Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/641
Karar No: 2019/4445
Karar Tarihi: 17.06.2019

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/641 Esas 2019/4445 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/641 E.  ,  2019/4445 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

    Davacı vekili; davacının 14/05/2013 tarihli yurtdışı borçlanması sonrası 15/05/2013 tarihli tahsis talebi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile 15/05/2013-01/08/2015 dönemi eksik ödenen aylıkların tahsilini talep etmiştir.
    B)Davalı Cevabı: davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    İlk derece mahkemesince; "506 SY nın 81/A maddesi gereği davacının sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı tabi olduğu statü üzerinden aylık için yeterlidir. Ancak 55 yaş koşulu oluşmamıştır. 55 yaş 24/10/2013 tarihinde dolmakla tahsis talebinin bu tarihe yapıldığı kabul edilerek davacının 01/11/2013 den itibaren aylığa hak kazandığının kabulü gerekmiştir. Davacı bu tarihten kurumca aylığın bağlandığı 01/08/2015 e kadar geçen dönem için aylıkları isteyebileceği gibi talebi gereği faizin de ödenmesi gerekmiş , kurumdan getirilen aylık tutarları dikkate alınarak ödenmesi gereken aylıklar belirlenmiş ve uygulanacak faiz tarihlerine göre hüküm altına alınmıştır.” gerekçesiyle “Davanın kısmen kabulüne, Davacıya 506 SY nın geçici 81/ A ve 60. Maddeleri gereği 01/11/2013 den itibaren yaşlılık aylığı bağlanması ve bu tarihten kurumun ödeme yapmaya başladığı 01/08/2015 e dek geçen süre için aylıkların ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu ; Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, toplanan delillerin yetersiz olduğunu, dosyanın tekemmül etmediğini belirterek, kararın istinaf incelemesi ile bozulmasını talep etmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    "Davacının 14/05/2013 tarihinde yapmış olduğu tahsis talebi makul süre içinde yapılmış bir taleptir. Keza, davacının yaşlılık aylığı işlemleriyle ilgili davacıya bilgi verilmemiş olması sebebiyle işlem sonucu için 16/10/2014 tarihli dilekçesi ile bilgi istediği, bunun üzerine Kurumun vermiş olduğu cevabi yazılardan davacının daha önceki yıllarda yapmış olduğu ve süresinde yatırmadığı için işlemsiz kalan başka borçlanma talep evrakıyla karıştırılarak davacının borçlanma yapmadığı şeklinde hataya düştüğü, davacı vekilinin 24/07/2015 tarihli dilekçesi üzerine 01/08/2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağladığı anlaşılmıştır.
    Dairemizce, Kurumdan red yazısının davacıya tebliğini gösterir belge ile davacı tarafından Kuruma verilen 16/10/2014 tarihli dilekçe ve bu dilekçeye Kurumun cevabi yazısının tebliğine ilişkin belge sorulmuş, Kurum 16/07/2018 tarihli yazı ile dilekçe suretini göndermiş, ilk tahsis talebine 12/12/2013 tarihli yazı ile davacı vekiline taahhütsüz posta yolu ile cevap verildiğini, 16/10/2014 tarihli davacı dilekçesine de aynı şekilde 23/10/2014 tarihli taahhütsüz posta yolu ile cevap verildiğini, tebliğ belgesi bulunmadığını bildirmiştir. Davacı taraf kendilerine tebliği kabul etmediğinden davacının Kurumun red yazılarından sorumlu tutulamayacağı, ilk tahsis talebine değer verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Buna göre, davacının ... Sigorta Kurumu ile çalışma ilişkisinin 2008 yılında sona erdiği, tarihi dosyadaki belgelerden tam olarak belirlenememekle birlikte malullük aylığı almaya başladığı, bu durumda ilk tahsis talep tarihinde kesin dönüş yapmış sayılması gerektiği, davacıya aylığa hak kazanma tarihine kadar bir cevap verilmemesi sebebiyle davacının 14/05/2013 tarihli tahsis talep tarihinden itibaren makul sürede 55 yaşını tamamladığı tarihi takip eden aybaşı olan 01/11/2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı, bu tarihten itibaren aylığın ödenmeye başlandığı 01/08/2015 tarihine kadar olan dönem aylıkların da ödenmesi gerektiği, dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı" gerekçesi ile "davalı kurum vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine" karar vermiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı vekili: Toplanan delillerin dosya için yeterli olmadığını, dava sübut bulmadan karar verildiğini usul ve yasaya aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Dava yurtdışı borçlanması sonrası 15/05/2013 tarihli tahsis talebi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile 15/05/2013-01/08/2015 tarihleri arası ödenmeyen aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmuştur.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 24/10/1958 doğumlu davacının 29/06/1974-30/08/1977 tarihleri arasında 509 gün 506 s. yasa kapsamında Türkiye’de çalışmasının mevcut olduğu, 14/05/2013 tarihli borçlanma talep dilekçesi ile aynı tarihte tahakkuk ettirilen 3240 gün karşılığı 33.820,42 TL borçlanma bedelini 15/05/2013 tarihinde Kurum hesabına yatırarak aynı gün yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, Kurum tarafından borçlanma bedelinin yatırılmadığı gerekçesi ile 15/05/2013 tarihli tahsis talebinin reddedildiği, yurtdışı (Fransa) hizmet cetveline göre 2008 (ay ve gün belli değil) sonrası çalışmasının olmadığı, davacının 16.10.2014 tarihinde Kuruma yeniden başvurması ile tahsis talebi hakkında bilgi istemesi üzerine Kurumun “vekile tahsis talebi hakkında bilgi verildiğini borçlanma yapabileceğini” belirttiği davacı vekilinin 24/07/2015 tarihinde yeniden kuruma başvurarak “borçlanmayı ödediklerini belirterek tahsis talebinde bulunması” üzerine davacıya 01.08.2015 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda; davacının 14/05/2013 tarihinde yapmış olduğu tahsis talebi makul süre içinde yapılmış bir talep olarak kabulü ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine ilişkin karar 506 sayılı Kanunun 23.05.2002 tarih ve 4759 sayılı Yasa"nın 3. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasa’nın geçici 81/C maddesi hükümleri ve 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesi birlikte değerlendirildiğinde yerinde değildir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesinde; “Yurtdışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği belgelerde kayıtlı bulunan tarihler arasındaki son tarihten geriye doğru olmak üzere gün sayıları esas alınır.” hükmü yer almaktadır.
    506 sayılı Yasa’nın geçici 81/C maddesi, “a) 23.05.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır.
    b) 23.05.2002 tarihinde (a) bendinde öngörülen şartları yerine getiremeyenlerden bu şartları;
    ba) 24.05.2002 ile 23.05.2005 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 52, erkek ise 56 yaşını doldurmuş olmaları,
    bb) 24.05.2005 ile 23.05.2008 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 54, erkek ise 57 yaşını doldurmuş olmaları,
    bc) 24.05.2008 ile 23.05.2011 tarihleri arasında yerine getirenler kadın ise 56, erkek ise 58 yaşını doldurmuş olmaları,
    bd) 24.05.2011 tarihinden sonra yerine getiren kadınlar 58, 24.05.2011 ile 23.05.2014 tarihleri arasında yerine getiren erkekler 59 yaşını doldurmuş olmaları,
    be) 24.05.2014 tarihinden sonra yerine getiren erkekler 60 yaşını doldurmuş olmaları,
    Şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler.” şeklindedir.
    Buna göre, sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için 15 yıl sigortalılık, 3600 gün prim ödeme ve Kanunda öngörülen yaşın tamamlanması gerekir.
    Dava konusu olayda; 24/10/1958 doğumlu olan davacının, yurtdışı hizmet cetveline göre 2008 yılında çalışmalarını sonlandırdığı anlaşıldığından; 3201 sayılı Yasa"nın 5. maddesinin 1. fıkrasına göre borçlanarak ödediği sürenin, en son çalışma tarihinden geriye gidilmek suretiyle maledilmesi gerektiği dikkate alınarak 15 yıl sigortalılık süresini doldurduğu ve 3600 gün prim ödeme şartını ise 2008 yılında yerine getirdiği, buna göre 506 sayılı Kanunun geçici 81. maddesinin C fıkrasının b alt bendi uyarınca 15/05/2013 tarihli tahsis talebine göre yaş koşulunu sağlamadığından yaşlılık aylığına hak kazanamadığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda davacının yaşlılık aylığının şartları oluşmadığından, davacının yaşlılık aylığı ile ilgili talebinin reddine karar vermek gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
    O halde davalı kurum tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
    G)Sonuç :
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 17/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi