Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9685
Karar No: 2017/3731
Karar Tarihi: 16.03.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/9685 Esas 2017/3731 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Bir icra takibi davasında borçlu vekili, ilamda müşterek müteselsil ifadesi olmamasına rağmen sadece müvekkilinin aleyhine takip başlatılmasının ilama aykırılık teşkil ettiğini iddia ederek icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkeme önce kısmen kabul kararı vermiştir ancak Daire'nin bozma kararı sonrasında yeniden incelenmiş ve ilam başlığında davalı şirketler aleyhine kurulmuş bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle asıl alacak kalemlerinin tahsilinin sadece borçlu vekilinin müvekkilinden istenebileceği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, Mahkeme kararı İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca bozulmuştur. Kanun maddeleri: İİK'nun 366/3. maddesi, HMK'nun Geçici 3. maddesi, ve 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi.
8. Hukuk Dairesi         2017/9685 E.  ,  2017/3731 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Şikayet

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.


    K A R A R

    Borçlu vekili, dayanak ilamda üç davalı bulunmasına ve hüküm bölümünde müşterek müteselsil ifadesi olmamasına rağmen sadece müvekkili aleyhine takip başlatılmasının ilama aykırılık teşkil ettiğini, ilamda hüküm altına alınan alacak kalemlerinin davalılardan payları oranında istenebileceğini iddia ederek icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece borçlu aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bozma öncesi ve sonrası ilamların birlikte değerlendirilmesiyle borçlunun alacağın tamamından sorumlu olduğunda bir tereddüt bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm, borçlu vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2014/22759 Esas ve 2016/5944 Karar ve 04/04/2016 tarihli ilamı ile; şikayetin bozma sonrası verilen 25/12/2013 tarihli ilamın hüküm fıkrasına göre incelenip karara bağlanması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmiştir. Alacaklı vekilince hüküm temyiz edilmiştir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır.
    Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Hemen belirtelim ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesi"nce verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK).
    Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa"nın 2. maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.
    Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır:
    Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır.
    Benzer şekilde; uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (HGK. nun 21.01.2004 gün, 2004/10-44 E, 19 K.).
    Bu sayılanların dışında ayrıca; görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü-6. Baskı, cilt 5, 2001).
    Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527; 31.05.2006 gün ve 2006/10-307-337; 10.05.2006 gün ve 2006/4-230-288; 03.12.2008 gün ve 2008/10-730-732; 27.05.2009 gün ve 2009/21-168-218 sayılı ilamları).
    Somut olayda; şikayete konu icra takibine dayanak İstanbul 11. İş Mahkemesi 2012/466 Esas ve 2013/910 Karar ve 25/12/2013 tarihli ilamının karar başlığında davalı olarak; şikayetçi ...’yla birlikte .... İnşaat Nakliye Gıda Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti ve ....Gıda İnşaat Tarım Nakliyat Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti adlı şirketlerin de gösterilmiş olduğu ve hüküm fıkrasında da asıl alacak kalemleri için davalılar yönünden herhangi bir ayrıma gidilmeden “...davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine...” şeklinde hüküm tesis edildiği görülmektedir. Her ne kadar hüküm bölümü tek başına değerlendirildiğinde, davalıların asıl alacak kalemlerinden eşit oranda sorumlu oldukları düşünülse de gerekçe bölümünün son iki paragrafında; davalı ... aleyhine kısmen kabul kararı verildiği; iş ortaklığı aleyhine açılan davadan feragat edildiği, bu davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken zühulen hüküm kurulmamış olduğu bildirildiğine göre karar başlığında davalı olarak gösterilen şirketler yönünden hüküm tesis edilmediği anlaşılmaktadır.
    O halde Mahkemece, ilam karar başlığında gösterilen şirketler aleyhine kurulmuş bir hüküm bulunmadığı,bu nedenle asıl alacak kalemlerinin tahsilinin de sadece şikayetçi borçlu ...’ndan istenebileceği, nazara alınarak yeniden hüküm tesisi amacıyla kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi