4. Hukuk Dairesi 2016/4138 E. , 2018/1085 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı T.C. Ziraat Bankası A.Ş. aleyhine 24/12/2012 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/01/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili ile katılma yolu ile davacılar vekili tarafından istenilmekle, davalının süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1) Davacıların temyiz istemi yönünden;Davacılar vekiline 24/02/2016 tarihinde gerekçeli karar, 14/03/2016 tarihinde ise davalının temyiz başvuru dilekçesi tebliğ edilmiştir. Davacılar vekilinin temyiz tarihi olan 29/03/2016 itibarıyla HUMK’un 432/1. maddesinde yazılı onbeş günlük temyiz süresi ve 427/4 ve 433/2. maddelerinde belirlenen on günlük katılma yolu ile temyiz süreleri geçmiştir. Bu nedenle davacıların temyiz istemini içeren dilekçesinin sürenin geçmiş olması nedeni ile reddedilmesi gerekmiştir.
2-Davalının temyiz itirazlarına gelince;
a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
b) Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Dava, haksız icra takibi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacılardan ... yönünden maddi ve manevi tazminat talebinin reddine; diğer davacıların manevi tazminat istemlerinin kabulü ile maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ile katılma yolu ile davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; müvekkillerinin, davalı banka ile imzalamış oldukları kredi sözleşmesi bulunmamasına karşın; davalı tarafından, 01/09/1999 tarihli tarımsal kredi sözleşmesinde müvekkillerinden ...’ün asıl borçlu, diğer müvekkillerinin kefil olarak imzaları bulunduğu iddiasıyla, ... 5. İcra Müdürlüğü’nün 2004/921 esas sayılı dosyasında kredi borcunun tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkillerinin süresinde ödeme emrine itirazları nedeniyle takibin durduğunu ve davalı banka tarafından itirazın iptali istemi ile açılan davada kredi sözleşmesinde yer alan imzaların müvekkilerine ait olmadığının tespit edildiğini, davalı banka tarafından icra takibinden önce müvekkilerinin hesabına yatan tütün alacaklarının kredi borcuna mahsup edildiğini belirterek, haksız icra takibi nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacılardan ..., ... ve ... yönünden maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, haksız icra takibi yürütüldüğü gerekçesi ile manevi tazminat taleplerinin kabulüne, davacı ...’ün zararının bulunmadığı gerekçesi ile maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından; davalı banka tarafından, 01/09/1999 tarihli tarımsal kredi sözleşmesinde davacılardan ...’ün asıl borçlu, diğer davacıların kefil olarak isim ve imzalarının bulunduğu gerekçesi ile ... 5. İcra Müdürlüğü’nün 2004/921 esas sayılı dosyasında kredi borcunun tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı ve itiraz nedeniyle takibin durması üzerine, davalı banka tarafından itirazın iptali istemi ile açılan davada kredi sözleşmesinde yer alan imzaların davacılara olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar tarafından, kredi sözleşmesinde yer alan imzaların kendilerine ait olmadığının davalı banka tarafından bilinmesine rağmen haklarında takip yapıldığı ileri sürülmüş ise de bu durum ispatlanamamıştır. Somut olayda, takibin haksız olduğu anlaşılmakla birlikte davalının takipte ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğu sabit değildir. Nitekim davacının haksız takip nedeniyle ağır manevi zararı da oluşmamıştır. Şu durumda mahkemece, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2-b) sayılı bentte gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (2-a) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine, davacıların temyiz dilekçesinin (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 20/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.