17. Hukuk Dairesi 2014/15062 E. , 2014/11846 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/02/2014
NUMARASI : 2013/304-2014/30
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde temyizi sonucu verilen ek karar yönünden davalı H... Sigorta A.Ş vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni,sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araca çarpması nedeniyle aracın hasar gördüğünü belirterek 13.277,85 TL. tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar S.B. ve M. B. hakkında açılan dava yönünden Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile davalılar Sevil ve M. B. hakkında açılan dava yönünden mahkemenin görevsizliğine, davalı H.Sigorta A.Ş. hakkında açılan davanın ayrılarak yeni esasa kaydedilmesine karar verilmiş, hüküm sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece davalının temyiz talebinin reddine dair verilen ek karar davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Davacı dava dilekçesinde aracında meydana gelen hasar bedelini zarara neden olan aracın işleteni, sürücüsü ve sigortacısından müştereken ve müteselsilen tazminini talep etmiştir. Mahkemece davalı işleten ve sürücü
yönünden açılan davaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bakılması gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, davalı sigorta şirketi hakkında açılan davanın ise tefrikine karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketi tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine mahkemece verilen ek karar ile tefrik kararlarının HMK.nun 366. madde yollaması ile 346. maddesi gereğince tek başına temyiz edilemeyeceği gerekçesi ile davalı sigorta şirketinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Ancak sigorta şirketi vekili tarafından verilen temyiz dilekçesi içeriğinden davalının mahkeme kararında belirtilen görevsizlik kararı ve tefrik kararına ilişkin temyiz itirazlarını ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının temyizinin mahkemece verilen hükmün tamamına ilişkin olduğunun kabulü gerektiğinden mahkemece verilen 19.2 2014 tarihli ek kararın kaldırılarak davalı sigorta şirketi vekilinin karara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin asıl karara yönelik temyiz itrazları yönünden; Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalılar kazaya neden olduğu iddia edilen aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk "davalarının" ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan "davalara", ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiş, 1483 ve devamı maddelerinde de “zorunlu sorumluluk sigortaları” ile ilgili hükümlere yer verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde ise usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 88. maddesinde aynı zarardan sorumlu olan işleten, sürücü ve trafik sigortacısının müteselsilen sorumlu olacakları düzenlenmiş, T.B.K. 61.maddesi ise "Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" hükmünü öngörmektedir.
Dava konusu olayda, talebin trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminata ilişkin olduğu, davanın Asliye Ticaret Mahkemesine açıldığı ve anılan mahkemece, davanın araç işleteni ve sürücüsü yönünden Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verildiği, davalı sigorta şirketi yönünden açılan davanın ise tefrik edilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar dosya sigorta şirketi yönünden tefrik edilmiş ise de, davalı sigorta şirketi ve araç işleteni ve sürücüsüne karşı birlikte açılan ancak sonrasında tefrik edilen davalar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği kuşkusuzdur.Açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre usul ekonomisi ve daha isabetli bir karar verilmesi açısından davanın tefrik kararı verilmeksizin Asliye Ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gözetilmeden usul ekonomisine aykırı olarak yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı H. Sigorta A.Ş"ne geri verilmesine 16.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.