4. Ceza Dairesi 2017/17860 E. , 2017/17300 K.
"İçtihat Metni"Hakaret, tehdit ve kasten yaralama suçlarından sanık ..."ün, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1, 51, 59, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 125/1, 125/4, 129/1, 35, 29, 62/1 (iki kez) ve 52/2 (iki kez) maddeleri uyarınca 4 gün hapis, 20,00 ve 40,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca ayrı ayrı hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair Elazığ (kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/06/2009 tarihli ve 2006/586 esas, 2009/580 sayılı kararının itiraz edilmeden kesinleşmesini müteakip sanığın denetim süresi içerisinde suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine 765 sayılı Kanun"un 191/1, 51, 59, 5237 sayılı Kanun"un 86/2, 125/1, 125/4, 129/1, 35, 29, 62/1 (iki kez) ve 52/2. (iki kez) maddeleri uyarınca 4 gün hapis, 20,00 ve 40,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına ilişkin Elazığ (kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/06/2013 tarihli ve 2012/803 esas, 2013/382 sayılı kararının infazı sırasında, O Yer Cumhuriyet Savcılığınca 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik doğrultusunda tehdit suçuna ilişkin infazın durdurulmasına gerek bulunup bulunmadığı yönünde karar verilmesi talebine ilişkin, infazın durdurulması ile dosyanın uzlaştırma bürosuna tevdiine dair Elazığ 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/12/2016 tarihli ve 2012/72 esas, 2013/149 sayılı ek kararına karşı o yer Cumhuriyet savcılığınca yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın ortadan kaldırılmasına dair Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/12/2016 tarihli ve 2016/1077 değişik iş sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 13.04.2017 gün ve 94660652-105-23-2223-2017-KYB sayılı istemleri, ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/04/2017 günlü ve 2017/25041 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30/10/2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki hüküm uyarınca kesinleşmiş kararlar bakımından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, sadece tehdit suçuna ilişkin hükmün değil ayrıca kasten yaralama ve hakaret suçlarından verilen hükümlerin de infazlarının durdurularak 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
Yargıtay incelemesi sırasında bozma istemi dışında saptanan yeni hukuka aykırılıkların bulunduğunun anlaşılması halinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/07/2010 gün ve 2007/145-172 kararında da vurgulandığı üzere, bu hukuka aykırılıklar giderilmeden mevcut durumda karar verilemeyeceğinin anlaşılmakla,
Dosyanın incelenmesinde, sanık hakkında hakaret, tehdit ve yaralama suçlarından açılan davada suç tarihinin 26/04/2003 olup, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 15/09/2009 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içinde 01/03/2012 tarihinde yeniden suç işlediğinden dosyanın ele alınarak 20/06/2013 tarihinde hükmün açıklandığı anlaşılmakla, sanığa atılı suçların 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2. maddelerine göre hesaplanan 7 yıl 6 aylık uzatılmış dava zamanaşımına tabi olup, suç tarihi olan 26/04/2003 tarihinden kararın açıklandığı 20/06/2013 tarihine kadar bu sürenin geçmiş bulunduğu halde yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğu anlaşılmakla, bu yönden de, Kanun Yararına Bozma isteminde bulunup bulunulmayacağının taktiri için dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, kanun yararına bozma istemi hakkında bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına, 08/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.