17. Hukuk Dairesi 2013/1653 E. , 2014/7605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/06/2012
NUMARASI : 2009/176-2012/317
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar F.. Y.. vekili ile davalı A.. Ş.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalılardan F.. Y.."nun müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında borcunu karşılayacak haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kendisine ait taşınmazları davalı B.. D.."a onuda diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece satışların muvazaalı olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar F.. Y.. vekili ile davalı A.. Ş.. tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı F.. Y.. vekilinin temyiz itirazlarının reddine
2-Davalı A.. Ş..in temyiz itirazlarına gelince; Dava İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Aynı yasanın 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. Buradaki üçüncü kişiden maksat, borçlu ile doğrudan işlem yapan değil, borçlu ile işlemde bulunan kişiden mal veya hakkı satın alan kişi olup uygulamada buna dördüncü kişi denilir. Borçlu ile işlemde bulunmayan dördüncü kişiler hakkında dava açılıp açılmaması davacının isteğine bağlıdır ve bu kişiler yönünden iptal kararı verilebilmesi kötü niyetli olduklarının yani borçlunun alacaklılara zarar verme kastı ile hareket ettiğini bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduklarının kanıtlanmasına bağlıdır. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın elden çıkardığı tarihteki gerçek değeridir.
Somut olayda dava ve temyiz konusu taşınmazlar 17.02.2009 tarihinde borçlu davalı F.. Y.. tarafından 3. kişi konumundaki davalı B..D.".satılmış, onun tarafından da 28.01.2011 tarihinde A.. Ş.."e satılmıştır. 4.Kişi konumundaki davalı Adnan"a yapılan satışa ilişkin olarak tasarrufun iptal edilebilmesi için davacı tarafından Adnan"ın borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunu kanıtlanması gerekir. Ancak davalı Adnan"ın borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğuna ilişkin dosyaya yeterli kanıt sunulamamıştır. Bu durumda mahkemece davalı A.. Ş.. yönünden davanın reddi ile 3. kişi olan davalı Betül"ün taşınmazları elden çıkardığı tarihteki gerçek değerleri oranında ve davacının alacak ve ferileri ile sınırlı şekilde tazminata mahkum edilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere davanın davalı A..Ş.. yönünden de kabulü ile tasarrufun iptaline karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarda (1)nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı F.. Y.. vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2)nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A.Ş.temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 4.997,56 TL kalan harcın temyiz eden davalı F..Y.. alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı A.. Ş.. geri verilmesine 15.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.