17. Hukuk Dairesi 2016/3936 E. , 2019/795 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleten/ sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacıya çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralandığını, tedaviye rağmen malul kalan davacının maddi zararının doğduğunu, uğradığı cismani zarar nedeniyle manevi açıdan da zarar gördüğünü belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 17.09.2015 tarihli artırım dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 15.980,92 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, davaya konu kazada davacının da kusurlu olduğunu, tedavi ile iyileşen davacının maddi zararı bulunmadığını, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davaya konu kazada sigortalı araç sürücüsü kusursuz olduğundan şirketlerinin de zarardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davaya konu maddi tazminat yönünden, davacı taraf davasından feragat ettiğinden, bu istem hakkındaki davanın reddine; davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."den tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava konusu kaza sonucu yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, 25.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarda manevi tazminata hükmedilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu, davacının cismani zarara uğraması nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının % 3,3 oranında sürekli işgücü kaybına uğrayacak biçimde yaralandığı dikkate alındığında oluşan zararın ağırlığı, davalı sürücünün kazada asli kusurlu olduğu hususları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar düşük manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
2-Davacı taraf, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL. maddi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili istemiyle dava açmış; daha sonra verdiği 17.09.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat talebini harcını da yatırmak suretiyle 15.980,92 TL"ye yükseltmiş ve bu bedelin davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş; yargılamanın devamı sırasında, davalı ...Ş. tarafından, bilirkişi raporuyla saptanan maddi tazminat ve fer"ileri ödendiği için, davacı vekili bu davalı hakkındaki davasından feragat etmiştir. Mahkemece, feragat nedeniyle maddi tazminat talebinin reddi ile davada vekille temsil edilen davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HMK"nun 331/1 maddesinde; "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder" düzenlemesi benimsenmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre, davanın açılmasına davalı tarafın sebep olup olmadığına, davacı tarafın dava açıldığı tarih itibariyle haklı olup olmadığına göre, yargılama giderlerinin hüküm altına alınması gerekmektedir. Davacı tarafın, dava konusu ettiği işgöremezlik zararına ilişkin maddi tazminat talep hakkının bulunduğu, yargılamanın devamı sırasında alınan hesap bilirkişi raporuyla saptanmış, bu raporla belirlenen miktar, davalı ...Ş. tarafından davacı yana ödenmiştir.
Bu durum karşısında; davacı tarafın dava açmakta haklı olduğu, davalıların daha önce ödeme yapmamış olması nedeniyle davanın açılmasına sebep oldukları ve yargılamanın devamı sırasında dava konusuz kaldığına göre; maddi tazminat yönünden davacı taraf aleyhine vekalet ücretine hükmolunmaması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 04/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.