Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3978
Karar No: 2017/4970
Karar Tarihi: 04.04.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/3978 Esas 2017/4970 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/3978 E.  ,  2017/4970 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.04.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı adına gelen olmadı. Karşı taraftan davacı vekili Avukat ... geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    KARAR
    Davacı vekili, vekil edeninin dava konusu 1669 parsel sayılı taşınmazın 1/2"sini 1967 yılından beri nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla kullandığını, malikinin 20 yıldan çok uzun süre önce öldüğünü açıklayarak TMK’nun 713/2. maddesi gereğince davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazın 3.000 m2’lik kısmına ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, dava konusu taşınmazın tapulu ve maliklerinin de belli olup davacının rızaya dayalı olarak oturmasının kendisine hak kazandırmayacağını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; önceki hükümde, davalıya ait hissenin kime ait olduğunun belli olduğu, MK"nun 713/2 maddesinde düzenlenen ön koşulun davada gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 08/4/2014 tarihli 2014/153 E, 2014/6424 Karar sayılı kararı ile "... Mahkemece, davacı tarafa süre ve imkan verilerek 4721 sayılı TMK"nun 713/2. maddesinde yazılı hukuki sebeplerden hangisine dayanıldığının HMK’nun 31.maddesi de gözönünde bulundurularak açıklattırılması, o hukuki sebebe göre iddia ve savunma çerçevesinde taraf delillerinin toplanması, davacının dayandığı hukuki sebep belirlendikten ve o hukuki sebebe göre davacı lehine kazanma koşullarının gerçekleştiğinin tesbit edilmesi halinde, hüküm kurulurken davalı ... bakımından TMK’nun 1023 ve 1024.maddelerinin de dikkate alınması... " gerekçeleriyle bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyma kararı verilerek, davanın kabulüne, 1169 parsel sayılı taşınmazın 18/24 hisse ve 10905,00m2 yüzölçümlü olarak davalı adına kayıtlı olan tapu kaydının iptaline 3000m2 sinin davacı adına kayıt ve tesciline, 7905 m2 sinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya kapsamı, bozma sonrası davacı vekili tarafından sunulan 18.12.2014 tarihli dilekçe içeriği ve davacı vekilinin 12.03.2015 tarihli yargılama oturumundaki beyanına göre dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK"nun 713/2 maddesindeki "" ölüm "" nedenine dayalı olarak tapunun hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesine imkan tanıyan TMK"nun 713/2. fıkrasında yer alan üç halden biri olan “…ölmüş…” ibaresi , “Anayasa Mahkemesi"nin 17.03.2011 tarih ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptal edilmişse de, Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesi"nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edilmektedir.
    Dava konusu 1669 parsel 08.06.1930 tarihinde kesinleşen kadastro sonunda 12/24 payı Kasım oğlu İsmail, 12/24 payı Halil Dobul kızı Hatice adına tapuya tescil edilmiştir. Kasım oğlu İsmail’e ait pay 20.09.1955 tarihinde 6/24’er paylı olarak .....’e satılmıştır. .....’e ait 6/24 pay 22.04.1999 tarihinde mirasçıları Besime Biriş ve müşterekleri adına intikal gördükten sonra bu payın tamamı aynı tarihte davalı ... kızı....’e satılmıştır..... da bu 1/4 payı trampa ile 17.10.2003 tarihinde dava dışı.... oğlu ...’a devretmiştir..... ait 12/24 pay ile....ş’e ait 6/24 pay ise 06.08.2004 tarihinde intikalen İsmail oğlu ..... ve müşterekleri adına tescil edildikten sonra aynı tarihte toplam 18/24 pay davalı ... Biriş’e satılmıştır. Davacı ..., davalı ... adına kayıtlı bulunan 18/24 pay içerisinden zeminde fiilen ayrıldığını ve kullanımında olduğunu iddia ettiği 3000 m2’lik bölüme ait tapu kaydının TMK"nun 713/2 maddesindeki ""ölüm"" nedenine dayalı olarak hukuki değerini yitirdiği gerekçesi ile adına tescilini istemektedir.
    TMK"nun 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan davaların başarıya ulaşması için bu fıkrada belirtilen koşullar yanında aynı zamanda 713/1. fıkrasındaki koşullarında gerçekleşmiş bulunması gerekir. Çünkü 2. fıkrada; “aynı koşullar altında…” denilmek suretiyle aynı maddenin 1. fıkrasına atıfta bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle 1. fıkradaki koşulların araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Başka anlatımla mülkiyetin kazanılabilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında dava konusu taşınmazda davacı tarafın aralıksız, çekişmesiz, malik sıfatıyla ve 20 yıl süreyle zilyet ve tasarrufta bulunması gerekir. Bu koşullardan biri de 20 yıllık kazanma süresidir.
    Az yukarıda açıklandığı üzere davalı ... dava konusu taşınmazda kayıt malikleri.... hisselerini satın alarak tapuda hisse sahibi haline gelmiştir. Kayıt maliki .... 1957 yılında, İsmail Biriş oğlu Ahmet Fehmi"nin 1970 yılında öldükleri ve tapu kaydındaki hisselerinin 6.8.2004 tarihinde mirasçılarına intikal ettiği belirlenmiştir. Ölüm tarihinden intikal tarihine kadar diğer kazanma koşullarının gerçekleşmesi halinde tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi ve davacı tarafın taşınmazın mülkiyetini kazanması mümkündür. Ancak, mahallinde yapılan 23.12.2010 tarihli keşifte tanık dinlenmemiş, duruşmada dinlenen tanıkların ise davacının dava konusu kısımdaki zilyetliğinin ekonomik amaca uygun ve malik sıfatı ile olup olmadığı hususlarında yetersiz bulunmuştur. Bundan ayrı dosyaya sunulan 31.03.2011 havale tarihli inşaat ve ziraat bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, davacının kullanımında olan ağaçların nitelik, yaş ve sayısı belirtilmemiş, yine yapıların da gecekondu niteliğinde olduğu belirtilmekle yetinilerek yapıların yaşı ve vasıfları açıklanmamıştır.

    O halde Mahkemece yapılacak iş; dava konusu taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıkların HMK"nun 259 ve 290/2. maddeleri gereğince keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, davacının zilyetliğinin hangi tarihte başladığının ve ne şekilde devam ettiğinin, zilyetliğinin kendi nam ve hesabına mı yoksa tapu maliki olan davalının izni ile mi gerçekleşip gerçekleşmediğinin tanıklardan sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, zilyetliğin ilk başlangıç tarihinin somut olay ya da tarihlerle saptanmaya çalışılması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK"nın 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, yine keşife katılacak teknik bilirkişilere taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşı, cinsi ve sayısı ile diğer bir kısım muhdesatların niteliği ve sayısı belirtilmesi suretiyle infaza ve denetime elverişli basit kroki düzenlettirilmesi, Yargıtay ve Dairemiz"in devam eden kökleşmiş uygulamalarına göre tapu kaydının intikal gördüğü 2004 yılına kadar davacının zilyetliğinin mülkiyeti kazanmaya yeterli olacak şekilde ekonomik amaca uygun olup olmadığının belirlenmesi gereklidir.
    Tüm bu hususlar belirlendikten sonra intikal tarihi olan 2004 tarihinden geriye doğru 20 yılı aşkın süre ile ekonomik amaca uygun malik sıfatıyla davasız aralıksız zilyetliğin duraksamaya yer vermeksizin kanıtlanması durumunda, taşınmazın sonradan kamulaştırma işlemi nedeniyle 4652 ve 4653 parsellere ifraz edildiği de göz önünde bulundurularak infaza elverişli olacak şekilde davanın kabulüne, aksi takdirde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 04.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi