3. Hukuk Dairesi 2020/3039 E. , 2020/5914 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının iş yeri elektrik abonesi olduğunu, kaçak ve kaçak ek tahakkuk ile endeks esaslı olmayan ek tahakkuk bedellerinin toplamından oluşan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini, davalı abonenin sözleşme gereği kullanımdan ve tahakkuk ettirilen bedellerden sorumlu olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, 17/05/2007 tarihinde iş yerini terk ettiğini, bu tarihten sonra dava konusu yerle ilgisinin kalmadığını, bu nedenle davanın konusunu oluşturan 07/11/2007 ve 21/10/2009 tarihli kaçak tespit tutanaklarından sorumlu olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalının ... 4. İcra Müdürlüğü"nün 2010/10472 sayılı takip dosyasında 15.039,31 TL asıl alacak, 6.968,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.107,86 TL"ye ilişkin itirazının iptaline karar verilmiş, kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 18/02/2016 tarihli, 2015/2361 Esas ve 2016/2184 Karar sayılı ilamı ile, davacının temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede, taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin abonelik sözleşmesi bulunduğu ve işlemiş faize KDV ilave edilebileceği bu nedenle mahkemece davacının faize KDV isteminin yerinde olduğu gözetilerek, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının belirlenip, belirlenecek bu bedele hükmedilmesi gerektiği, davalının temyiz itirazları bakımından ise, kayıp-kaçak, dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedellerinin tahsil edilemeyeceği kabul edilip, dava konusu tahakuklara; kayıp-kaçak, dağıtım, iletim ve perakende satış hizmeti bedelleri dahil edilmeden hesaplama yapılması gerektiği gerekçeleriyle anılan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Dairemizin ilamına karşı taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulmuş, bunun üzerine Dairemizin 03/05/2017 tarihli, 2016/9051 Esas ve 2017/6420 Karar sayılı ilamı ile, davalı tarafın sair karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilerek, dava konusu yapılan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı yönünden kararın gerekçesinin değiştirilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilerek davanın kısmen kabulüne, ... 4. İcra Müdürlüğü"nün 2010/10472 esas sayılı dosyadaki itirazın iptaline, takibin 12.118,53 TL asıl alacak, 4.454,26 TL gecikme cezası alacağı ve faizi, 801,77 TL KDV alacağı olmak üzere toplam 17.374,56 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Uyuşmazlık, kaçak elektrik kullanım bedellerinin tahsili amacıyla davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Somut uyuşmazlık incelenmeden önce usuli müktesep hak üzerinden kısaca durulması gerekmektedir.
Usuli kazanılmış hak kavramı anlam itibariyle bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Usuli müktesep hak müessesesi HMK" da düzenlenmiş olmamakla beraber davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09/05/1960 T., 21/9; 04/02/1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı) Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (HGK" nın 12/07/2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03/12/2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.)
Mahkemece verilen kararın Yargıtay bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşmesi durumunda usuli kazanılmış hak doğmuş olur. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uyan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Yani kesinleşmiş bu kısımlar o kısımlar lehine olan taraf yararına bir usuli müktesep hak teşkil eder.
Somut olayda mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak toplam 22.107,86 TL"ye ilişkin itirazın iptaline karar verilmiş, davalı tarafından bilirkişi raporundaki hesaplama yönteminin hatalı olduğu temyiz ve karar düzeltme nedenlerinde belirtilmemiştir. Bozma ilamımızda da bozmaya dahil edilen hususlar kalem kalem sıralanarak bilirkişi raporundaki hesaplama yöntemine ilişkin bozma yapılmamıştır. Bozma, davacı yönünden işlenmiş faize KDV ilave edilebileceğine, davalı yönünden ise sair itirazları reddedilerek kayıp kaçak bedellerine yönelik 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin değerlendirilmesine ilişkindir.
Ne var ki mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra alınan bilirkişi raporunda, bozma kapsamı dışında bırakılarak kesinleşen hususlar hakkında yeniden inceleme ve değerlendirme yapılarak daha önceki rapordan farklı olarak kaçak ek tahakkuk bedeli hesaplamaya dahil edilmemiş, sonuç olarak 17.374,56 TL üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Böylece, kesinleşmiş kısımlar hakkında davacı lehine oluşan usuli müktesep hak ihlal edilmiştir.
O halde mahkemece, ilk raporda hesaplamaya dahil edilen alacak kalemleri (kaçak ek tahakkuk bedeli) esas alınarak bozma ilamında işaret edilen hususlarla sınırlı inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken davacı lehine oluşan usuli müktesep hakka aykırı hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.