, davanın tümden reddi ve kısmen kabul kısmen de reddi durumlarında kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekâlet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarife'nin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, tamamı reddedilen maddi tazminat yönünden davalı idareler lehine nispi vekâlet ücreti hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, reddedilen maddi tazminat yönünden davalı idareler lehine Mahkeme kararı tarihi itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için maktu olarak belirlenen 1.500,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "AAÜT uyarınca duruşmalı işler için belirlenen toplam 11.450,00 TL (maddi tazminat istemi bakımından nispi olarak belirlenen 9.950,00 TL ve manevi tazmin talebi bakımından duruşmalı işler için belirlenen 1.500,00 TL olmak üzere)" ibaresinin "AAÜT uyarınca duruşmalı işler için belirlenen toplam 3.000,00 TL (maddi tazminat istemi bakımından maktu olarak belirlenen 1.500,00 TL ve manevi tazmin talebi bakımından duruşmalı işler için belirlenen 1.500,00 TL olmak üzere)" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı temyize konu kararının, hüküm fıkrasında yer alan "AAÜT uyarınca duruşmalı işler için belirlenen toplam 11.450,00 TL (maddi tazminat istemi bakımından nispi olarak belirlenen 9.950,00 TL ve manevi tazmin talebi bakımından duruşmalı işler için belirlenen 1.500,00 TL olmak üzere)" ibaresinin "AAÜT uyarınca duruşmalı işler için belirlenen toplam 3.000,00 TL (maddi tazminat istemi bakımından maktu olarak belirlenen 1.500,00 TL ve manevi tazmin talebi bakımından duruşmalı işler için belirlenen 1.500,00 TL olmak üzere)" şeklinde DÜZELTİLEREK ve yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, ... plakalı, ... marka, 2008 model aracı Ankara 53. Noterliği'nin ... tarih ve ... yevmiye sayılı Araç Satış Sözleşmesi ile 90.000,00 TL bedelle satın aldığı, ... Otomotiv İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı firma tarafından 01/01/2007 ile 05/10/2010 tarihleri arasında Almanya'dan ithal edilen dava konusu aracın da aralarında bulunduğu lüks araçların kıymetleri ve yeni olup olmadıkları yönünden yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda 212 araca ilişkin serbest dolaşıma giriş beyannamesi ekindeki faturaların sahte olduğu ve söz konusu faturalardaki kıymetlerin Almanya Gümrük İdaresinden temin edilen fatura ve Excel dosyalarında kayıtlı kıymetlerinden 2.714.690,02 EURO daha düşük olduğu ve bu itibarla yaklaşık olarak 488.644,20 EURO eksik KDV ödendiğinin tespit edildiği, söz konusu araçların ithal edilirken "yeni ve kullanılmamış" olarak beyan edilmesine karşın eski oldukları konusunda kesin bir kanaate varılması sebebiyle Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının E: ... sayılı dosyası ile yürütülen soruşturma kapsamında 5607 sayılı Kanun'un 3/2, 4/2 ve 4/5 ve 5237 sayılı Kanun'un 204-208 maddeleri gereğince dava konusu ... plakalı aracın da aralarında bulunduğu 193 adet araca el konulmasının talep edilmesi üzerine, ... Sulh Ceza Mahkemesinin ... tarih ve ... D.İş sayılı kararı ile, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında yapılacak işlemlere esas olmak üzere bahsi geçen araçlara el konulmasına karar verildiği, bu karar sonrası ... plakalı aracın davacı tarafından Ankara Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerine 19/02/2012 tarihinde teslim edildiği, tüm bu işlemler üzerine, davacı tarafından, satın aldığı aracın tescil işlemine easas alınan (trafik şehadatnamesi, fatura vs) belgelerin sahte olup olmadığını teyit etmeden Trafik Tescil Şube Müdürlüklerince sahte belgelere istinaden tescil işlemi yapıldığı ve Gümrük İdaresince de aracın yurda girişi esnasında yapılması gereken işlemlerin mevzuata göre yerine getirilmemiş olması sebebiyle iyiniyetli 3. kişi olarak uğramış olduğu zararın tazmin edilmesi için davalı idarelere 23/07/2014 tarihli dilekçelerle başvuruda bulunulduğu, söz konusu başvuruların davalı idarelerce reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Olayda; yurt dışından ülkeye kaçak eşya sokulmasını önleme, izleme ve araştırmakla yükümlü olan davalı idarelerin, aracın yurt dışından ithal edilerek trafik siciline tescilinin yapılması öncesinde ve sırasında üzerine düşen dikkat ve özeni göstermemek suretiyle yükümlü oldukları hizmeti kusurlu işlettikleri anlaşılmakta olup; bu itibarla, aracın kaçak olarak yurda getirilmesinde herhangi bir ilgisi ve kusuru bulunmayan, gümrük idaresince işlemleri tamamlanarak ithal edilen aracı trafik tescil kayıtlarına güvenerek edinen iyiniyetli 3. kişi durumunda bulunan davacının, ithalatı gerçekleştiren kişilerin sahte belgelerle bu aracı ithal ettiklerinden bahisle aracına yargı kararıyla el konulması nedeniyle uğradığı zararların kusurlu sorumluluk ilkesi gereğince tazmin edilmesi gerekmektedir.
Bu durumda; davacının satın aldığı ... plakalı, ... marka, 2008 model araca el konulması nedeniyle uğranılan zararların İdare Mahkemesince tespit edilerek davacının talebiyle bağlı kalınmak suretiyle davalı idarelerce ödenmesine karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi