21. Hukuk Dairesi 2019/150 E. , 2019/4440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Davacı vekili; davacının 09/08/1993-17/06/1996 tarihleri arasında iptal edilen Bağkur sigortalılığını geçerli sayılmasına ve 01/09/2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığına, 01/09/2013-01/07/2016 tarihleri arasında davacıdan fuzulen tahsil edilen primlerin iadesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı: davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
İlk derece mahkemesince; Dava edilen 09/008/1993-17/06/1996 tarihleri arasında davacının vergi mükellefiyet kaydı, oda kaydı ve esnaf sicil kaydı bulunmadığından zorunlu bağ-kur sigortalılığı niteliği taşımadığı anlaşılmakta ise de dava edilen dönem bağ-kur primlerinin cebri icra yolu ile tahsil edildiği anlaşılmakla bu tarihler arası dönem itibari ile davacının isteğe bağlı bağ-kur sigortalısı sayılması gerektiği sonucuna varılmış ve ilk tahsis talep tarihi itibari ile 20 yıllık sigortalılık süresini tamamladığı davacının 22.09.1960 d.lu olduğu 52 yaşını tamamladığı, tahsis talep tarihi itibari ile prim borcu bulunmadığı, tüm primlerin tahsis talep tarihinden önce af yasası ve icra takip dosyası ve yapılandırma yasaları ile ödendiği anlaşıldığından 01.09.2013 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazandığına karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ; Davalı vekili istinaf başvurusunda; davacının Bağ-Kur tescilinin 30.06.1997 tarihli işe giriş bildirgesi ekindeki sigortalılık belgesinde ... Ltd Şti"ne 09.08.1993 tarihi itibariyle ortak olduğunun belirtilmesi nedeniyle sigortalılığının da bu tarihte başlatıldığını, tahsis talebi üzerine ticaret odasından yeniden ortak olduğu tarihlerin sorulduğunu, bu kez 17.06.1996 tarihinde başladığının bildirilmesi üzerine tescilinin 17.06.1996 tarihine çekildiğini, ilk tahsis talep tarihinde 20 yıllık sigortalı olma şartı gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verimesi gerektiğini ileri sürmüştür.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
Bölge Adliye Mahkemesince; Hukuk Genel Kurulunun 03.02.2010 tarih ve 2010/10-23 esas ve 2010/59 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere, sigortalılık şartları bulunmayan döneme ilişkin olan primler, Kurumun kendi hatası nedeniyle tahsil edilip uzun süre kullanıldıktan ve davacıya bu dönemler için sigortalı olduğu izlenimi verildikten sonra, yanlışlık farkedilerek sigortalılığın iptal edilmesi, TMK"nın 2. maddesinde düzenlenmiş bulunan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder. Anılan kanun gereğince, herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olup, zorunlu sigortalılık şartları bulunmadığı halde, bu dönemlere ait primlerin icra takibi sonucu tahsil edilmesi veya 06.03.1992 günü yürürlüğe giren 3780 sayılı Kanun ile 16.05.1997 tarihinde yürürlüğe giren 4247 sayılı Kanun hükümleri kapsamında primlerin ödenmesi bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Dosya kapsamına göre; davacının 096/08/1993 tarihi itibari ile 1479 sayılı yasa kapsamında tescil edildiği, ancak kurumca davacının tescil tarihinin Ticaret odası ile yapılan yazışma sonrasında 17/06/1996 tarihine çekildiği, davacının 29/08/2013 tarihinde kurumdan tahsis talebinde bulunduğu, ancak davalı kurumun 04/10/2013 tarihli yazısı ile 20 yıllık hizmet bulunmadığı gerekçesi ile talebin ret edildiği, davacının tekrar 29/06/2016 tarihinde 2. Kez tahsis talebinde bulunduğu, 01/07/2016 tarihinden itibaren kendisine yaşlılık aylığı bağlandığı, ... Sosyal Güvenlik merkezinin 12.10.2018 tarihli cevabı yazısına göre 09.08.1993 ile 01.12.1997 tarihleri arasında kalan döneme ait primlerin 4247 sayılı Af yasası kapsamında tahsil edildiği, bu tarihler arası dönem itibari ile davacının isteğe bağlı bağ-kur sigortalısı sayılması gerektiği ve ilk tahsis talep tarihi itibari ile 20 yıllık sigortalılık süresini tamamladığı davacının 22.09.1960 d.lu olduğu 52 yaşını tamamladığı, tahsis talep tarihi itibari ile prim borcu bulunmadığından 01.09.2013 tarihi itibari ile yaşlılık aylığına hak kazandığına ilişkin mahkemenin maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığına ve davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b.3 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermiştir.
E)Temyiz:
Davalı vekili: Bağ-Kur tescilinin 30.06.1997 tarihli işe giriş bildirgesi ekindeki sigortalılık belgesinde ... Ltd Şti"ne 09.08.1993 tarihi itibariyle ortak olduğunun belirtilmesi nedeniyle bu tarihte başlatıldığını, tahsis talebi sonrası ticaret odasından yeniden ortak olduğu tarihlerin sorulduğunda bu kez ortaklık başlangıcının 17.06.1996 tarihi olduğunun bildirilmesi üzerine tescilinin 17.06.1996 tarihine çekildiğini, ilk tahsis talep tarihinde 20 yıllık sigortalı olma şartı gerçekleşmediğini, davacının isteğe bağlı sigortalı sayılmasının mümkün olmadığını, bir kişinin şirket ortaklık tarihini bilmemesinin mümkün olmadığını, kusurlu davaranışı ile isteğe bağlı sigortalılık elde edemeyeceğini, davacının 09.08.1993 tarihinde isteğe bağlı sigortalılık talebi olmadığını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dava, iptal edilen Bağkur sigortalılığının geçerli sayılması ile yaşlılık aylığı bağlanması ve fuzuli prim ödemelerinin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmakla Bölge Adliye Mahkemesince karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının bağkur sigortalılığının 30.06.1997 tarihli işe giriş bildirgesi ekindeki ... Ticaret Odası Müdürlüğü imzalı sigortalılık belgesinde ... Ltd. Şti"ne 09.08.1993 tarihi itibariyle ortak olduğunun belirtilmesi nedeniyle 09/08/1993 tarihi itibari ile 1479 sayılı yasa kapsamında tescil edildiği, ancak Kurum tarafından davacının tescil tarihi hususunda Ticaret odası ile yapılan yazışma sonrasında ortaklık tarihinin 17/06/1996 tarihine çekildiği, davacının 29/08/2013 tarihinde kurumdan tahsis talebinde bulunduğu, ancak davalı kurumun 04/10/2013 tarihli yazısı ile 20 yıllık hizmet bulunmadığı gerekçesi ile talebini reddettiği, davacının tekrar 29/06/2016 tarihinde 2. kez tahsis talebinde bulunduğu, 01/07/2016 tarihinden itibaren kendisine yaşlılık aylığı bağlandığı, ... Sosyal Güvenlik merkezinin 12.10.2018 tarihli cevabı yazısına göre 09.08.1993 ile 01.12.1997 tarihleri arasında kalan döneme ait primlerin 4247 sayılı Af yasası kapsamında tahsil edildiği, ... 1. İcra müdürlüğünün 2000/970 esas sayılı takip dosyası ile de 09.08.1993-30.06.2000 tarihleri arası prim borçlarına ilişkin 13/09/2000 ve 19/06/2001 tarihli makbuzlar ile Bağkur primi tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
1479 sayılı Yasa"ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde; bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı, ancak bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği bildirilmiştir.
4956 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 02/08/2003 tarihine kadar tescilleri, prim ödemeleri veya tescil başvuruları yoksa aynı tarihten sonra sadece aynı yasa ile 1479 sayılı Yasaya eklenen geçici 18. maddeye göre vergide kayıtlı olan süreleri için borçlanma haklarını kullanarak sigortalılık süresi elde edebilirler. Geçmişe yönelik hizmetlerini tespit ettiremezler. 02/08/2003 tarihinden önceki tarihte Kuruma tescil edilmiş, giriş bildirgesi vermiş veya bir şekilde kendi adına tescil isteği yerine geçecek şekilde prim ödemiş olan ve 1479 sayılı Yasa kapsamında kendi adına veya hesabına bağımsız çalışanlar, 20/04/1982 tarihinden itibaren vergi kaydına dayalı olarak, 22/03/1985 tarihinden itibaren de esnaf sicili veya meslek kuruluşu kayıtlarına dayalı olarak sigortalılıklarının tespitini isteyebilirler.
08.05.2008 tarihli 5754 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun"un Geçici 8. maddesinde, “ Bu Kanun"un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanun"un yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün bu Kanun"un yürürlük tarihinden itibaren başlayacağı; ancak, bu Kanun"un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanun"un yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanun"un yürürlük tarihi ile 04.10.2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanun"un yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmak ve kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği” bildirilmiştir.
Somut olayda; 09/08/1993 tarihi itibariyle davacının şirket ortaklığının mevcut olmadığı ve yukarıda açıklanan yasal hükümler çerçevesinde sigortalılık koşullarının oluşmadığı ortadadır. Bir kimsenin şirkette ortak olduğu tarihi bilmemesi mümkün olmadığından davacının iyiniyetinden de söz edilemez. Sigortalılık koşulları oluşmadan salt prim ödemeleri de sigortalılık hakkı sağlamayacağından davacının 09.08.1993-17.06.1996 tarihleri arasında 1479 s. Yasa gereği sigortalı sayılması isabetsizdir. Davacının yaşlılık aylığı koşullarının da sigortalı sayılamayacağı süre dışlanarak değerlendirilmesi gerekir.
O halde davalı kurum vekili tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerekmiştir.
G)SONUÇ : Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.