17. Hukuk Dairesi 2013/7363 E. , 2014/7071 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... idaresinde bulunan araç seyir halinde iken davalı ...nin aracın el frenini çekerek kazaya neden olduğunu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000 TL. maddi, 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş,ıslah dilekçesi ile talebini 162.227,95 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı M.. H.. vekili, davanın reddini savunmuş, diğer davalı duruşmalara katılmamış, savunma yapmamıştır.
Mahkemece toplanan delillere göre davacıya kusur oranlarının belirlenmesi amacıyla bilirkişi raporu alınması için gerekli giderlerin yatırılması konusunda verilen kesin süre içerisinde gerekli giderlerin yatırılmadığından davanın kesin mehil nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalı ...nin aracında yolcu olarak bulunduğu sırada davalı ...in oğlu ...’ın el frenini çekmesi sonucu araç karşı şeride geçerek dava dışı araç ile çarpışmış ve kazada davacı yaralanmıştır. ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/416E-2007/110 K. sayılı dosyasında her iki araç sürücüsü hakkında yapılan yargılamada Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapora göre araçta bulunan ve psikolojik rahatsızlığı bulunanan ...’ın el frenini çekmesinin kazaya etken olduğu, sürücülerin kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile beraatlarına karar verilmiştir. Mahkemece ceza mahkemesinin sonucu beklenmiş, davacının maluliyetine ilişkin rapor alınmış, ... 2 Sulh hukuk Mahkemesi’nde davalı ...’a vasi tayini için açılan davanın sonucu beklenmekte iken mahkemece 28.9.2011 tarihli celsede davacı tarafa teknik bilirkişiden rapor alınması için gerekli ücretin 20 günlük kesin sürede yatırılması konusunda süre verilmiş, davacı tarafından verilen kesin sürede bilirkişi ücretinin yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
1086 sayılı HUMK.’nun 163. maddesine göre, kanunun tayin ettiği müddetler kesin olduğu halde, hakimin tayin ettiği süreler kural olarak kesin değildir. Hakim, kendi tayin etmiş olduğu bir süreyi, süre geçmeden azaltıp çoğaltabileceği gibi süre geçtikten sonra tarafa isteği üzerine ikinci bir süre de verebilir. Hakim, tayin ettiği bir sürenin kesin olduğuna karar vermişse, sürenin kesin olduğunun hiçbir tereddüde yer vermeyecek derecede ara kararında açık bir şekilde yazılması, yapılması gereken işlerin neler olduğunun belirtilmesi, tanınan sürenin yeterli ve elverişli olması, süreye uyulmamasının doğuracağı sonuçların açıklanması ve tarafların uyarılması gerekir. (HGK.nun 25.6.1975-1-1560/837, HGK.nun 18.2.1983-1-1284/141, HGK.nun 24.6.1992-14-296/395, HGK.nun 10.10.2001-14-940/709 sayılı kararları)
Bu hükmün amacı, verilen ara kararlarının ciddiyet ve özenle yerine getirilmesini sağlamak, bu yolla davaların uzun süre elde kalmasını önlemektir. Hakim tarafından verilen kesin süre içinde gereken giderleri vermeyen taraf sadece gider yapılmasını gerektiren işlemin yapılması isteminden vazgeçmiş sayılır. Davadaki bütün istemlerinden vazgeçmiş sayılamaz. Bu olgunun sonucu olarak da verilen kesin süre içinde gereğinin yapılmaması halinde gider yapılmasını gerektiren işlemin niteliği ve davanın sonucuna etkisi gözetilerek mevcut delillere göre karar verilir. Kesin süre sonuçlarının uygulanabilmesi için öncelikle uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için bilirkişi raporunun alınmasının zorunlu olması gerekir.
Dava konusu olayda, davacı araçta yolcu olarak bulunmakta olup dava dilekçesinde davacının kusuru bulunmadığı belirtilerek tazminatın davalılardan tahsili talep edilmiştir. HMK.nun 163. maddesinde hakime tanınan kesin süre verme yetkisi, usul ekonomisi açısından yargılamanın uzamasının engellenmesi amacına yöneliktir. Mahkemece davacı tarafa kesin süre verilen celsede verilen ara kararına göre ...2 Sulh Hukuk Mahkemesi’nin vasi tayini dosyasının beklendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca davacının verilen sürede bilirkişi ücretini yatırmamış olması davanın bu nedenle reddini değil, artık bu delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılması sonucunu doğurur.
Açıklanan nedenlerle mahkemece yazılı gerekçe ile verilen sürenin HUMK.nun 163.maddesinin özüne uygun bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 6.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.