
Esas No: 2017/2273
Karar No: 2021/2396
Karar Tarihi: 20.05.2021
Danıştay 7. Daire 2017/2273 Esas 2021/2396 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2017/2273
Karar No : 2021/2396
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Bakanlığı adına ... Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ... Motorlu Araçlar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketince ithal edilen araçların "yeni" olarak beyan edildiği halde "kullanılmış" olduğunun saptanması üzerine, ... sayılı İthalat Rejimi Kararı uyarınca gerekli izin alınmaksızın ithal edildiğinden bahisle, şirket ortağı olan davacı adına ortak olduğu dönemde tescil edilen serbest dolaşıma giriş beyannameleri nedeniyle 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 14. maddesi ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca eşyanın gümrük vergileri ile gümrüklenmiş değeri üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 6455 sayılı Kanun ile değiştirilen şeklinin yürürlüğe girmesinden (11/04/2013) önceki dönemde yürürlükte bulunan 235. maddesinde, idari para cezası kararı alınmasını ya da mülkiyetin kamuya geçirilmesini düzenleyen herhangi bir hükmün bulunmadığı, idari para cezası kararına konu araçların ithalat işlemlerinin yapıldığı ve gümrük gözetimi altında bulunduğu dönemde gümrük idaresinin, anılan fiiller hakkında idari para cezası kararı alma yetkisinin bulunmadığı, gümrük idaresinin gözetim ve denetimi altında ithalat işlemleri tamamlanarak serbest dolaşıma giren araçların, serbest dolaşımda bulunarak ve birkaç defa devir ve teslime de konu edilmesini müteakip dönemlerde, sonradan çıkan bir yasal düzenlemeye dayanılarak idari para cezası kararı verilmesinde hukuka uyarlık görülmediği, bu nedenle davacı iddialarının "borcum yoktur" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İzne tabi eşyayı izin almaksızın ithal etme eyleminin, gerçekleştiği tarih itibarıyla 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında suç teşkil ettiği, daha önce 5607 sayılı Kanun'da düzenlenen sözü edilen eylemin değişiklik yapılarak yeni bir düzenlemeye konu edilmesi hali ceza uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ : Kabahat teşkil eden eylemin, eylemin sonucu olan yaptırımı tesis etmeye yetkili idare ve yaptırıma karşı başvurulacak kanun yolu değişecek şekilde, yeni/başka bir kanun kapsamına alınması, eylemin kabahat niteliğini kesintiye uğratmamaktadır. Ceza hukukunun usul hükümlerinde derhal uygulanma ilkesi geçerli olduğundan mevzuat değişikliğinden itibaren yetkili hale gelen gümrük idaresi tarafından, eylem tarihinin yasal düzenleme öncesi, eylemin tespit tarihinin ise düzenleme sonrasına isabet ettiği olaylara ilişkin olarak yaptırım uygulanabilecektir. Bu itibarla, suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırılık teşkil etmeyen işlemden doğan uyuşmazlığın esasının incelenmesini teminen bölge idare mahkemesi vergi dava dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 20/05/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Mahkemece, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan para cezasına ilişkin düzenlemenin ithalat tarihinde Gümrük Kanunu'nda bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş, bu karara yönelik istinaf istemi ise reddedilmiştir.
İdari yaptırıma konu fiilin gerçekleştiği tarih gümrük beyannamesinin tescil tarihi olduğundan bu tarihte yürürlükte olan mevzuata baktığımızda, 31/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun “Suçlar ve Kabahatler” başlıklı 3. maddesinin 11. fıkrasında dava konusu fiil kabahat olarak düzenlenmiş ve idari yaptırım olarak gümrüklenmiş değerin iki katı tutarında idari para cezası verileceği, 14. maddesinde ise mülkiyetin kamuya geçirileceği düzenlenmiştir.
Bilahare bu düzenleme 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun'la 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nda ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda yapılan değişiklik ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda yer alan kabahat fiili 4458 sayılı Gümrük Kanunu'na aktarılmıştır. 5607 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 11. fıkrası 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine idari para cezası olarak, 3 maddesinin 4. fıkrasında bulunan mülkiyetin kamuya geçirilmesi ise 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. maddesinin 4. fıkrasına aktarılarak “Vergi Kaybına Neden Olan İşlemlere Uygulanacak Cezalar” başlıklı ikinci bölümde yerini almıştır.
6455 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 14. fıkrasında bulunan düzenlemenin kaldırılarak 4458 sayılı Kanun'un 235. maddesinin 4. fıkrasına aktarıldığı ve aynı fiil ile ilgili aynı idari yaptırımın yer aldığı görülmektedir.
Fiilin gerçekleştiği tarihten sonra fiil ile ilgili mevcut kanuni düzenlemenin görev ve yetkili idareyi değiştiren bir kanun hükmünün nasıl uygulanacağı sorununun aydınlatılması gerekli iken eşyaya tabi idari yaptırım kararının fiilin gerçekleştiği tarihte idarenin görevi ve yetkisinin bulunmaması sebebiyle iptali, yeterli hukuki araştırma yapılmadan verilmiş ve hukuka aykırı neticeye sebep olmuştur.
Zira yaptırımın uygulandığı tarihte gümrük idaresi görevli ve yetkili olup, 6455 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un değişikliği düzenleyen geçiş döneminde kabahatlere nasıl uygulanacağı da 64. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir:
MADDE 64 – 5607 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
(2) Bu Kanunun yayımı tarihinden önce işlenen bu Kanuna muhalefet kabahatlerinde, lehe hükümlerin uygulanması usulü 5252 sayılı Kanunun 9. maddesi hükmüne göre yapılır.
5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun
Lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul
Madde 9- (3) Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir. Mahkemece, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile Gümrük Kanunu hükümleri karşılaştırılarak lehe olan Kanunun belirlenmesi gereklidir.
İdari yaptırıma konu fiil hakkında savcılık tarafından açılan soruşturmada görevsizlik kararı verilerek 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. madde hükmü gereği gümrük idaresine gönderildiği anlaşılmaktadır.
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun kapsamından çıkarılarak aynı idari yaptırım olarak Gümrük Kanununa aktarılmış fiil her iki kanunda da kabahat olarak yer almakta olup idari yaptırım ile cezalandırılmış, fiilin niteliğini değiştirmemiş ancak görevli idareyi değiştirmiştir.
İdari yaptırım kararı fiilin işlendiği tarihte Kanunda yer almakla Gümrük Kanunu'nda bulunması zorunluluğundan bahsedilemeyecektir. Bu bağlamda, hukuki güvenlik ilkesi sağlanmış olduğundan ve fiil kabahat nevinden olduğundan ve fiilin gerçekleştiği tarihte de yürürlükte olan Kanun'da yer aldığından kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesini ihlal etmeyecektir. Aksi düşünce kanun ile korunan hukuki yararın ortadan kalkmasına ve bu fiillerin cezasız kalmasına sebebiyet vereceğinden, temyiz talebinin kabulü ile kararın bozulması gerektiğinden çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.