
Esas No: 2022/272
Karar No: 2022/371
Karar Tarihi: 03.03.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/272 Esas 2022/371 Karar Sayılı İlamı
T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ....
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : ..
KARAR NO : ...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : ...
ÜYE :...
ÜYE : ...
KATİP : ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ...ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ...
NUMARASI : ... Esas,... Karar
DAVACI : .... TİCARET SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av. ..
DAVALI : ..
VEKİLİ : Av. ...
Av. ...
İLİŞKİLİ KİŞİLER : 1 -..
VEKİLİ : Av. ..
: 2 -...
VEKİLİ : Av.
KAYYIMLAR : 1 -...
: 2 -..
ASLİ MÜDAHİLLER: 1 ...
: 2 -...
VEKİLİ : Av. ..
: 3 -...
VEKİLİ : Av. ..
: 4 -..
VEKİLİ : Av. ..
: 5 -...
VEKİLİ : Av...
: 6 -....TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞTİ.
VEKİLİ : Av. ...
: 7 -... BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ : Av...
: 8 .. ..
VEKİLİ : Av. ..
: 9 -...
VEKİLİ : Av....
: 10 -...
VEKİLİ : Av. ...
: 11-...
VEKİLİ : Av. ..
DAVANIN KONUSU : İflas
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ :..
YAZIM TARİHİ : ..
Taraflar arasında görülen davada .....Ticaret Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve ...Esas,.... Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili ve Asli Müdahil ...Bankası A.Ş. vekili tarafından ayrı ayrı istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; Müvekkili şirketin....Ticaret Sicil Memurluğu'nun.. sicil numarasında kayıtlı olup ....tarihinde kurulduğunu ve kurulduğu tarihten bu yana 22 yıllık bir sürede devam eden faaliyet ve yatırımlar doğrultusunda itibara mazhar olduğunu, müvekkili firmanın gerek bölgede gerek ülke genelinde rekabet edebilmek için yatırımlarına devam ettiğini ve işletmenin sermayesinin yeni yatırımlar nedeniyle geri dönüşünün uzun vadeye yayılmasının doğrudan şirket sermayesinin azalmasına neden olduğunu, şirkete ve ortaklara ait taşınmazların gelişinden elde edilen gelirlerin tamamen şirket sermayesinin arttırılmasında kullanıldığını ve ticari faaliyetin devamı için arz ettiği önem ve kredibilitesinin muhafazası için öncelikle bankalara olan borçların kapatıldığını, müvekkili şirketin karşı karşıya kaldığı krizin, üretimi artırmaya yönelik kredi ile yapılan yatırımlardan kaynaklandığını, ayrıca müvekkili şirketin 22 yıla dayanan deneyimi ile oluşturduğu pazar payının ve bu bağlamda yapılan işlerin devamının müvekkili şirkete ait yüksek kapasiteli iş gücünün tam anlamıyla faaliyete geçirilmesi halinde karşılanabilecek durumda olduğunu, iç ve dış piyasada oluşan ve halen mevcut olan talep ve taahhütlerin devamı halinde işletmenin sürekliliği ile cevap verileceğini ve talebi karşılayacak oranda iş üretildiğinde şu anda içinde bulunulan darboğazdan çıkılmasının mümkün olacağını, alacaklıların menfaatinin korunması koşulu bakımından da müvekkili şirketin derhal iflasına nazaran iflasın ertelenmesi sayesinde alacaklıların daha iyi konuma geleceğini ve alacaklarına büyük oranda kavuşabileceklerini, ... tarihli ara bilançoya göre şirketin gerçek aktifleri, yani iflasın ertelenmesine esas rayiç değerleri toplamının .....TL, pasiflerinin ise ....TL ve özvarlığının .... TL olduğunu, belirterek müvekkil şirketin iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; Davacı şirketin güncel rayiç değerlerle borca batıklık durumunun tespiti için, bilirkişi heyeti görevlendirildiği, heyet şirket varlıklarının 2021 yılı itibariyle güncel rayiş değerlerini belirleyen raporu dosyaya ibraz ettiği, bu aşamadan sonra dosya 3 kişilik mali müşavir heyetten oluşan, bilirkişi kurulana tevdi edilmiş borca batıklık durumu güncel mal varlığı değerleri ile borçlar üzerinden tespiti istenildiği, dosyaya sunulan .... tarihli rapor ile 2 ayrı yöntem ile borca batıklık durumu konusunda rapor sunulduğu, bunlarda birinci yönteme göre Yargıtay tarafından benimsenen usul ve esaslar çerçevesinde yapılan hesaplamalarda şirketin varlıklarının .... TL şirketin yükümlüklerinin .... TL olarak belirlendiği, varlıklarının toplam yükümlülüklerini karşılama oranı %120,63 olarak belirlendiği, bu yönteme göre rapor tarihi itibariyle şirketin borca batık olmadığı, belirlendiği, ikinci yöntem olarak TTK 376 maddesinde yer alan tanıma göre yapılan hesaplamada;
(Şirket sermayesi + Yedek akçeler + Geçmiş yıl ve cari dönem karları ) / 2 < (Geçmiş yıl zararları +cari yıl zararı )
...+...+....+... /2 < ...
....,..= ...>...
TL olarak tespit edildiği, şirketin 6102 Sayılı TTK 376 maddesinde belirtilen hesaplama yöntemi ile de borca batık olmadığının tespit edildiği, ...Bölge Adliye Mahkemesi'nce davacı şirketin borca batık olmaması durumunda iflas ve iflasın erteleme taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği şeklinde kaldırma kararı verilmiş ise de iflasın ertelenmesi talepleri en fazla 5 yıl süre ile yapılabildiği, dosyanın istinaf incelemesinin yapıldığı ... tarihi itibariyle 5 yıllık süre henüz dolmadığı, Yargılama sürecinin uzun sürmesi sebebiyle karar tarihi itibariyle 5 yıllık iflas erteleme süreci dolduğundan mahkemece bu konuda usulden reddine karar vermek gerektiği, davacının borca batık olmadığı ayrıntılı şekilde bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olduğu gerekçesiyle iflasın ertelenmesi talebinin usulden reddine, davacı şirket hakkında iflas verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının eksik inceleme sonucu verildiğini, Yargıtay tarafından benimsenen usul ve esaslar çerçevesinde yapılan hesaplamalarda şirketin varlıklarının .... TL şirketin yükümlülüklerinin ... TL olarak belirlendiğini, varlıklarının toplam yükümlülüklerini karşılama oranı %102,63 olarak belirlendiğini, bu yönteme göre rapor tarihi itibariyle şirketin borca batık olmadığının belirlendiğini, davanın reddinin borca batık olmadığı sebebine dayandırıldığını, borca batıklığın tespitinde İİK’nın 376. maddesi uyarınca borçlu malvarlığının rayiç değerlerinin dikkate alınması gerekirken, yalnızca şirket hesap ve kayıtlı üzerinde yapılan inceleme sonuçları ile yetinilmesi de doğru olmadığını, dava dosyası külli olarak incelendiği takdirde yerel mahkemenin vermiş olduğu red kararının hukuka ve usule aykırı olduğunun anlaşılacağını, müvekkil şirketin karşı karşıya kaldığı kriz üretimi artırmaya yönelik kredi ile yapılan yatırımlardan kaynaklandığını, ayrıca müvekkil şirketin 22 yıla dayanan deneyimi ile oluşturduğu pazar payının ve bu bağlamda yapılan işlerin devamının müvekkil şirkete ait yüksek kapasiteli iş gücünün tam anlamıyla faaliyete geçirilmesi halinde karşılanabilecek durumda olduğunu...tarihli ara bilançoya göre şirketin gerçek aktiflerinin, yani iflasın ertelenmesine esas rayiç değerleri toplamı...TL, pasiflerin ise..TL ve öz varlığı .... TL olduğunu, dolayısıyla müvekkil şirketin iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesi gerektiğini, kaldı ki iflas erteleme talebinin 5 yıllık süresinin dolmadığını, banklar uhdesinde bulunan müşteri çeklerinin bu güne kadar tahsil edilmiş olsa idi banka kredi borçlarından mahsup edileceğini, ilgili bankaların bu güne kadar kredi karşılığı teminata verilen müşteri çeklerini tahsil edemediğini, şirketin borça batık olup olmadığını, 101 hesaplarda yer alan çek karşılığı kullanılan kredilere verilen teminat çekleri aktiflerde alacak olarak yer aldığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Asli Müdahil Türkiye.... Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 26.12.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 376’ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile, borca batık olma ve sermaye kaybı durumlarına ilişkin tatbik edilecek uygulamalarda çeşitli değişiklikler yapıldığını, adı geçen tebliğde "Sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması durumu zarar ile ilişkilendirilmiş ve zararın, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının;
-Yarısına eşit veya bu tutardan çok ve
-Üçte ikisinden az olması
durumunda karşılıksız kalma durumunun ortaya çıkacağının açıklandığını, buna göre (Şirket sermayesi + Yedek akçeler) /2 karışılıksız kalması durumu yapılan değişiklikle zarar olarak ilişkilendirildiğini, ... +... /2 = .... TL olarak belirlenen tutar; yapılmış olan değişiklikte ilk öncüle göre yarısına eşit olmakla sağlanmakta, (... +... 2/3 =....TL olarak belirlenen tutar; tekrar yapılmış olan değişiklikte ikinci öncülüne göre zarar olan .... TL tutarının sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisi olan ....TL tutarından az olduğu belirtilen değerlerle açık olduğunu, Yerel mahkemenin baz almış olduğu raporun denetime elverişsiz bir rapor olduğunu, düzenlenen kayyım raporu davacı şirketin yasal defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulmaması nedeniyle maddi gerçeği yansıtmadığını, dolayısıyla söz konusu rapora istinaden ilgili şirketin borca batık olduğunu, bu sebeple davacı şirketin iflasına karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olacağını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava iflas erteleme davasıdır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, toplanan delillere ve özellikle dairemizce de usul ve yasaya uygun görülen .... tarihli bilirkişi kurulu raporuna göre davacı şirketin borca batık olmadığı, iflas erteleme isteyen şirketler hakkında ... tarihinde iflas erteleme tedbirlerine ve sonrasında tedbirlerin devamına karar verildiğinin anlaşıldığı, 28.02.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7101 Sayılı Yasanın 65.maddesi ile kaldırılan ancak geçici 14.madde ile derdest davalarda uygulanmasına devam edilen İİK’nın 179/b-7. maddesi uyarınca iflas erteleme tedbirleri 5 yıldan daha fazla olamayacağı, buna göre mahkemece iflasın ertelenmesi talebinin usulden reddine, davacı şirket hakkında iflas verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı davacı vekilinin ve asli müdahil .... A.Ş vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin ve asli müdahil ... A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı ve asli müdahil Halkbankası A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK'nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/03/2022
...
Başkan
...
(e-imzalıdır)
..
Üye
...
(e-imzalıdır)
..
Üye
...
(e-imzalıdır)
...
Katip
...
(e-imzalıdır)
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. "5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur."
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.