
Esas No: 2016/15479
Karar No: 2021/2990
Karar Tarihi: 03.06.2021
Danıştay 4. Daire 2016/15479 Esas 2021/2990 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/15479
Karar No : 2021/2990
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, katma değer vergisi mahsup talebinin reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; Mahkemelerince yapılan ara karar ile, davacının mahsup talebinde bulunduğu dönemlere ilişkin olarak davacıya fatura düzenleyen mükelleflerin söz konusu dönemlerde beyanname verip vermedikleri, haklarında sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği veya vergi inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediği hususlarının sorulduğu, davalı idare cevap dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden bir kısım firmalar tarafından beyanname verilmediğinin tespit edildiği, buna göre beyanname ile beyan edilmeyen katma değer vergisinin karşı tarafça iade alınmasının mümkün olmadığı, öte yandan yine davacının mal ve hizmet temin ettiği bir kısım firmalar hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle bir kısım şirketler hakkında ise sahte belge kullanma nedeniyle vergi tekniği raporlarının bulunduğu, sahte belge düzenleyen firmalar tarafından düzenlenen faturaların ve buna bağlı olarak beyannamelerinin gerçeği yansıtmaması nedeniyle katma değer vergisinin karşı tarafça iade alınması mümkün olmadığı, sahte belge kullanan firmalar yönünden ise, bu firmalardan alınan mal ve hizmete isabet eden katma değer vergilerinin iade ve mahsubunun yapılması gerektiği, buna göre …, … ve … Pet. Ltd. Şti. unvanlı firmalardan alınan mal ve hizmetlere isabet eden iade ve buna bağlı olarak mahsup talebinin yerine getirilmemesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık, diğer firmalar yönünden ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan işlemlerin yerinde ve hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı tarafından, katma değer vergisi mahsup talebinin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine karar veren Vergi Mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun "Vergi İndirimi" başlıklı 29/2. maddesinde, bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamının, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olması durumunda, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve iade edilmeyeceği, ancak 28. madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup teslim ve hizmetin gerçekleştiği vergilendirme döneminde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin, mükellefin vergi ve bazı amme borçlarına mahsuben ödeneceği, yılı içinde mahsuben iade edilemeyen verginin izleyen yıl içinde talep edilmesi şartıyla nakden veya mükellefin maddede belirtilen borçlarına mahsuben iade edileceği hükmüne yer verilmiştir.
3065 sayılı Kanun'un 29/2. maddesinde düzenlenen iade müessesesi tümüyle ihtiyari ve mükelleflerin beyanına bağlı bir yöntemdir. Başka bir deyişle, mükellefler tarafından KDV sistematiği içerisinde beyanı gereken (sonraki döneme devreden KDV ve Ödenecek KDV'yi doğrudan değiştirmesi nedeniyle) ve süreklilik arz eden bir yükümlülük çerçevesinde söz konusu nakden veya mahsuben iade hakkı kullanılabilmektedir. Normal yöntemle indirilememesi halinde başvurulabilen, seçimlik ve beyana dayanan bir hak kullanımı söz konusu olup, bu hakkında izleyen yıl içerisinde ve belirlenen biçimde beyana dayanılarak talep edilmek suretiyle kullanılması gereklidir. Konu ile ilgili olarak 85, 99 ve 119 Seri Nolu KDV Genel Tebliğleri ile Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde iade hakkına ilişkin hususların beyannamelerde nasıl ve hangi satırda gösterileceği gibi doğrudan beyan yükümlülüğü ile ilgili usul ve esaslara yer verildiği ve talep zamanının belirginleştirildiği görülmektedir.
Bu kapsamda, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun verdiği yetki uyarınca çıkarılan ve 23/11/2001 tarih ve 24592 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 84 Seri Nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği'nin "I. Genel Esaslar" bölümünün "1.1.2 Mahsup Talebi" kısmında ise, mahsup talebinin geçerlik kazanabilmesi için talebin bir dilekçe ile yapılmasının şart olduğu, iade alacağının sonraki dönemlerde muaccel hale gelecek vergi borçlarına mahsubunun da talep edilmesinin mümkün olduğu, ancak bu borçlar muaccel hale geldikçe mahsup talebinin, muaccel hale gelen her borç için ayrı dilekçe verilmek suretiyle yenilenmesi gerekeceğine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. "II. Özel Esaslar" başlıklı bölümünde ise, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge (SMİYB) düzenleme veya kullanma fiili ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi bulunan mükelleflerin nakden veya mahsuben iade talepleri bu bölümdeki özel esaslara göre yerine getirileceği belirtilmiş, anılan bölümün 3.1 bendinde ise, kendileri hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunmayanların mal veya hizmet satın aldığı mükellefler hakkında olumsuz rapor veya tespit bulunması halinde, bu mükelleflerden yapılan (haklarında olumsuz tespit bulunanlardan sadece olumsuz tespitin yapıldığı dönemlerdeki) alışlara isabet eden kısma dört kat teminat gösterilmesi veya bu alışlara isabet eden kısmın iade talebinden çıkarılması halinde, kalan kısma ve diğer dönemlere ilişkin iade talepleri genel esaslara göre yerine getirileceği yine aynı bölümün 3.1.2 bendinde de iade talebinde bulunan mükellefin, haklarında SMİYB düzenleme fiili dışında olumsuz tespit veya SMİYB kullanma raporu bulunanlardan alışlarına ilişkin ödemelerini tevsik etmeleri halinde iade taleplerinin genel esaslara göre yerine getirileceği belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 01/09/2005 tarihi itibariyle işe başlamak üzere vergi dairesine müracaat ettiği, 02/09/2005 tarihinde iş yerinde yapılan yoklamada adresin boş ve kapalı olması nedeniyle işe başlama ile ilgili hususların tespit edilemediği, 16/09/2005 tarihli yoklamada, iş yerinin açık ve faaliyette bulunduğu, 01/11/2005 tarihinde yapılan yoklamada iş yerinin kapalı olduğundan faaliyeti ile ilgili bir tespit yapılamadığı, mükellefin bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle bağlı bulunduğu vergi dairesince … sayılı Uygulama İç Genelgesi uyarınca mükellefiyetinin 28/02/2007 tarihi itibariyle re'sen terkin ettirildiği, mükellef tarafından 25/10/2005 tarihli dilekçe ile 2005/Eylül dönemi 81.000,00 TL tutarında katma değer vergisini, 11/04/2006 tarihli dilekçe ile de 2005/Ekim Kasım dönemi 202.365,00 TL tutarında katma değer vergisinin mahsubunu talep ettiği, mükellefin katma değer vergisi iade dosyasının ve indirim listelerinin tetkikinde mal ve hizmet alımında bulunduğu mükellefler nedeniyle incelemeye sevk edildiği, hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Basit Rapor uyarınca, gerek yukarıdaki tespitler gerekse mükellefe ve kanuni defter ve belgelerine ulaşılamaması nedeniyle 2005 yılında talep etmiş olduğu katma değer vergisi iadelerinin bağlı bulunduğu vergi dairesince yerine getirilmemesi, eğer vergi dairesince herhangi bir mahsuben iade veya nakden iade yapılmışsa bu tutarların cezalı olarak tarh edilmesinin önerildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu mahsuben iade taleplerinin yerine getirilmemesi gerektiği inceleme neticesinde ortaya konulduğundan, mahsup talebinin reddi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bu kısmının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.