Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlu, hakkında yapılan iflas yoluyla takipte, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmüş ve bunun yanı sıra da takiple ilgili itirazlarını şikayet dilekçesinde bildirmiştir.
Mahkemece yapılan inceleme sonucunda, her türlü itiraz ve şikayetin icra müdürlüğüne yapılacağından bahisle istemin reddine karar verilmiştir.
Borçlunun, hakkında yapılan takibe ilişkin olarak ödeme emri tebligatı usulsüzlüğüne ilişkin şikayetini İİK’nun 16/1.maddesi uyarınca icra mahkemesine, takibe ilişkin itirazlarını ise İİK’nun 155 vd. maddeleri uyarınca takibin şekline göre icra müdürlüğüne yapması gerekmektedir. Yapılacak itiraza ilişkin olarak da alacaklı, İİK’nun 156/3.maddesi uyarınca ticaret mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını isteyebilir.
Somut olayda mahkemece, borçlunun tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayeti ile ilgili olarak inceleme yapılıp olumlu olumsuz bir karar verilmesi, itirazların ise icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bahisle bu yöndeki istemin reddi gerekirken istemin tümden reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.