Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8326
Karar No: 2019/431
Karar Tarihi: 21.01.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/8326 Esas 2019/431 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/8326 E.  ,  2019/431 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı ... vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında ... ...’de bulunan 750 kişilik kapalı yüzme havuzu için ekipman ve malzemelerin temini, montajı, nakliyesi ve bunlara ait otomatik kontrol tesisatının yapılmasını teminen 11/11/2010 tarihli bir sözleşme akdedildiğini, davalı tarafından yaptırılan ek iş ve imalatların bedeli için davacı tarafından tanzim edilen faturaya itiraz edilmeyip bedelinin de ödenmemesi üzerine icra takibine gidildiğini, davalı şirketin adresine haciz işlemi için gidildiğini, borçlunun alacaklılara zarar verme maksadıyla Ankara 24.Noterliğinin 25.10.2011 tarih ve 27738 sayılı temliknamesi ile işveren Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü nezdindeki alacaklarından 60.000,00 TL"nin diğer davalı ..."e temlik edildiğini, adına temlik yapılan diğer davalının, davalı şirketin ortağı ve aynı zamanda davalı şirketin yetkilisi ... Yazıcı"nın kardeşi olduğunu ileri sürerek davalı ... lehine temlik yapılan söz konusu tasarrufun iptalini istemiştir.
    Davalı ... İnşaat Ltd. Şti. vekili, davacı şirketin icraya vererek tasarrufun iptalini istediği toplam tutarın icra masrafları ile 49.423,79 TL ye ulaşmış fatura karşılığı alacakların sözleşmede olmayan imalatlar olduğunu, faturaya konu olan çelik bacanın tamamen davalının kendi başına karar alıp yaptırdığı idarece karşılığı olmayan imalat olduğunu, davaya konu temlikin diğer davalıdan daha evel aldığı ödemelere karşılık yapıldığını belirterek açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ..., borçlu davalı ... İnşaat Ltd.Şti.nin yetkilisi olan ... Yazıcı"nın abisi olduğunu, kardeşinin ekonomik açıdan zor durumda olması nedeniyle borç vererek yardım ettiğini, kardeşinin aynı zamanda şirket ortağı olan eşinden boşandığı için 2009 ila 2012 yılları arasında yasal prosedür gereği %1 hisse ile şirkete ortak olduğunu, mevzuat değişikliği ile limited şirketin tek kişi tarafından kurulabilmesi imkanı tanınınca söz konusu hisseyi de abisine devrettiğini, davacı iddiasının haksız olduğunu, iptali istenen temlik işletiminin yıllar boyunca şirketin işleri için abisine yaptığı ödemeleri iade alabilmesi için düzenlendiğinden bahisle açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının davalı şirkete işi ne zaman teslim ettiğine dair dosyada başka delil olmadığından davacının fatura düzenleme tarihi olan 17/11/2011 tarihli fatura tarihinde alacağa hak kazandığı borcun bu tarih itibariyle muaccel hale geldiği, davaya konu temlik borcun doğum tarihi olan 17/11/2011 tarihinden önce 25/10/2011 tarihi olduğundan borcun doğumundan önce yapılan tasarruf işleminin iptali istenemeyeceğini,davalı ... davalı şirket sahibinin kardeşi olduğunu, şirketin zor durumu nedeniyle yardımlar yaptığını, ödemelere ilişkin dekontlar sunduğunu, davaya konu davacı alacağının ilave işlerden kaynaklı olması davacı alacağının davaya konu temlik tarihinde henüz doğmamış olması, davalının sunduğu belgelere göre yapılan tasurrufun karşılığı olması nedeniyle davaya konu tasarrufun muvazaalı olmadığı anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İ.İ.K. 277 ve devamı maddelerine dayalı Tasarrufun İptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece davalı 3.kişi ...’ın borçlu şirkete 2005-2009 tarihleri arasında sürekli borç verdiği bununla ilgili olarak borçlu şirket hesabına gönderildiği anlaşılan dekontlar bulunduğu bunların toplamının 204.800,00 TL olduğu bu alacağına karşılık olarak borçlu şirket tarafından Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü nezdinde ki alacağı olan 60.000,00 TL’yi Ankara 24.Noterliğinin 25.10.2011 tarih ve 27738 sayılı temliknamesi ile temlik ettiği davacının takip dayanağı olan 17/11/2011 tarihli faturadan önce olması ve davalı 3. kişi ...’ın davalı borçlu ... İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden alacağının bulunması nedeniyle temlikin geçerli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde de eser sözleşmesi aynı doğrultuda ve fakat daha açık bir ifade ile “yüklenicinin bir eser meydana getirmesi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme” olarak nitelendirilmiş, sözleşmenin tarafları yüklenici ve iş sahibi olarak isimlendirilmiştir.
    Bir sözleşme ilişkisinin kurulabilmesi için sözleşme yapmaya ehil (ehliyet) olanlar arasında, öneri ve kabulün gerçekleşmesi, yani tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları (tarafların anlaşması), sözleşme içeriği ve amacının kanunda kesin hükümsüzlük yaptırımına tabi tutulmamış yani yasaklanmamış (meşru içerik) ve sözleşmenin kanunda öngörülen biçimi varsa buna uyularak (şekil) yapılması, sözleşmenin genel unsurlarıdır.
    Sözleşmeye ilişkin bu temel unsurlar yanında her sözleşme türünün kendine özgü unsurları bulunmaktadır. Eser sözleşmesinin de kendine özgü olan iki temel unsuru vardır. Bunlar eser ve bedeldir. Bu sözleşme ile bir taraf (yüklenici) istenen özellikle sonucu (eser) meydana getirmeyi, diğer taraf (iş sahibi) ise bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi (bedel) üstlenmektedir.
    Eser sözleşmesinde tarafların edimleri birbirinin karşılığını oluşturmakta olduğundan tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir. Ayrıca niteliği itibariyle sürekli bir sözleşme olmayıp ani edimli bir sözleşmedir.
    Bu sözleşmenin unsuru olan meydana getirilecek eser, aynı zamanda sözleşmenin konusunu oluşturur. Ayırt edici diğer bir temel unsuru ise bedeldir. Meydana getirilecek bir
    sonuç bulunmasına rağmen bedel ödenmeyeceği kararlaştırılmış ise eser sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Bedel, eser sözleşmesinin unsuru ise de tarafların anlaşırken bedeli kararlaştırmamış olmaları sözleşmenin kurulmasına etki etmez. Taraflar kararlaştırmamış olsa da bedel ödeneceğini taraflar biliyor veya bilmesi gerekiyor ise eser sözleşmesinin bulunduğu yine kabul edilecektir.
    Eser sözleşmesinin konusu, meydana getirilmesi istenen sonuçtur. İstenen sonuç, bir şeyin yapılmasına ilişkin olabileceği gibi, ortadan kaldırılmasına, iyileştirilmesine veya montajına ilişkin de olabilecektir. Diğer bir ifadeyle baştan yeni bir eser meydana getirilmesine ilişkin olabileceği gibi mevcut bir eserde yapılacak değişiklik veya ilavelerle farklı bir hale getirilmesine de ilişkin olabilir.
    Eser sözleşmesi tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamaları ile kurulur ve sözleşmenin geçerliliği kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı değildir.
    Eser sözleşmesi ilişkilerinde; fazla imalât ya da sözleşme dışı imalât sözleşmede ve eki belgelerde kararlaştırılan dışında işin devamı sırasında iş sahibinin talimatı ya da iş sahibinin talimatı olmaksızın işin gereği yüklenici tarafından yapılan imalâtlar olduğu ve bu imalâtların iş sahibi yararına olması halinde 818 sayılı BK"nın 413 ve devamı, 6098 sayılı TBK"nın 526 ve devamı maddeleri gereğince ve vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleri ile bedelinin iş sahibinden istenebileceği kabul edilmektedir. Eser sözleşmesi dışında iş ve imalâtlar yapıldığının yüklenici tarafından ispatlanıp iş sahibinin yararına olduğunun anlaşılması durumunda 6098 sayılı TBK"nın 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçleri ile bedeli hesaplanıp, sözleşme kapsamında hak edilen bedele eklenmesi gerekir. Somut olayda Davacı ... davalı ... arasında ... ...’de bulunan 750 kişilik kapalı yüzme havuzu için ekipman ve malzemelerin temini, montajı, nakliyesi ve bunlara ait otomatik kontrol tesisatının yapılmasını teminen 11/11/2010 tarihli bir eser sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafından yaptırılan ek iş ve
    imalatların bedeli için davacı tarafından tanzim edilen 17/11/2011 tarihli faturanın yukarıda açıklanan nedenlerle borcun doğum tarihi olarak esas alınamayacağı borcun doğum tarihinin taraflar arasında yapılan 11/11/2010 tarihli sözleşmenin esas alınması gerekir.
    Dosyadaki bilgi ve belgelerden davalı 3. kişi ...’ın davalı ...’nin sahibi olan ...’in kardeşi olduğu anlaşılmıştır. Ticaret Sicil Kayıtlarına göre şirket hissedarları ... ile eski eşi ... (... ) ... iken İstanbul 28.Noterliğinin 10/11/2008 tarihli 34866 yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile şirket ortağı olarak davalı 3. Kişi ...’ın olduğu görülmektedir. Davalı 3. Kişi ...’ın ortaklığı da İstanbul Beyoğlu 13. Noterliğinin 15/10/2012 tarihli 10784 yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesiyle devrettiğinden 15/10/2012 tarihine kadar ortalığı devam etmiştir. Davalı 3. kişi ...’ın dayanağı olan 23 adet banka dekontlarının incelenmesinde havalelerin hangi nedenle gönderildiği dekont üzerinde yazmamaktadır. Davalı Borçlu ... ile davalı 3. kişi ... arasındaki bu ilişkinin neden kaynaklandığı borçlunun ticari defterleri bilirkişi aracılığıyla incelenmek suretiyle denetlenmemiştir. O halde borçlunun ticari defterleri de bilirkişi marifetiyle incelenerek davacı alacaklı ... ile davalı borçlu ... arasındaki havuz yapım sözleşmesi ve takibin dayanağı 17/11/2011 tarihli faturanın ticari defterlede mevcut olup olmadığı diğer yandan davacı borçlu şirket ile davalı 3. kişi ...’ın iddaaya göre borç verme olgusunun ve davalı 3. kişi ... tarafından delil olarak bildirilen dekontların davalı borçlu ... kayıtlarında ne şekilde gösterildiğinin belirlenmesi davalı borçlu ...’nin sahibi ... ile davalı 3. kişi ...’ın kardeş olmaları ve iddaaya göre 2005-2009 yılları arası borç verildiğinin ve 25/10/2011 temlik tarihi ile davalı 3. kişi ...’ın 10/11/2008 tarihinde şirkete ortak olma olguları göz önüne alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi