8. Hukuk Dairesi 2017/362 E. , 2017/4947 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ve davalı vekilleri taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı 01.07.2010 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 11.08.2014 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile muaccel olan 2013 yılı Aralık ayı bakiye kira bedeli ile 2014 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz ayları kira bedeli ve muaccel hale gelen 2014 yılı Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ile 2015 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları kira bedeli toplamı 2.853.310,74 TL kira alacağının 76.778,65 TL işlemiş faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 20.08.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili 27.08.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, alacaklıya müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, bu nedenle borcun tamamına itiraz ettiklerini, ödeme emrinde vadesi gelmemiş kira bedelleri de talep edilmiş olup bu bedellere de itiraz ettiklerini, ödeme emrinde belirtilen geçmiş dönem faiz oran ve rakamları ile sonradan işletilecek faiz oranlarının fahiş olduğunu, bu nedenle faiz oranına ve faiz bedellerine de itiraz ettiklerini bildirmiştir. Davacı alacaklı İcra Mahkemesi"ne başvurarak, davalının süreli teminat mektubunun çözülmesi sonucu 375.000,00 TL tahsil edildiğinden, 375.000,00 TL’nin mahsup edilerek 2.555.089,39 TL kısım yönünden davalının itirazının kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, denetlenebilir bilirkişi raporuna göre, yasal süre içerisinde kira borcunun ödenmediği, davalı tarafça yeni kira akdi düzenlendiğinden bahisle davanın konusuz kaldığı iddia edilmiş ise de, sözleşmenin 5. maddesinde taraflar arasındaki iş bu davaya konu takibe ilişkin olarak bu sözleşmenin davadan feragat anlamına gelmediği, mükerrer tahsilde bulunmamak kaydıyla kira alacaklarının tahsil edileceği ve takibe devam edileceğinin kararlaştırılmış olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile davalının itirazlarının kısmen kaldırılmasına, takibin 1.075.276,41 TL asıl alacak, 62.544,23 TL işlemiş faiz ve 2014/Ağustos-2015/Haziran tarihleri arası muaccel kira bedeli 1.742.534,19 TL olmak üzere Toplam: 2.880.354,83 TL üzerinden devamına, 28.10.2014 tarihinde yapılan 375.000,00 TL ödemenin İcra Müdürlüğü"nce nazara alınmasına ve tahliyeye karar verilmiş, karar davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davalı borçlu vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin faize yönelik temyiz itirazlarına gelince;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesinin “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, ticari işlere ilişkin düzenlemelerin bulunduğu 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 8/1. maddesinde; ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği, 9/1. maddesinde; ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup bu maddede gönderme yapılan ilgili mevzuat 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanundur. 3095 sayılı Kanunun 1/1. maddesinde, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse faiz oranının yıllık % 12 olacağı düzenlenmiştir. Fakat Bakanlar Kurulu, Kanun’un 1/2 maddesinden aldığı yetkiye dayanarak 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ticari işlerde kanuni faiz oranını % 9’a indirmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 01.07.2010 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Somut olayda davalı taraf tacir olup, kira sözleşmesi ile sözleşmenin 5.maddesi kapsamında belirtilip sınırlandırılmış olan mahaller ve tesislerde bulunan demirbaş, alet ve sair eşya ve mallar işletilmek üzere davacı ... tarafından, davalı Süper...i.ne kiralanmış, kira sözleşmesinin 4.07. maddesi ile temerrüt halinde ödenmesi gereken kira bedellerine ....reeskont faizi oranına + 10 puan eklenerek bulunan oranda temerrüt faizi uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Olayımızda davalı taraf tacir olup, davanın sebebini oluşturan taşınmaz da davalının ticari faaliyetinde kullanmak üzere kiralanmıştır. Kira sözleşmesi gereğince kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tamamının süresinde ödenmediği anlaşılmaktadır. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK"nın 8/1. maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği hükmüne aynı maddenin 3. fıkrasında tüketicinin korunmasına ilişkin hükümlerin saklı tutulacağına ilişkin bir istisna getirilmiş ise de başkaca bir istisna bulunmamaktadır. Aynı Kanunun 9. maddesinde, ticari işlerde kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan yasa hükmünde sözü edilen ilgili mevzuatın 3095 sayılı yasa hükümleri olduğunun, akdi faiz oranı yönünden bir sınırlama getirmediğinin ve 6102 sayılı TTK"nın 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olup ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK"nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerekir.
O halde, mahkemenin tacir olan davalı kiracı ile davacı ... arasında serbest irade ile kararlaştırılmış faiz oranı üzerinden faizin hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte yazılı nedenle davacı vekilinin faize ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın faize hasren BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine 03.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.