Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/19169
Karar No: 2021/2771
Karar Tarihi: 25.05.2021

Danıştay 4. Daire 2016/19169 Esas 2021/2771 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/19169
Karar No : 2021/2771

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının bir dönem ortağı olduğu … Form Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti.'nin vergi borçlarının davacıdan tahsili amacıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 10. maddesi uyarınca düzenlenmiş … tarih ve 2015/1,4,5 (kanuni temsilci sıfatıyla) sayılı ödeme emirleri ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesi uyarınca düzenlenmiş … tarih ve … (şirket ortağı sıfatıyla) sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu ödeme emirleri içeriği borçların, şirket adına düzenlenen .../..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... sayılı ödeme emirleri içeriği borçlardan kaynaklanan kısımları haricindeki borçlardan kaynaklanan kısımları ile ilgili olarak, şirketten ödeme emri ve sonrasında haciz yoluyla takibinin tamamlandığının ortaya konulamadığı, şirkete ait bu borçlar nedeniyle kanuni temsilci veya ortağın takibinden önce tüketilmesi zorunlu olan şirket cebr-i takip aşamalarının usulüne uygun şekilde tamamlandığından söz edilemeyeceği anlaşıldığından dava konusu ödeme emirlerinin söz konusu borçlardan kaynaklanan kısımlarında ve şirket adına düzenlenen söz konusu ödeme emirlerinden ... sayılı ödeme emri içeriği borçlar nedeniyle davacı adına dava konusu ödeme emirlerinden … tarih ve … sayılı ödeme emrinin düzenlendiği ve söz konusu ödeme emri ile davacının 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca ortak sıfatıyla takip edildiği, dolayısıyla bu takibin de şirketin borçlarının tamamı için değil ortak davacının sermaye hissesi oranında olması gerektiğinden şirket adına düzenlenmiş ... sayılı ödeme emri ile dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği borçların karşılaştırılmasından ... sayılı ödeme emri içeriği borçların tamamının davacıdan takibi yoluna gidildiği, yapılan takipte davacının hisse oranının gözetilmediği görüldüğünden, dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi hükümleri gözetilmeksizin düzenlenen kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, Şirket adına düzenlenen ..., ..., ..., ..., ..., .., .., ..., ..., ...,..., ..., ..., ... ve ... sayılı ödeme emirleri içeriği borçların ise dava konusu ödeme emirlerinden 11/02/2015 tarih ve 2015/... ve ... sayılı ödeme emirleri ile ve kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili yoluna gidildiği; dolayısıyla dava konusu ödeme emirlerinden … tarih ve … ve … sayılı ödeme emirleri içeriği borçların şirket adına düzenlenen ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ... ve ... sayılı ödeme emirlerinden kaynaklanan kısımlarının önce şirketten usulüne uygun şekilde yapılan ödeme emri tebligatı ile takip edildiği, borcun ödenmemesi üzerine de bu kez şirket hakkında mal varlığı araştırması yapıldığı, bu yolda şirket banka hesapları ve taşınmaz varlıklarının araştırıldığı ve şirket hakkında haciz bildirileri düzenlendiği, bu şekilde şirket takibinin usulüne uygun şekilde tamamlandığı görüldüğünden şirkete ait bu borçlar nedeniyle, borçların doğduğu dönemde sorumlu bulunan kanuni temsilcinin takip edilmesinin yerinde olduğu sonucuna ulaşılmakla dava konusu ödeme emirlerinden … tarih ve … ve … sayılı ödeme emirleri içeriği borçların şirket adına düzenlenen ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,.., ..., ..., ... ve ... sayılı ödeme emirlerinden kaynaklanan kısımlarında da hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Ödeme emirleri içeriği alacakların zamanaşımına uğradığı, şirket takibinin usulüne uygun yapılmadığı, borçlara dayanak herhangi bir tahakkuk işlemi söz konusu olmadığı, hiçbir dönem şirket kanuni temsilciliğini yürütmediği, tebligat zarflarının üzerinde yazan bilgilerle ödeme emirlerinin içeriğinin uyuşmadığı, hesaplanan vergilerin fahiş olduğu ve dayanaklarının ödeme emirlerinde gösterilmediği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Yapılan işlemlerde yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Davalı idarenin önce şirket aleyhine yürüttüğü süreci sonlandırmadan ortaklara yönelmesinin hatalı olduğu, ödeme emirleri içeriği alacakların zamanaşımına uğradığı, hiçbir dönem şirket kanuni temsilciliğini yürütmediği, ve temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacı tarafından, temyiz dilekçesinde kararın reddine ilişkin kısmına yönelik olarak ileri sürülen iddialar, temyize konu Vergi Mahkemesi kararının söz konusu kısımlarına ilişkin hüküm fıkralarının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin, dava konusu ödeme emirleri içeriği borçların, şirket adına düzenlenen ..., ..., ..., ..., ..., .., ..., ..., ..., ..., ..., .., ..., ..., .. ve ... sayılı ödeme emirleri içeriği borçlardan kaynaklanan kısımları haricindeki borçlardan kaynaklanan kısımlarına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un olay tarihinde yürürlükte bulunan 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, Kanunun 58. maddesinde ise, kendilerine ödeme emri tebliğ olunanların, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında itirazda bulunabileceği hükmüne yer verilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatlar gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, yazılı olanlarca bu ödevlerin yerine getirilmemesi yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı kurala bağlanmıştır.
Bu çerçevede, 213 sayılı Kanunun 10. maddesi hükmüne göre kanuni temsilci sıfatıyla ilgili kişilerin takip edilebilmesi için, asıl borçlu şirket nezdinde vergi borcunun usulüne uygun bir biçimde tarh, tahakkuk ve tebliğ safhalarından geçerek kesinleştirilmesi ve amme alacağının vergi borçlusundan kısmen veya tamamen tahsil imkanının bulunmadığının somut biçimde ortaya konulması, bir başka ifadeyle, asıl borçlu hakkında 6183 sayılı Kanun ile belirlenen takip ve tahsil yollarının tüketilmesi gerekmektedir.
Olayda, şirket takibine ilişkin bilgi ve belgelerin Mahkemeye ibrazının ara karar ile davalı idareden istenildiği, ara karara istinaden gönderilen bilgi ve belgelerin tetkikinden, şirket adına düzenlenen ..., ...,... ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ... ve ...sayılı ödeme emirlerinin haricindeki ödeme emirleriyle ilgili olarak şirket adresinde çalışan ve kanuni temsilci imzasına ödeme emri tebligatı yapıldığına ilişkin mazbata örneklerinin gönderildiği, mazbata örneklerinde tarih ve numarasına yer verilen ödeme emirlerinin dava konusu ödeme emirleri içeriği borçlara ilişkin olduğuna dair davalı idare tarafından, davacı adına düzenlenen ödeme emirleri ile asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin eşleştirme tablosu yapıldığı görülmektedir. Buna göre söz konusu ödeme emirlerinin dava konusu ödeme emirleri içeriği borçlara ilişkin olduğu ortaya konulduğundan bu kısım hakkında işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı idarenin, dava konusu ödeme emirleri içeriği borçların, şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emri içeriği borçlardan kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
Dosyanın incelenmesinden, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … nolu ödeme emrinde, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ... sayılı ödeme emrindeki borçların tamamından sorumlu tutulduğu, mahkeme tarafından da davacının asıl borçlu şirketin borçlarından sermaye hissesi oranında sorumlu olduğu gerekçesiyle bu kısmı hakkında kabul kararı verildiği görülmektedir.
Olayda, 21/02/2006 tarih ve 6497 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde, davacının 10 yıl süre ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı hususunun tescil ve ilan edildiği, her ne kadar söz konusu ödeme emri ortak sıfatıyla düzenlenmiş olsa da davacının dönem itibariyle kanuni temsilci olmasından ötürü borcun tamamından sorumlu olduğu açıktır. Bu durumda, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının redde ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25/05/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Taraflar temyiz dilekçelerinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz çoğunluk kararına katılmıyoruz.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi