
Esas No: 1984/3369
Karar No: 1986/2482
Karar Tarihi: 10.11.1986
Danıştay 7. Daire 1984/3369 Esas 1986/2482 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Karar, veraset ve intikal vergisi beyannamesinde ticari emtianın maliyet bedeline göre değerlendirilmesini ve emsal bedeline göre değerleme yapılmasını ele alır. İdarece yapılan emsal bedeline göre değerleme sonucunda aradaki farktan kaynaklı cezaya itiraz edilse de, bu cezanın yasalara uygun olduğu kararı verilir. Ancak, satılan ancak beyan edilmeyen ticari emtiaya ilişkin matrah farkı konusunda gelir vergisi yönünden kesin bir hüküm yoktur, bu nedenle terkin edilen vergi ve cezaların yeniden değerlendirilmesi gerekir. Kararda yer alan kanun maddeleri; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 10. maddesi, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 292. maddesi, 1318 Sayılı Kanun'un 10. maddesi.
Daire : YEDİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1986
Karar No : 2482
Esas Yılı : 1984
Esas No : 3369
Karar Tarihi : 10/11/986
VERASETEN İNTİKAL EDEN VE TİCARİ SERMAYENİN UNSURU OLAN EMTİANIN, İLK TARHİYATTA NAZARA ALINMAK ÜZERE MALİYET BEDELİNE GÖRE BEYAN EDİLMESİ ÜZERİNE İDARECE EMSAL BEDELİNE GÖRE DEĞERLEME YAPILARAK ARADAKİ FARK ÜZERİNDEN İKMALEN VERGİ SALINMASINDA İSABETSİZLİK BULUNMADIĞI VE AYNI DEĞERLEME ÖLÇÜSÜNE GÖRE BULUNMAYAN FARK İÇİN CEZA KESİLEMEYECEĞİ HK.
Uyuşmazlık; 12.8.1980 tarihinde vefat etmesi üzerine yükümlü ile birlikte diğer mirasçısı tarafından düzenlenen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde ticari öz sermayenin, intikal eden ticari emtia'nın maliyet bedeline göre değerlendirilmesi, 6628 Kg.zeytinin satıldığı, halde beyan dışı bırakılması ve muris tarafından ölüm tarihinden önce işletmeden para çekilmediği halde çekilmiş gibi gösterilmesi nedenleriyle noksan beyan edildiğinin inceleme sonucunda tesbit edildiğinden bahisle, yükümlü asına hissesi oranında ikmalen salınan veraset ve intikal vergisini; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1318 sayılı Kanunla değişik 10.maddesinin 2.fıkrasının (a) bendi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 274. ve 275.maddeleri uyarınca, veraset yolu ile intikal eden ticari emtianın, emsal bedeliyle değerlenmesinde isabet görülmediği, diğer taraftan beyan dışı bırakıldığı öne sürülen ticari emtiaya ilişkin matrah farkının gelir vergisi yönünden çıkan ihtilaf sonucunda kabul edilmediği, bu itibarla söz konusu farkın veraset
ve intikal vergisi yönünden ölüm tarihi itibariyle düzenlenen bilançoya dahil edilemeyeceğinin ve özvarlığın hesabında dikkate alınmayacağının açık bulunduğu, öte yandan, işletmeden çekilmiş gibi gösterildiği öne sürülen paraya ilişkin matrah farkının kabul edilebilmesi için, para çekme kaydının ölüm tarihine tekaddüm eden birkaç gün içinde yapılmış olmasının ve bu işlemin muvazaalı olduğunun kanıtlanmasının gerekeceği, oysa idarece bu yönde bir tesbitin yapılmamış bulunduğu, bu durumda, yükümlü tarafından yasa hükümlerine uygun olarak beyan edildiği anlaşılan özvarlığa itibar edilmemesinde isabet görülmediği gerekçesiyle terkin eden Vergi Mahkemesi kararının; bozulması isteminden ibarettir.
Muris...tarafından ölümünden önce işletmeden çekilmediği halde çekilmiş gibi gösterildiği öne sürülen para çekme kaydının, ölüm tarihine tekaddüm eden bir kaç gün içinde yapıldığı ve bu işlemin muvazaalı olduğu yolunda idarece yapılmış bir tesbit bulunmadığından, anılan matrah farkına ilişkin olarak ikmalen salınan cezalı verginin mahkemece yazılı gerekçe ile terkininde isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1318 sayılı Kanunla değişik 10.maddesi 2.fıkrasında "mükelleflerin ilk tarihiyatta nazara alınmak üzere veraset ve intikal vergisi mevzuuna giren malları aşağıda belirtilen değerleme ölçülerinden fayfaydalanarak, belirtilmeyenler bakımından ise Vergi Usul Kanununun servetleri değerleme ile ilgili 3.bölümündeki esaslara göre değerlemek ve beyannamelerinde göstermek zorunda oldukları" hükme bağlanmış, aynı maddenin (a) bendinde, özsermaye veya ticari varlığın, bu maddedeki esaslara göre bu madde de hüküm olmayan hallerde Vergi Usul Kanununun iktisadi işletmelere dahil kıymetleri değerleme ile ilgili 2.bölümündeki esaslara göre tesbit olunacağı belirtilmiştir. Sözü edilen maddenin üçüncü fıkrasında ise mükelleflerin beyanına göre tarh edilecek vergilerin, intikal eden malların Vergi Usul Kanununa göre bulunacak değerlerine göre ikmalen edileceği hükmü yer almıştır.
Söz konusu madde hükümlerine göre; veraset yolu ile veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer bir şahsa intikal eden malların veraset ve intikal vergisi matrahına esas alınacak değeri intikal eden malların vergi usul kanununa göre bulunan değerleridir.
Veraset ve İntikal vergisinde; intikal eden malların (servetin) değerleri vergiye matrah olduğundan bu malların değerlemesinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun servetleri değerleme başlıklı üçüncü bölümündeki esaslara göre yapılacağı açıktır.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun yukarıya alınan 10. maddesi hükmü uyarınca yükümlülerin ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere madde hükmünde yazılı ölçülerden yararlanarak bildirdikleri değerler üzerinden tarh edilen vergiler; idarece 213 sayılı Vergi Usul Kanununun servetleri değerleme başlıklı üçüncü bölümünde esaslara göre ikmal edilecektir.
Olayda intikal eden ticari emtiadır. (Zeytindir)
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 292.maddesinde vergilendirilecek bir serevete dahil ticari sermayenin unsurlarından bulunan emtianın emsal bedeli ile değerlendirileceği hükmü yer almıştır.
Yükümlüler kendilerine intikal eden ticari sermayenin unsuru olan emtiayı (zeytini) ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere maliyet bedeli üzerinden beyan ettiklerine göre idarece emsal bedeline göre değerleme yapılarak aradaki fark üzerinden ikmalen vergi salınmasında yasa hükümlerine aykırılık bulunmadığı halde vergi aslının yazılı gerekçeyle terkini yerinde görülmemiştir. Bu matrah farkından dolayı kesilen cezaya gelince;
7338 sayılı Kanunun 10.maddesinin 4.fıkrasında "ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere mükellefler tarafından bu maddedeki esaslara göre beyan edilen miktar ile idarece aynı değerleme ölçülerine göre bulunan miktar arasındaki farka ait vergi kusur cezalı olarak alınır" denildiğinden, aynı değerleme ölçüsüne göre bulunmayan fark için ceza kesilemiyeceği cihetle kusur cezasının terkini, sonucu itibariyle yerinde görülmüştür.
Diğer taraftan, satıldığı halde, gelirinin beyan edilmediği, diğer bir ifade ile eksik beyan olunduğu öne sürülen 6628 Kg.zeytin ile ilgili olarak mükellefçe bu miktarın fireye tekabül ettiği öne sürüldüğüne ve gelir vergisi yönünden Danıştay Dördüncü Dairesine intikal eden bu konudaki uyuşmazlık sonucunda anlaşmazlık 2801 sayılı "Bazı Kamu Alacaklarının Özel Uzlaşma Yolu ile Tahsili Hakkında Kanun" hükümleri uyarınca sona erdirilmiş olduğundan, fire konusunda kesin bir hüküm bulunmadığına göre veraset ve intikal vergisi yönünden noksan bir beyanın bulunup bulunmadığının saptanabilmesi için beyan dışı bırakıldığı ileri sürülen 6628 Kg.zeytinin fireden meydana gelip gelmediği hususunun mahkemece araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konudaki matrah farkının gelir vergisi yönünden çıkan uyuşmazlık sonucunda kabul edilmediğinden bahisle, salınan vergi ve kesilen cezanın terkininde de isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulü ile Mahkeme kararının, ticari emtianın emsal bedeline göre değerlendirilmesi sonucu bulunan matrah farkı ile beyan dışı bırakılan ticari emtiaya ait matrah farkına ilişkin kısmının bozulmasına, emsal bedel dikkate alınarak bulunan matrah farkına uygulanan cezaya ilişkin kısmı ile işletmeden çekilmediği öne sürülen meblağa ait matrah farkına ilişkin kısmının ise onanmasına karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.