20. Ceza Dairesi 2018/4688 E. , 2019/2124 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, sayılı kararının kanun yararına bozulmasına ilişkin talep üzerine, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/02/2015 tarihli ve 2015/14458 soruşturma, 2015/322 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, şüphelinin denetimli serbestlik yükümlülüğüne uymamakta ısrar etmesi sebebiyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 25/03/2016 tarihli ve 2015/14458 soruşturma, 2016/14065 esas, 2016/11835 sayılı iddianamesi ile kamu davası açılması üzerine sanığın yapılan yargılaması sonucunda, kovuşturma şartının gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının durmasına dair İstanbul Anadolu 55. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 tarihli ve 2016/310 esas, 2017/584 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına ilişkin talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 18/06/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
İncelenen Dosyadan;
1-Şüpheli ... hakkında “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda 03/02/2015 tarihli ve 2015/14458 soruşturma, 2015/322 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun"un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın 16/03/2015 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği,
2-İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca kararın gereğinin ifası için 03/02/2015 tarihinde İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine infaz işlemine başlandığı, şüphelinin müdürlüğe başvurduğu, 11/03/2015 tarihinde uyulması gereken kurallar formu tebliğ edilerek aynı tarihte hastaneye sevk edildiği, takip ve tedavi programına alındığı, ... Hastalıkları Hastanesinin 01/07/2015 tarihli yazısı ile tedavi programına uyumsuz olduğunun bildirilmesi üzerine uyarılmasına karar verildiği, 11/08/2015 tarihli uyarı yazısının 12/08/2015 tarihinde şüpheliye elden tebliğ edildiği, uyarıdan sonra 12/08/2015 tarihinde yeniden hastaneye sevkedildiği, 18/12/2015 tarihinde şüphelinin İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğündeki vaka sorumlusu bireysel görüşmesine mazeretsiz olarak katılmadığının bildirilmesi üzerine dosya kapatılarak
02/02/2016 tarihinde İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3-İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli hakkında, dava açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak 17/08/2016 tarihli, 2015/14458 soruşturma, 2016/14065 esas ve 2016/11835 sayılı iddianame ile TCK"nın191/4-a maddeleri delaletiyle 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca kamu davası açıldığı,
4-Kanun yararına bozma istemine konu İstanbul Anadolu 55. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 tarihli ve 2016/310 esas, 2017/584 sayılı kararında ‘’ somut uyuşmazlık konusu olayın incelenmesinde, sanık hakkında 03/02/2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesini müteakip kararın sanığa usulüne uygun olarak tebliği yapılmaksızın ve kendisine itiraz hakkı tanınmaksızın infazının sağlanması amacıyla 03/02/2015 tarihinde denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderildiği ve bu hali ile kanunda öngörülen kovuşturma şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından ... Sayılı CMK"nın 223/8 maddesi gereğince yargılamanın durmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.’’ gerekçesi ile yargılamanın durmasına kararın infazı amacıyla İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verildiği , kararın 23/11/2017 tarihinde kanun yoluna gidilmeden kesinleştiği, anlaşılmıştır.
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında,
"... sayılı Kanun"un 191/4. maddesinde yer alan, “Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki ve Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 5/1. maddesinde yer alan, "(1) Hakkında herhangi bir tedbire hükmedilen kişi, karara uygun olarak müdürlüğün hazırladığı programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymak ve katlanmak zorundadır." ve aynı Yönetmeliğin 44. maddesinde yer alan, "(1) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için uyulması gereken kurallar ile karara uygun olarak hazırlanan programa ve denetimli serbestlik personelinin bu kapsamdaki uyarı ve çağrılarına uyulmaması yükümlülüğün ihlali sayılır. Yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda vaka sorumlusunun teklifi üzerine yükümlü, komisyon tarafından veya kanunda yazılı hallerde komisyonun önerisi üzerine ilgili hâkim tarafından uyarılır. (2) Uyarı bir yazı ile yükümlüye tebliğ edilir. Gerektiğinde yükümlü, müdürlüğe davet edilerek yükümlülüklerine ilişkin hususlar ve ihlalin sonuçları vaka sorumlusu tarafından kendisine sözlü olarak da açıklanır. Yükümlünün gelmemesi durumunda daha önce yapılmış olan yazılı uyarı yeterli sayılır. (3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır. (4) Uyarı için yapılan tebligatta, bir yıl içerisinde yeni bir ihlal durumunun tespit edilmesi halinde tekrar bir uyarının yapılmayacağı, dosyanın kapatılarak gereği için mahkemeye gönderileceği yükümlüye ihtar edilir." şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında, somut olayda, 11/03/2015 tarihi itibari ile tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazında uyulması gereken kuralların hükümlüye tebliğ edilerek infazına başlanıldığı, hükümlünün ... Hastalıkları Hastanesinin 01/07/2015 tarihli raporuna göre denetimli serbestlik programı kapsamında belirlenen toplantılarda uyum düzeyinin düşük olduğunun ve tedavi programına uyumsuz davrandığının bildirilmesi üzerine, denetim planına uymadığından bahisle İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce düzenlenen 11/08/2015 tarihli ve 2015/2205 DS sayılı uyarı müzekkeresinin 12/08/2015 tarihinde hükümlüye elden tebliğ edildiği, uyarı müzekkeresinde tebliğden itibaren 10 gün içerisinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurulmaması halinde tekrar uyarı yapılmayarak dosyanın kapatılacağının hükümlüye bildirilmesine rağmen hükümlünün belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın 17/12/2015 tarihindeki vaka sorumlu görüşmesine katılmaması üzerine dosyasının kapatılarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, böylece hükümlünün denetimli serbestlik kapsamında belirlenen yükümlülüğü ikinci kez ihlâl ettiği ve bu halin ısrar niteliğinde olduğu anlaşılmakla, kamu davasına devamla esastan inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir..." denilerek. İstanbul Anadolu 55. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 tarihli ve 2016/310 esas, 2017/584 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
Yapılan incelemede,
Şüpheli hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen 03/02/2015 tarihli ve 2015/14458 soruşturma, 2015/322 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak kamu davası açılabilmesi için, TCK’nın 191.maddesinin 4.fıkrasında yer alan; “Kişinin erteleme süresi zarfında:
a)Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b)Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması,kabul etmesi veya bulundurması,
c)Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, halinde hakkında kamu davası açılır” hükmü uyarınca maddede sayılan koşullardan birinin gerçekleşmesi gerekir.
İncelenen dosyada; İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün 06/10/2015 tarihli çağrı yazısının şüpheliye 16/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurması üzerine denetim planı hazırlandığı, tedavi programına uyumsuz olduğunun bildirilmesi üzerine uyarılmasına karar verildiği, 11/08/2015 tarihli yazı ile uyarıldığı, uyarının sanığa 12/08/2015 tarihinde tebliğ edildiği, hükümlünün uyarılmasına karşın, belgelendirilebilir ve geçerli bir mazereti bulunmaksızın 18/12/2015 tarihinde şüphelinin İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğündeki vaka sorumlusu bireysel görüşmesine katılmadığı, anlaşılmıştır.
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş olup, aynı maddenin 9. fıkrasında yer alan “Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hallerde, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 17. maddesi hükümleri uygulanır” yönlendirmesi gereği, ... sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 171. maddesi incelendiğinde; ilgili maddenin 2. fıkrasının son cümlesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına, sadece suçtan zarar görenin CMK"nın 173. maddesi hükümlerine göre itiraz edebileceğine ilişkin düzenlemeye yer verilmesi karşısında, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik, TCK"nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilerek itiraz hakkı tanınması gerektiği, şüpheli hakkında verilen karar kendisine tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı,
Şüpheli hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen 03/02/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedaviye tabi tutulmak suretiyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın sanığa 16/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, erteleme ve tedbir kararının infazı için İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne 03/02/2015 tarihinde gönderildiği, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen kararın şüpheliye tebliğ edilmeden ve itiraz hakkını kullanması için öngörülen sürenin geçmesi beklenilmeden, dolayısıyla tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin karar kesinleşmeden, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü"nce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına başlanamayacağından Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü çağrı kağıdının ve sonraki denetim işlemlerinin yükümlüye tebliğ edilmesinin hukukî sonuç doğurmayacağı anlaşılmıştır.
Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlere göre; İstanbul Anadolu 55. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 tarihli ve 2016/310 esas, 2017/584 sayılı kararına yönelik, gerekçe yönünden yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, 04/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.