
Esas No: 2013/4678
Karar No: 2014/13308
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/4678 Esas 2014/13308 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 39. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2012
NUMARASI : 2011/62-2012/237
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını, borçlu şirketin T...AŞ nezdindeki ortaklık payı nominal değerdeki hissenin, borçlu şirketin ortağı Neşe"nin babası, Özcan ve Ümit"in kayınbabası davalı F.. A.."a, devredildiğini bu tasarrufun mal kaçırma amacı ile yapıldığından iptalini talep etmiştir.
Davalı F.. A.. vekili, davanın açılabilmesi için gerekli olan aciz belgesinin olmadığı, hisse devrinin gerçek bedel ödenerek alındığını daha sonrada dahili davalı E.. Ö.."ye devredildiğini ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının aciz belgesi sunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. ( İİK.m.277 ) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksiklik yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür.
Somut olayda, 12.09.2008 tarihinde 150.525,00 TL üzerinden başlatılan takip kesinleşmiş olup borçlunun adresinde yapılmış olan 13.09.2008 tarihli haciz sırasında hacze kabil mal olmadığı belirlenmiş yine icra dosyasına göre borcu karşılayacak değerde malı olmadığı açıktır. Bu durumda aciz halinin varlığı kabul edilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, davanın esasına girilerek taraf delilleri toplandıktan sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.