Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
538 Sayılı Kanunla değişik İİK.’nun 149. maddesi gereğince “İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz “üçüncü şahıs” tarafından rehnedilmiş veya gayrimenkulün mülkiyeti 3. şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir.” hükmünü içermektedir.
Somut olayda, takip dayanağı 02.05.2008 tarih ve 7221 yevmiye numaralı ipotek akit tablosunun incelenmesinde, ipoteğin, “02.05.2008 tarihli konut finansman kredisi ve teminat sözleşmesi” uyarınca 100.000 YTL. için düzenlendiği ve karz ipoteği (kesin borç ipoteği) olduğu anlaşılmaktadır. İpoteğin, kesin borç ipoteği olması nedeniyle borçluya İİK.nun 149. maddesi gereğince icra emri gönderilebilmesi için İİK.’nun 150/ı maddesinde öngörülen koşulların oluşmasına gerek yoktur. Bu nedenle, borçluya icra emri tebliğ edilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece ipoteğin limit ipoteği olup, ödeme emri gönderilmesi gerektiği nedeniyle icra emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabul şekli itibariyle de borçlu tarafça şikayet konusu edilen sair noksanlıklar tamamlanabilir nitelikte olmakla bu gerekçe ile de takibin iptali doğru değildir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.