
Esas No: 2013/582
Karar No: 2014/8558
Karar Tarihi: 29.05.2014
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/582 Esas 2014/8558 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 5. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2012
NUMARASI : 2012/364-2012/824
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün 2012/3980 sayılı takip dosyasından 10.04.2012 tarihinde haczedilen menkullerin müvekkiline ait olduğunu, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını, borçlu şirket ile organik bağlarının bulunmadığını ileri sürerek haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, haciz adresinin gerçekte borçlu şirket tarafından kullanıldığını, mahalde borçluya ait bir çok belge ele geçirildiğini, haciz adresinin vergi beyannamelerinin borçlu adına olduğunu, borçlu çalışanları ile davacı çalışanlarının aynı kişiler olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacı ve borçlu şirket ortaklarının farklı olduğu, haciz mahallinde bulunan borçluya ait evrakın alacaklı tarafından borçlu şirkete teslim edilmek üzere bırakıldığı, çalışanların bir kısmının aynı olmasının organik bağ anlamına gelmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK"nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu haczin 10.04.2012 tarihinde 3.kişinin faaliyet gösterdiği "....Mah. .... Cad. ... Sitesi No:68/10 M.Paşa/ Antalya" adresinde yapıldığı
anlaşılmakta ise de haciz için takip talebinde yazılı olan 9 numaralı daireye gidildiğinde borçlu şirketin 9 numaralı dairede değil de 10 numaralı dairede olduğunun bildirilmesi üzerine haczin 10 numaralı dairede yapıldığı haciz tutanağı içeriği ile sabittir. Haciz mahallinde borçlu şirkete ait belgeler (SGK evrakı) bulunmuştur. Bu halde İİK"nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Aksinin davacı 3.kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı 3.kişi şirket,borçlu şirketin sigortalı çalışanı tarafından borcun doğum tarihinden hatta takip tarihinden sonra kurulmuştur. Yine 3.kişi şirket çalışanı olan E.. A.."ın da daha önce borçlu şirket çalışanı olduğu anlaşılmaktadır. Davacının dayandığı borcun doğumundan sonraki tarihi taşıyan adi nitelikli kira sözleşmesi, vergi kaydı, haciz adresine ait elektirik-su aboneliklerinin karine aksinin ispata yeterli olmadığı ortadır. Bu durumda davacı 3.kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.