17. Hukuk Dairesi 2014/15520 E. , 2014/12585 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24/04/2013
NUMARASI : 2010/930-2013/213
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı B.. A.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araç ile davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazasında sigortalı aracın hasarlandığını belirterek sigortalısına ödediği 7.710,00.-TL maddi tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Davalı M.. Ç.. vekili, müvekkilinin meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı L.. S.. A.Ş. vekili, kusur oranında, gerçek zarardan, poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıya kasko sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davalı sürücünün kusurunun bulunduğunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı B.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava 6102 sayılı TTK"nın 1472. maddesi gereğince kasko sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigorta poliçesiyle sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin rücuen tazminini istemiştir.
Kaza tespit tutanağında, davalı sürücünün idaresindeki .... plaka sayılı araçla davacıya kasko sigortalı ..... plaka sayılı araca arka yan kısmından çarparak kaçtığı belirtilmiş, ancak davalı sürücünün olay yerini terk etmesinden dolayı kural ihlali kazaya karışan davacıya kasko sigortalı araç ile diğer araç yönünden değerlendirilmiş, davalı sürücünün kural ihlali değerlendirilmemiştir. Mahkemece yargılama aşamasında hükme esas alınan 25.06.2012 tarihli raporda ise iki yönlü bir açıklama yapılarak mahkemenin kabulüne göre davacıya kasko sigortalı araç sürücüsünün ya da davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Diğer taraftan davacı B.. A.. ve davalı L.. S.. A.Ş. ile işleteni olan M... Ç. aleyhine kazaya karışan diğer .... plaka sayılı aracın kasko sigorta şirketi olan E. Sigorta A.Ş. tarafından Bursa Asliye 1. Hukuk Mahkemesi"nin 21.02.2012 tarih, 2010/179 esas, 2012/75 karar sayılı dosyasında açılan rücuen tazminat istemine ilişkin davada yapılan keşif sonucu olanan bilirkişi raporunda ve Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden alınan raporda temyiz incelemesi yapılan bu dosyanın davalısı sürücü M.. Ç.. % 100 kusurlu olduğu değerlendirilmiş, anılan karar Dairemizin 30.10.2013 tarih, 2012/8728 esas, 2013/14582 karar sayılı ilamı onanmış, tashihi karar istemi ise temyiz incelemesi yapılan bu dosya ile aynı gün değerlendirelerek reddedilmiştir. Sözkonusu kesinleşen dosyadan alınan 3 kişilik heyet raporunun oluşa daha uygun ve dosya kapsamındaki tanık ifadeleri, kazanın gerçekleştiği yerin özellikleri, araçlarda bulunan hasar ve hasarlı bölgeler ile tüm delilleri değerlendirmiş olduğu, buna karşın temyiz incelemesi yapılan bu dosyadan alınan raporda ise her hangi bir değerlendirme ve kanaat belirtilmediği, iki yönlü bir açıklamadan ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre Bursa Asliye 1. Hukuk Mahkemesi"nin 21.02.2012 tarih, 2010/179 esas, 2012/75 karar sayılı dosya, temyiz incelemesi yapılan dosya yönünden kesin hüküm sonucu doğuracak nitelikte değil ise de aynı kazaya ilişkin olduğu gözönüne alındığında güçlü delil olarak kabul edilmesini gerektirdiğinden ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa uygun, denetime elverişle olmadığı dikkate alınarak yukarıda yapılan açıklamalar, taraf vekillerinin itirazları, trafik kazası tutanağındaki bulgular, olay yerine ilişkin
bulgular, tanık beyanları ve dosya kapsamındaki tüm kanıtlar dikkate alınarak, yukarıda değinilen Bursa Asliye 1. Hukuk Mahkemesi"nin yargılamasına ilişkin dosyanın da celbiyle Teknik Üniversite veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi “kurulundan” kusur dağılımı yönünden yeni bir bilirkişi raporu alınarak, kusur oranının yeniden tespit edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı B.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.