17. Hukuk Dairesi 2013/2576 E. , 2014/8896 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/06/2012
NUMARASI : 2010/603-2012/281
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu A.. Ç.."ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 19.10.2010 tarihinde davalı Ş.. B.."a, Şuayp"ın 21.10.2010 tarihinde davalı A.. M.."a, onun da 3.11.2010 tarihinde davalı B.. A.."a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu A.. Ç.. ve M.. Ç.. vekili, müvekkili Meryem"in dava konusu taşınmazın 1/2"sine sahip olmasına rağmen takip borçlusu olmadığından hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddini, dava konusu taşınmazın müvekkili Ali tarafından başka bir taşınmaz almak için satıldığını, müvekkilinin halen Karaman Ayrancı Kasabasında oturduğunu ve adına kayıtlı taşınmazları olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Davalı Ş.. B.. vekili,dava konusu taşınmazın iyiniyetle alındığını, aciz belgesi sunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı B.. A.. vekili, dava konusu taşınmazın emlakçı aracılığıyla alındığını, iyiniyetli 4.kişi olduğunu,bu taşınmaz alınmadan önce müvekkilinin iki taşınmaz sattığını, aldığı tarihten beri taşınmazda oturduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı A.. M.. savunma yapmamıştır.
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre,davacı tarafından kesin veya geçici aciz belgesi sunulmadığı gerekçesiyle davanın HMK"nun 115/2 maddesi gereğince reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece de belirlendiği gibi bu tür davaların dinlenmesi için borçlu hakkında düzenlenmiş geçici veya kat"i aciz belgesinin bulunması gereklidir.
Dava konusu takip dosyaları incelendiğinde davalı borçlu A.. Ç.. adına kayıtlı dört taşınmaz hissesine üzerine davacı tarafından haciz konulduğu ve bu taşınmazların 2010/10164 sayılı takip dosyasından alacağa mahsuben 23.1.2012 tarihinde davacı tarafından icradan satın alındığı, ödemelerden sonra 15.2.2012 tarihi itibarıyla 2010/10164 sayılı takip dosyasındaki borç miktarının 16.566,23 TL, 2010/10165 sayılı takip dosyasındaki borç miktarının 20.953,20 TL, 2010/10166 sayılı takip dosyasındaki borç miktarının da 1.1840,20 TL olduğu, borçlu için tapu sicil müdürlüğü, trafik tescil büro amirliği, banka, SGK ve 3.kişilere gönderilen haciz ihbarnamelerine borçlu A.. Ç.."ın malı, hak ve alacağının bulunmadığı şeklinde cevap verildiği, 2010/10164 sayılı takip dosyasından borçlunun tebligat adresinde yapılan 25.10.2010 tarihli haciz tutanağının İİK 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından davanın esasına girilerek dava konusu taşınmazın borçlu Ali tarafından 1/2 hissesinin satışına ilişkin 19.10.2010 tarihli tasarruf ile 21.10.2010 ve 3.11.2010 tarihli tasarrufların İİK 278,279 ve 280 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığı yönünden taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun olmayan gerekçeyle davanın usulden reddi isabetli görülmemiştir.
Kabulü göre de,
1-Davalı F. Ç.takip konusu borcun borçlusu olmadığından hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu yönde değerlendirme yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
2-Dava aynı hukuki gerekçeyle reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına tek vekalet ücreti takdiri gerekirken ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri de doğru değildir.
3-1.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK"nun 448 maddesi bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanması gerektiğini hüküm altına almıştır. Eldeki dava bu kanunun yürürlüğünden önce 24.11.2010 tarihinde açıldığından ve anılan yasa yürürlüğe girinceye kadar üç celse duruşma yapıldığından 8.6.2012 tarihinde mahkemece ön inceleme tensip tutanağı düzenlemesi ve tarafların yokluğunda dosya üzerinden karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 3.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.