17. Hukuk Dairesi 2014/10670 E. , 2014/12402 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ...Denizcilik San.Tic.Ltd.Şti. ile davalı... Sigorta AŞ arasındaki dava hakkında... 9. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 19/06/2013 gün ve 2013/280 Esas 2013/183 Karar sayılı hükmün, Dairemizin 25/11/2013 gün ve 2013/16130-2013/16505 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiş olup, süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
1-Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmekle, Dairemizce, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği hususunun tespiti yönünden rapor alınması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dairemiz kararında, sigortalı araç sürücüsünün 145 promil alkollü olduğunun kaza tespit tutanağı ve ... raporu ile sabit olduğu belirtilmişse de dosyanın yeniden incelenmesinde, ... raporu ibaresinin sevhen yazıldığı, sürücünün kaza sonrası hastane muayene raporunun bulunduğu ve bu raporda koklama yöntemiyle alkollü olduğunun tespit edildiğinin belirtildiği görülmüş olup davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi ve Dairemizin 25/11/2013 gün ve 2013/16130-16505 sayılı bozma kararının 2. bendinin ortadan kaldırılarak yerine aşağıdaki bendin yazılması gerekmiştir.
2-2918 sayılı KTK"nın 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin, "Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı" başlıklı 97. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, konu ile ilgili olan "b-2" bendinde, "alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.
Ayrıca, Motorlu Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5.5. maddesinde; Taşıtın, uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların sigorta teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.
Bununla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5.5. maddesinin dayanağını teşkil eden KTK"nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlalarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine, aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Somut olayda, sigortalı araç sürücüsü Vahit Çakar, kaza sonrası alınan soruşturma dosyası beyanında, alkollü olduğunu kabul etmiş, kaza tespit tutanağında 145 promil alkollü olduğu yazılmış ve hastane muayene raporunda da koklama yöntemiyle alkollü olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar sürücünün, 145 promil alkollü olduğunu gösterir tahlil raporu veya alkolmetre ölçüm belgesine dosyada rastlanılmamışsa da, dosya kapsamına göre, sigortalı araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğu sabittir. Yukarıda açıklandığı üzere, sürücünün aldığı alkolün oranı doğrudan sonuca etkili değildir.
Bu durumda mahkemece, sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğu kabul edilerek İTÜ gibi kurum veya kuruluşlardan aralarında nöroloji ve trafik uzmanı bilirkişilerin bulunduğu bilirkişi kurulundan, kazanın oluş şekli, yol, hava, gün durumu, kaza tutanağı ve tanık beyanları birlikte değerlendirilerek kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurlarında kazanın meydana gelmesinde etkili olup olmadığının belirlenmesi için gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 25/11/2013 gün ve 2013/16130-16505 sayılı kararının 2. bendinin ortadan kaldırılmasına ve yerine (2) numaralı bendin yazılmasına, tashihi karar peşin harcın karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine 22/09/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.