Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/6107
Karar No: 2021/10636
Karar Tarihi: 24.03.2021

tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımı açısından sanık hakkında uygulanması gereken 5237 sayılı TCK"nın 66 maddesi; - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/6107 Esas 2021/10636 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2021/6107 E.  ,  2021/10636 K.

    "İçtihat Metni"


    K A R A R
    Hakaret ve tehdit suçlarından sanık ..."nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1 ve 125/1 maddeleri gereğince 3000 TL ve 3 ay 18 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Nallıhan Asliye Ceza Mahkemesi"nin 20.06.2018 tarihli ve 2014/95, 2018/233 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi:
    İstem yazısında;
    " Dosya kapsamına göre, sanığın eylemine uyan suçlar için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zamanaşımının aynı Kanun’un 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl olacağı, sanığın müsnet suçları 04/10/2007 tarihinde işlediği, 06/03/2009 tarihinde talimatla mahkeme huzurunda savunmasının alındığı, sanık hakkındaki mahkumiyetine ilişkin kararın ise 20/06/2018 tarihinde verilip 20/12/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla; 06/03/2009 tarihinden 20/06/2018 tarihine kadar 5237 sayılı Kanun"un 66/1-e maddesi gereğince 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresinin dolduğu nazara alınmadan davanın düşürülmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
    Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
    Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir.
    İnceleme konusu somut olayda;
    1-Tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan değerlendirmede;
    CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde, hüküm ve kararlarda, başvurulacak kanun yolu, başvurunun yapılacağı merci, yöntemi ve başvuru süresinin hiçbir tereddüte yer vermeksizin açıkça belirtileceği hükümlerine yer verilmiş olup, bu hükümlere aykırılık aynı kanunun 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedeni oluşturacaktır. Bu bildirimlerdeki temel amaç sujelerin başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması, bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya hatalı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır. CMK"nın 264. maddesinde ise, kabul edilebilir bir kanun yolu başvurusunda kanun yolunun veya mercide yanılgının, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağı, bu hâlde başvurunun yapıldığı merci tarafından, başvurunun derhâl görevli ve yetkili mercie gönderilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
    Sanık hakkında TCK"nın 106/1-1. maddesi gereğince hükmolunan 6 ay hapis cezasının aynı Kanun"un 62. maddesinin uygulanması suretiyle 5 ay hapis cezası olarak belirlendiği ve hükmolunan hapis cezasının TCK"nın 50 ve 52. maddeleri gereğince 3000 TL adli para cezasına çevrilmesi karşısında, tehdit suçuna ilişkin hükmün temyiz edilebilir olması ve bu suça ilişkin kanun yolunun hükmün kesin nitelikte olduğu belirtilerek gösterilmemiş olduğu anlaşılmıştır.
    Bu itibarla kanun yararına bozma konusu yapılan tehdit suçuna ilişkin hükmün henüz kesinleşmediği anlaşılmakla, bu aşamada kanun yararına bozma incelemesi mümkün görülmemiştir.
    2-Hakaret suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan değerlendirmede ise;
    Suç tarihinde yürürlükte bulunan ve zamanaşımı açısından sanık hakkında uygulanması gereken 5237 sayılı TCK"nın 66. maddesi;
    "(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
    a)Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
    b)Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
    c)Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
    d)Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
    e)Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmesiyle düşer.
    (2)Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
    (3)Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.
    (4)Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
    (5)(Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./8.mad) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
    (6)Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
    (7)Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava zamanaşımı uygulanmaz." şeklinde,
    Anılan Kanun"un 67. maddesi;
    "(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
    (2) Bir suçla ilgili olarak;
    a)Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
    b)Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
    c)Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
    d)Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi,
    halinde, dava zamanaşımı kesilir.
    (3)Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
    (4)Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar." biçiminde düzenlenmiştir.
    Görüleceği gibi 5237 sayılı TCK"da bütün suçlar bakımından kesme nedenleri ortak olarak düzenlenmiştir. Anılan Kanun"un 67/2. maddesinde, suçla ilgili olarak şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, iddianame düzenlenmesi, sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi halinde dava zamanaşımının kesileceği kabul edilmiştir.
    Dava zamanaşımının durması ise, Kanunda açıkça sayılan bazı hallerde soruşturma veya kamu davasının yürütülememesinden dolayı, bu halin ortaya çıkmasından, kalkması anına kadar geçen sürede zamanaşımının işlememesini ifade etmektedir. Zamanaşımını durduran nedenlerin varlığı halinde, zamanaşımı süresi en son kesen işlemden itibaren, durdurucu nedenin ortaya çıktığı ana kadar işleyecek, bu engelin kalkmasıyla duran zamanaşımı süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Zamanaşımı süresinin hesaplanmasında ise önceden işleyen süre ile sonradan işleyen süreler birbirine eklenmek suretiyle zamanaşımı süresi belirlenecektir.
    Anayasının 38. maddesinde dava zamanaşımının kanunilik ilkesi kapsamında olduğu benimsenmiş olup dava zamanaşımını durduran veya kesen nedenlerin kanunda açıkça gösterilmesi gerekir, bu nedenlerin yorum veya kıyas yoluyla genişletilmesi mümkün değildir.
    İncelenen dosyada, sanık ..."nın üzerine atılı hakaret suçu için 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının 8 yıl olduğu, suç tarihinde işlemeye başlayan bu sürenin iddianame tanzimi sonrasında, sanığın mahkeme huzurunda savunmasının alındığı 06.03.2009 tarihinde kesildiği ve 20.06.2018 tarihinde mahkumiyetine karar verildiği, sonuç olarak 8 yıllık olağan dava zamanaşımının son kez kesildiği 06.03.2009 tarihinden itibaren, mahkumiyet hükmünün verildiği 20.06.2018 tarihinden önce olağan dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilmeden, davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1- Tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, hükmün henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
    2-a) Hakaret suçundan kurulan hüküm bakımından ise; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, sanık ... hakkında Nallıhan Asliye Ceza Mahkemesi"nin 20.06.2018 tarihli ve 2014/95 esas, 2018/233 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    b)Bozma nedenine göre karardaki hukuka aykırılığın, CMK"nın 309. maddesinin 4-d fıkrası uyarınca Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; sanık hakkında, hakaret suçundan açılan KAMU DAVASININ, CMK"nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 24.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi