10. Ceza Dairesi 2017/7466 E. , 2020/8900 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : MANİSA 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Sanık ..."ın, hüküm tarihinde on sekiz yaşından küçük olduğu gözetilmeden, 5271 sayılı CMK’nın 185. maddesine aykırı olacak şekilde duruşmaların kapalı yerine açık yapılması ve hükmün de açık duruşmada tefhim edilmesi,
B) 30/09/2014 tarihli hüküm celsesinde, duruşmaya katılan sanık ...’a son sözü verildikten sonra, duruşmaya katılan sanık ... müdafiine son sözünün sorulması ve ardından hükmün açıklanması suretiyle, CMK"nın 216/3. maddesinde yer alan, "Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir." emredici düzenlemesine aykırı olacak şekilde hüküm kurulması,
C) Kovuşturma aşamasında, 5395 sayılı Kanun"un 35. maddesi uyarınca sanık ...’ın bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren sosyal inceleme raporu alınmaması ve alınmama gerekçesinin hükümde gösterilmemesi,
D) Kabule göre de;
1)Dosya kapsamına göre, gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan CMK"nın 139. maddesine göre gizli soruşturmacı görevlendirilebilmesi için işlenen suçun kanunda sayılan ve gizli soruşturmacı kullanılabilecek suçlardan olması, suçun işlendiği konusunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması, başka yolla delil elde etme imkanının bulunmaması, suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmiş bir suç olması ve yetkili ve görevli mahkemece bir karar verilmesi gerekir.
Dava konusu suç uyuşturucu madde ticareti yapma suçu olduğu halde, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suç olmadığı; zira CMK"nın 139. maddesinin 4. fıkrasına göre örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmeyen suçlarda gizli soruşturmacı görevlendirilemeyeceği; yine CMK"nın "Teknik Araçlarla İzleme" başlıklı 140. maddesindeki düzenlemeye göre, sanıkların teknik araçlarla izlenmesine ilişkin bir karar bulunmadığı, gizli soruşturmacı görevlendirilmesine ilişkin karara dayanılarak ve CMK"nın 140. maddesi uyarınca ayrıca bir karar alınmadan teknik araçlarla izleme ve görüntüleme ve ses alma işlemi yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Mahkemece suçun sübutu sanıkların savunmaları, gizli soruşturmacı faaliyetleri ve teknik araçlarla izleme sonucu elde edilen kayıtlara dayandırılmıştır. CMK"nın 217. maddesine göre sanıklara atılı suç hukuka uygun şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Hukuka uygun olmayan teknik araçlarla izleme sonucu elde edilen delile dayanılarak sübuta gidilmesi mümkün değildir.
a) Sanıklar hakkında sayılı CMK’nın 140. maddesi uyarınca teknik araçlarla izlemeye ilişkin verilmiş bir kararın bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise hukuki denetime olanak sağlayacak şekilde aslı veya onaylı örneği getirtilerek bu dosya içine konulması; yoksa bu yöntemle elde edilen bilgilerin delil olarak değerlendirilemeyeceği hususu gözetilmeden ve sanıkların aşamalardaki savunmaları da dikkate alınarak haklarında TCK"nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan eksik araştırma ile hüküm kurulması,
b) Suçun sübutunun tespiti için sanıklardan uyuşturucu madde alma - temin etme eylemini gerçekleştiren gizli soruşturmacılar, kolluk görevlisi ise "suçu ve faili belirleme, suçla ilgili delilleri toplama" konusunda faaliyette bulunabileceklerinden, öncelikle gizli soruşturmacıların adli kolluk görevlisi olup olmadığının sorulması, adli kolluk görevlisi iseler, tanık sıfatı ile beyanlarına başvurulması; adli kolluk görevlisi olmadıklarının tespiti halinde ise, bu yöntemle elde edilen bilgilerin delil olarak değerlendirilemeyeceği hususu gözetilerek, sanıkların aşamalardaki savunmaları da dikkate alınarak haklarında TCK"nın 192/3. maddesinde öngörülen etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2) Sanık ... hakkında TCK’nın 188/3, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca belirlenen “2” tam gün adli para cezasının, TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü 20 TL olmak üzere paraya çevrilmesi sırasında, “40 TL” yerine hesap hatası sonucu “20 TL” adli para cezası şeklinde eksik ceza tayin edilmesi,
3) Hükümden sonra 24/11/2015 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 15/04/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 10. maddesi ile TCK’nın 53/3. fıkrasında yapılan değişiklik nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanık ...’ın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, CMUK"nın 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı itibariyle sanık ...’ın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 14/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.