
Esas No: 2021/2479
Karar No: 2021/3817
Karar Tarihi: 10.06.2021
Danıştay 12. Daire 2021/2479 Esas 2021/3817 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/2479
Karar No : 2021/3817
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ :Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Uşak İli, … Cami İmam-Hatibi olarak görev yapan davacının, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 5/1-b maddesinde yer alan ortak nitelik şartını kaybettiğinden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98. maddesinin (b) bendi uyarınca Diyanet İşleri Başkanlığındaki görevinin sona erdirilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İdare Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyaya sunulan disiplin soruşturma raporu ile davacının sanık sıfatıyla yargılandığı ceza mahkemesindeki delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davacının 04/04/2008, 02/05/2008, 16/05/2008, 13/06/2008, 18/07/2008, 10/10/2008 ve 31/07/2009 tarihlerinde görevli olduğu camide topladığı yardım paralarını gösterir tutanaklar üzerinde tahrifat yaparak tutanaklardaki miktarlardan daha az miktarda parayı müftülüğe teslim ettiği, davacının tutanakta daksilleme, yeniden rakam yazma ve imzalamaya yönelik işlemlerini kendisi tarafından yapıldığını kabul ettiği, davacı hakkında isnat olunan eylemleri nedeniyle görevi kötüye kullanma suçu isnadıyla … Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davada, Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile görevi kötüye kullanma suçu sabit görülerek 6 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMUK'nun 231/5 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu durumda, bu davranışların din görevlisinde bulunması gereken "itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olma" ortak niteliğini memuriyet sırasında kaybettiği sonucuna varılmış olup, 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki görevinin sona erdirilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 28/11/2014 tarih ve E:2012/2538, K:2014/8060 sayılı kararıyla; söz konusu Mahkeme kararı hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verildiği, bilahare Danıştay Beşinci Dairesinin karar düzeltme aşamasında verdiği 04/05/2017 tarih ve E:2016/20134, K:2017/12251 sayılı kararıyla, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onikinci Dairesinin 28/11/2014 tarih ve E:2012/2538, K:2014/8060 sayılı kararı kaldırılarak; mevzuat hükmü uyarınca, davacının camiye toplanan yardım paralarını gösterir tutanaklar üzerinde tahrifat yapmak suretiyle tutanaklardaki miktarlardan daha az miktarda parayı müftülüğe teslim ettiği hususunun kabul edilebilmesi için, eylemin hukuki sonuçlarını düşünüp öngörerek ve isteği ile (irade gücü yerinde olduğu halde) gerçekleştirmiş olmasının gerekmekte olduğu, eylem tarihi itibariyle davacının kasten hareket etme iradesini fesada uğratacak bir durumun (akıl hastalığı gibi) varlığı halinde disiplin suçunun manevi unsuru gerçekleşmeyeceği, dolayısıyla disiplin cezası uygulanmasının hukuken mümkün olmayacağı, olayda; her ne kadar davacının dava konusu işlemin tesis edildiği ve işlemin tesisine neden olan fiili işlediği tarihlerde akli melekelerinin yerinde olmadığına dair bir sağlık kurulu raporu mevcut değil ise de; … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine ait 03/12/2009 tarihli sağlık kurulu raporunda Bipolar Duygulanım Bozukluğu tanısının konulduğu, ayrıca 11/01/2005 ve 18/01/2008 tarihlerinde (olay tarihinden daha önce) … Devlet Hastanesinden alınan sağlık kurulu raporlarından davacının 2005 yılından itibaren psikolojik tedavi görmekte olduğunun anlaşıldığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacının olay tarihi itibariyle de eylemlerini etkileyecek nitelikte bir rahatsızlığının bulunabileceği yolunda kuvvetli şüphe oluştuğunun açık olduğu, bilindiği üzere, disiplin cezaları kamuda görev yapan memurlara önceden belirlenmiş hukuk kurallarının öngördüğü konularda uygulanan idari yaptırımlardan ibaret olduğu, bu cezaların kamu hizmetinin düzenli ve en iyi biçimde yürütülmesi konusunda memurun verimli ve yararlı şekilde çalışmasını sağlama amacı taşıdığı, disiplin cezası ile ulaşılmak istenen amacın tam olarak gerçekleşebilmesi için memurun ceza gerektiren fiilinin ve kendisine bu nedenle verilen cezanın neden ve sonuçlarını değerlendirebilecek akıl ve ruh sağlığına sahip olması şart olup dava konusu işlemin tesisine neden olan fiili işlediği tarihlerde ruh sağlığı ile ilgili hakkında ciddi şüphe ve değerlendirmeler bulunan davacının, dava dosyasında mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda öncelikle akıl ve ruh sağlığı yönünden karar verme iradesine sahip olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, bu yönde bir araştırma yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 04/05/2017 tarih ve E:2016/20134, K:2017/12251 sayılı bozma kararına uyulmayarak verilen ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevinin sona erdirilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında ısrar edilmesine, davanın reddine karar verilmiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararının özeti: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 17/04/2019 tarih ve E:2018/599, K:2019/1841 sayılı kararıyla, temize konu idare mahkemesi kararında; olayda, amacı maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak olan ve sonuçları itibarıyla ağır yaptırımlar içeren ceza yargılaması sırasında, yaptığı fiil ve hareketlerin sonucunu algılayacak durumda olmadığı veya cezai ehliyetinin bulunmadığı yönünde bir tespite yer verilmediği gibi, üzerine atılı fiillerden sorumlu tutularak cezalandırıldığı anlaşılan davacının, söz konusu eylemleri farklı zamanlarda gerçekleştirmiş olduğu hususu da göz önünde alındığında, dava konusu işlemin tesisine neden olan fiilleri işlediği tarihlerde akıl ve ruh sağlığının yerinde olduğu ve bu konuda ayrıca bir araştırma yapılmasına ihtiyaç bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı, bu itibarla, temyizen incelenen kararın ısrara yönelik kısmı usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddiaların kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gerekçesiyle … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, ısrara ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın Danıştay Beşinci Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, hukuki sonuç doğurmadığı, çevrede bilinir olma koşulunun muğlak olduğu, Yüksek Disiplin Kurulu'nun Atama ve Yer Değiştirme Kurulu'na gönderme yetkisinin olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava konusu işlemin mevzuata uygun olduğu belirtilerek temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlıkta, davacının ortak niteliği kaybettiğinden bahisle dava konusu işlem tesis edilmiş ise de, dosyada yer verilen bilgi ve belgeler dikkate alındığında, davacıya atfedilen fiil ve davranışların alenileştiğine, mesleğine ya da sosyal çevresine yansımaları olduğuna ilişkin yeterli bir bulgunun olmadığı, dolayısıyla, davacıya isnat edilen fiillerin yönetmelikte aranan çevresinde bilinir olduğu hususunun her türlü şüpheden uzak, somut, inandırıcı ve tereddüte yer bırakmayacak kesin deliller ile ispat edilemediği, davacının Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-(b) maddesinde düzenlenen "...itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslam törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olduğu şeklinde ortak bir nitelik taşımak" şartını kaybettiğinden bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, anılan fiilli nedeniyle davacının görevine son verilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Danıştay Başkanlık Kurulu'nun 18/12/2020 tarih ve 2020/62 sayılı "Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı" üzerine Dairemize devredilen dosya incelenerek işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.