8. Hukuk Dairesi 2015/14708 E. , 2017/4985 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
... A R A R
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı adına olan taşınmazın alınmasında davacının 121.000,00 TL para verdiğini belirterek 121.000,00 TL alacağın davalıdan alınarak dvacıya verilmesini tale ve dava etmiştir. Davacı vekili 03.03.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile edinil mallara katılma rejimi gereğince taşınmazın sürüm değerinin belirlenerek davacıya düşecek bedelin belirlenerek karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 30.250,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). Islah dilekçesindeki beyanlara ve iddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m. 222).
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 21.07.2002 tarihinde evlenmiş, 01.08.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu 273 ada 1 parsel 22 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesi, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 05.12.2008 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).
Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, mahkemece taşınmazın sürüm değeri uzman bilirkişi tarafından belirlenmeden davacının dava dilekçesinde belirttiği 121.000,00 TL esas alınarak davalının hissesinin yarısı olan 30.500,00 TL"nn tahsiline karar verildiği, tasfiyeye konu taşınmazın taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerliği olduğu dönemde alındığı, tarafların kişisel malla taşınmazın alınmasına katkıda bulunduklarını sundukları delillerle ispat edemedikleri anlaşılmıştır. O halde, mahkemece yukarda açıklanan Dairemiz ilke ve uygulamalarına göre, taşınmazın tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri uzman bilirkişi tarafından belirlenerek, belirlenen değer üzerinden artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; tarafların diğer temyiz itirazlarının yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 516,70 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1.549,67 TL"nin davalıdan alınmasına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.