Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; müvekkillerinin murisi konut kredisi kullandığını ve davalı sigorta şirketi tarafından vefat sigortasına ilişkin 27.04.2010 başlangıç tarihli, sigorta sözleşmesinin düzenlendiğini, .03.2011 tarihinde vefatı ile riskin gerçekleştiğini ancak, davalı sigorta şirketinin ödeme yapmadığını, başlatılan icra takibine de itiraz ettiğini belirterek, davalının itirazının iptaline ve asıl alacak üzerinden %40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; sigortalı murisin vefat nedeninin “olduğunu ve bu rahatsızlığının, vefatından 5 yıl önceye dayandığını belirlediklerini, sigortalının, “sigortalı soru formu” düzenlenirken gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, hastalığını ve tedavi gördüğünü gizlediğini, bu durumda, poliçenin, müvekkili açısından bağlayıcı olmadığını, tazminat isteğinin de bu nedenle reddedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların murisinin hastalığının poliçenin düzenlenmesi esnasında mevcut olduğu, buna rağmen ihbar yükümlülüğünü




yerine getirmediği, hastalığı ile ölümü arasında da illiyet bağının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 0,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına 3.6.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.