
Esas No: 2013/5770
Karar No: 2014/7592
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/5770 Esas 2014/7592 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :06/12/2012
NUMARASI :2011/591-2012/404
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı G.. H.. vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 13.05.2014 Salı günü davacılar ve davalı Karayolları tarafından gelen olmadı. Davalı G.. H.. vekili Avukat ...... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı G.. H.. vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacıların babası Bedri kara idaresinde bulunan aracın yaptığı tek taraflı kazada davacıların babası Bedri ve annesi Mevlüde’nin vefat ettiğini, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmadığından G.. H..nın sorumlu olduğunu, kazanın yoldaki kusur nedeniyle meydana geldiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 8.100 TL. maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini her davacı için ayrı ayrı arttırarak toplam 201.610 TL. olarak ıslah etmiştir.
Birleştirlen dosyada davacı H.. T..’nun araçta yolcu olarak bulunduğunu, kaza sonucu yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 8.100 TL. maddi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 200.000 TL. olarak ıslah etmiştir.
Birleştirilen dosyada davacıların kızı S.. T... araçta yolcu olduğunu, kaza sonucu vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 8.100 TL. maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini her davacı için ayrı ayrı arttırarak toplam 57.175 TL. olarak ıslah etmiştir.
Davalı G.. H.. davanın reddini savunmuş, diğer davalı duruşmalara katılmamış, savunma yapmamıştır.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların davasının kabulüne, Elvan için 50.326, Zehra için 42.632 TL., Kayhan için 32.548 TL., Berivan için 29.884 TL., Öztekin için 22.656 TL., Gurbet için 21.030 TL., Enis için 2.534 TL. olmak üzere 201.610 TL. nın davacı Hasret için 200.000 TL. maddi, davacılar Mustafa için 27.496 TL. Vesile için 29.679 TL. maddi tazminatın davalı G.. H..ndan tahsiline, davalı K.. M.. hakkında açılan davanın kusuru bulunmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davalı G.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı G.. H.. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece davacıların destekten yoksun kalma tazminatının aktüerya hesabı yapılması için düzenlenen bilirkişi raporunda desteğin bakiye yaşam süresi TRHA 2010 tarihli tablo esas alınarak hesaplama yapılmış ise de yapılan hesaplama Yargıtay uygulamalarına uygun değildir. Davacıların desteği ve destek zararı olanların bakiye yaşam süresi Yargıtay uygulamalarına göre PMF 1931 tablosu kabul edilerek hesaplama yapılması gerekirken Yargıtay uygulamalarına uygun olmayan rapor esas alınarak karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili dava dilekçesinde kazanın yoldaki kusur nedeniyle meydana geldiğini belirterek davalı idarenin hizmet kusuru olduğunu iddia etmiştir. Bir kamu kuruluşu tarafından, kamu yasaları uyarınca tesis yapma, yapılmış olan tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından doğan bir yükümlülüktür. O halde, anılan nitelikteki bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan zararın ödetilmesi, istekleri 11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararının 2.bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise 2577 sayılı idari yargılama usulü kanunun 2.maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekir.
Yargı yolu dava şartlarından olup mahkemece resen incelenmesi gerektiği halde mahkemece dava dilekçesinin davalı K.. M.. yönünden yargı yolu bakımından reddi gerekirken, davanın asasına girilerek esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-6100 sayılı HMK. 297/b.maddesinde davanın taraflarının ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin karara yazılması gerekir.Mahkemece dava dilekçesinde adları geçen ve haklarında hüküm kurulan davacıların isimlerinin karar başlığında yazılmamış olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2, 3 ve 4 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı G.. H..na verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı G.. H..na geri verilmesine 13.5.2014 tarihinde üye A.Orhan ve E.S.Baydar"ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dairenin 2 numaralı bozma gerekçesi yerindedir. Ancak, hakkındaki dava kusursuzluğu nedeniyle reddedilen K.. M.."ne yönelik davacıların herhangi bir temyiz itirazları bulunmamaktadır. Davalı G.. H.."nın kusura yönelik temyiz itirazları 1 numaralı bentte oybirliği ile reddedilmiş olmakla K.. M.. hakkındaki dava usul açısından kesinlemiş bulunmaktadır.
O halde, Davacının temyiz konusu yapmadığı yol kusurunun eldeki dava açısından inceleme olanağı bulunmadığı gibi, yol kusuru bulunduğu iddiasını ileri sürme olanağı kalmayan davayı İdari Yargıda gereksiz dava açmaya zorlamak da mümkün değildir. Ne varki, davalı G.. H.., yol kusurunu açıkça temyiz ettiğinden bu davada değerlendirme olanağı bulunmayan bu temyiz itirazı, G.. H.. tarafından açılacak rücu davasında dinlenebilecektir.
O halde Daire kararında 3 numaralı bozma bendinin kaldırılması ve 1 numaralı bent içinde davalı G.. H.."nın rücu davası açma olanağının bulunduğu açılacak rücu davasında yol kusurunun değerlendirilebileceği hususu eklenerek kusur savunmasının şimdilik incelenmemesi gerekirken, yazılı gerekçeyle K.. M.. aleyhine bozma gerekçesi oluşturulmasına katılmıyorum.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, 2918 sayılı KTK.dan doğan, kusursuz (tehlike) sorumluluğu nedeniyle sürücünün vefatı halinde desteğinden yoksun kalanların tazminat taleplerinde, ölen desteğin müterafik kusurunun tazminattan indirim sebebi teşkil edip etmeyeceği, desteğin kusurunun araç ZMSS"sinin bulunmaması nedeniyle G.. H..nı ne şekilde etkileyeceğine ilişkindir.
Konu ile ilgili yasal düzenlemeler gözden geçirildiğinde;
6098 sayılı TBK.nun 51/1 maddesinde "Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirleyeceği" ,TBK. 52/1 maddesinde " zarar görenin zararı doğuran fiile razı olması veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olması veya tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırması halinde hakim tazminatı indirebileceği veya tamanen kaldırabileceği",
TBK 53/3 maddesinde "ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların" ölüm halinde uğranılan zararlardan bulunduğu öngörülmüştür.
Destekten yoksunluk tazminatı, ölüm nedeniyle ortaya çıkan, miras hukukundan bağımsız, yansıma yolu ile uğranılan maddi zararın tazmini amacını güden bir taleptir.(Emre Gökyayla S:46 vd)
Kusursuz sorumlulukta tazminat belirlenirken aksi öngörülmemişse (TBK 49 vd) kusura dayanan sorumluluk hükümlerinin uygulanacağı doktrinde ve yargısal içtihatlarda benimsenmektedir. Tazminatta indirime sebep olan TKB 51, 52 madde hükümleri, kusursuz sorumluluk hallerinde takdir edilecek tazminatlarda da indirim sebebi teşkil edecektir (K.Oğuzman- T.Öz Borçlar Hukuk Genel Hükümler S:131, F.Eren Borçlar Hukuku Genel Hükümler S:7, 728, H.Nomer Haksız Fiil Sorumluluğundan maddi tazminatın belirlenmesi S:77).
Sorumluluğun tehlike esasına dayanmasında da müterafık kusurun indirime engel teşkil etmeyeceği, zarar görenin müterafik kusurunun dikkate alınacağı 2918 sayılı Yasanın 86/2 maddesinde de açıkça vurgulanmıştır.
TBK 52. maddesinde öngörülen müterafik kusur, zarar görenin zararın doğmasına veya artmasına yaptığı katkı olup mağdur, zarar veren şahsın hal ve mevkini ağırlaştırdığı için hakim tazminatı indirmekte veya kaldırmaktadır.
Nitekim, Federal Mahkeme de sigorta şirketinin, ölen desteğin kazanın oluşumundaki kusur oranında ödemesi gereken tazminat tutarında indirimi uygulamıştır.
Bu noktada destekten yoksunluk tazminatının bağımsız hak niteliğinin, müterafik kusur uygulamasına etkisinin ne olduğu önem kazanmaktadır.
Destekten yoksun kalma tazminatının, destekten intikal eden bir hak olmaması, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bir davada müterafik kusur nedeniyle tazminatın indirilmesi veya kaldırlmasına engel değildir. Bu açıdan bağımsızlık bulunmamaktadır. Bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan daha farklı bir durum yaratılamaz. Desteğin fiil ve davranışları TBK 51, 52 maddesi gereğince destek görenlerin tazminat talepleri bakımından gözönünde tutulur (Gökyayla S.46).
Destekten yoksun kalma tazminatında müterafik kusurun dikkate alınmasında şu ölçütten hareket edilmelidir. Zarar gören, destek kendisi tazminat talep etme imkanına sahip olsaydı kusuru sebebiyle tazminatta indirim yapılacak idi ise, destek görenler lehine takdir edilecek tazminatta da indirim yapılmalıdır. Nasıl ki, desteğin ölümü sebebiyle meydana gelen zararın yansıma yolu ile destek görenleri etkilediği kabul ediliyorsa, desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışlarının da aynı şekilde destek görenlere yansıtılması kabul edilmelidir (Gökyayla S 252).
Diğer taraftan, zarar görenin kusurlu davranışı ile zararın ortaya çıkmasına veya artmasına sebebiyet vermesi halinde tazminat miktarının indirimine sebep olmasının temelinde dürüstlük kuralı bulunmaktadır. Bir kimsenin hem uğradığı zarara veya uğradığı zararın artmasına sebep olması, hem de bunun tamamını bir başkasından istemesi hukuki açıdan doğru değildir. Kişinin kendi kusurunun sonuçları başkasının sırtına yüklenemez(Gökyayla S.252 Nomer S.87). Aksinin düşünülmesi, dürüstlükle bağdaşmayacağı gibi çelişkili davranış yasağına da girmektedir.
Alman Hukukunda BGB 846 hükmü gereği, tehlike sorumluluğundan doğan bir haksız fiil sonucu yaralanan veya ölenin desteğinden yoksun kalan 3.kişilerin, tehlike sorumluluğu esaslarına göre sorumlu olan kişiye karşı yöneltikleri tazminat taleplerinde yaralanan veya ölenin birlikte kusuru dikkate alınmaktadır.
İsviçre Hukukunda desteğin kusurunun, destek görenlerin tazminat alacaklarını olumsuz yönde etkileyebileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte, doktrinde tazminat miktarının belirlenmesinde mağdur-desteğin müterafik kusurunun mutlaka dikkate alınacağı kabul edilmektedir (Oser, Schönenberger, Das Obligationenrecht.Art 1-183).İsviçre Fedaral Mahkemesi de, sigorta şirketinin mevcudiyeti halinde ölen desteğin kusurunun davacı tarafın tazminat miktarında evleviyetle dikkate alınacağını vurgulayarak sigorta yoluyla korumanın söz konusu olduğu hallerde sigorta şirketini genel hukuk normları üzerinde sorumlu tutmanın söz konusu olamayacağını, davalı sigorta şirketinin ölen desteğin müterafik kusuru oranında tazminat talebinden indirim isteyebileceğine hükmetmiştir (BGE 113 11 328, Prof Dr Saibe Oktay Özdemir - Hukuki Mütalaa).
Desteğin ölümü nedeniyle meydana gelen zararın yansıma yolu ile destek görenleri de etkilediği nasıl kabul ediliyorsa desteğin tazminattan indirime sebep olacak davranışların da aynı şekilde destek görenlere yansıyacağı (Gökyayla S.252, Tekinay-Akman- Burcuoğlu-Altop S.650) Türk Hukuk Doktrininde genelde kabul görmektedir.
Somut uyuşmazlığa dönüldüğünde;
Davacıların desteği Bedri"nin sürücüsü olduğu araçla geçirdiği ve kusurlu bulunduğu trafik kazası sonucu vefatı üzerine sürücünün desteğinden yoksun kaldığını iddia eden davacılar tarafından, aracın ZMSS"nin bulunmaması nedeniyle davalı G.. H.. aleyhinde destekten yoksun kalma tazminatı davası açılmış,
Davalı davanın reddi savunmuş,
Yargılama sonucunda mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş,
Kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairece yerel mahkeme kararı sayın çoğunluk görüşü doğrultusuyla yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.
Tehlike sorumluluğunda tazminatın tayini kusur sorumluluğundaki kuralllara bağlı bulunduğundan TBK 52/1 maddesinde öngörülen desteğin müterafik kusuru tazminatın tayininde dikkate alınmalıdır.
Destekten yoksun kalma tazminatının miras hukukundan ayrı, bağımsız bir hak olması, desteğin müterafik kusurunun ileri sürülmesine engel değildir. Desteğin kendisinin talep etmesi halinde nasıl müterafik kusur tazminattan indirimi gerektiriyorsa, yansıma yoluyla zarara uğrayan davacılar yönünden de aynı şekilde desteğin kusurunun kendilerine yansıması, bu nedenle sigorta şirketine karşı ileri sürülen tazminattan müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmasını gerektirir.
Olayda destek kusurlu bulunduğundan, desteğin kusuru kendisine yansıyan davacıların tazminat istemi TBK 52/1 maddesi gereğince tamamen kaldırılmalıdır.
Aksi düşüncenin kabulü hukuk düzeni içinde kendi ölümünden sorumlu olmayan desteğin, destek olduğu kişilere karşı sorumluluğunun devam ettirilmesi anlamına gelmektedirki bu durumda destek görenlerin ölenin mirasçılarına karşı bu talep hakını yöneltmelerine imkan vermek gibi kabul edilemez bir durum ortaya çıkmaktadır. (Prof Dr Saibe Oktay Özdemir- Hukuki Müteala)
Açıklanan yasal düzenlemeler, bilimsel görüşler ve yargı kararları karşısında davacılar sürücü olan destekleri Bedri"nin ölümü nedeniyle tazminat talep edemeyeceklerinden Bedri yönünden açılan davanın reddine karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken bu yöne ilişkin davalı G.. H.."nın temyiz itirazının reddi ile farklı gerekçe ile kararın bozulmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.