
Esas No: 2016/4210
Karar No: 2018/270
Karar Tarihi: 22.01.2018
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/4210 Esas 2018/270 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 15/04/2008 gününde verilen dilekçe ile kasten yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; her iki davalı yönünden ayrı ayrı manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, maddi tazminat istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 24/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, kasten yaralama eylemi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, her iki davalı yönünden manevi tazminat isteminin ayrı ayrı kısmen kabulüne, maddi tazminat istemi hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, her bir davalıdan ayrı ayrı 7.500,00 ‘er TL manevi tazminat talep etmiştir. Mahkemece manevi tazminat istemi kısmen kabul edilerek, davalılardan ... aleyhine 5.000,00 TL, davalı ... aleyhine ise 2.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, kabul edilen manevi tazminat toplamı üzerinden davacı yararına, reddedilen manevi tazminat toplamı üzerinden ise davalılar yararına tek vekalet ücreti takdir edilmiştir.
Davalılar ihtiyari dava arkadaşı olup, davada istem de ayrı ayrı olduğuna göre; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı ve davalılar yararına ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmelidir. Ne var ki; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının (7) nolu bendinin silinerek yerine “Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesaplanan 1.500,00’er TL vekalet ücretinin davalılardan ayrı ayrı alınarak, davacıya verilmesine” ifadelerinin yazılmasına, hüküm fıkrasının (8) nolu bendinin silinerek yerine “Davalılar davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesaplanan 1.500,00’er TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, ayrı ayrı davalılara
verilmesine” ifadelerinin yazılmasına, tarafların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 22/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.