
Esas No: 2012/4043
Karar No: 2012/4811
Karar Tarihi: 02.04.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/4043 Esas 2012/4811 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.05.2004 gününde verilen dilekçe ile tapuda vakıf şerhinin kaldırılması istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... idaresi vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava 130 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında bulunan "... Vakfı" şerhinin terkini istemi ile açılmıştır.
Davalı, "... Vakfı" nın sahih esaslara dayandığını, vakıf şerhinin ancak taviz bedeli ödenmesi suretiyle kaldırılabileceğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne 130 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacı belediyenin payı yönünden vakıf şerhinin kaldırılmasına karar karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... idaresi vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak 3402 sayılı kadastro kanununun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra konulduğu gerekçesi ile vakıf şerhinin kaldırılmasına karar verilmiş ise de bozma ilamımızın verildiği 28.11.2005 tarihinden sonra, mahkemece kararın verildiği 07.06.2011 tarihinden önce 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanununun geçici 5.maddesi hükmüne göre vakıf" şerhleri ile
ilgili devam etmekte olan davalarda diğer kanunlarda yer alan zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin bu kanun açısından uygulanmayacağı kuralı getiriliğinden burada 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin, dolayısıyla 02.04.2004 tarih ve 1/1 sayılı Yargıtay İctihadı Birleştirme Büyük Genel kurulu Kararının uygulanma olanağı yoktur. Bu nedenle mahkemece Dairemizin bozma kararına uyularak işlem yapılmış olması karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak meydana getirmez. Dolayısıyla mahkemece vakıf şerhinin hak düşürücü süre geçtikten sonra konulduğu gerekçesiyle davanın kabulü doğru değildir.
Ne var ki; Türk medeni Kanununun 1027. maddesi gereğince ilgililerin yazılı rızaları olmadıkça tapu sicilindeki yanlışlık ancak mahkeme kararı ile düzeltilebileceğinden tek taraflı işlemle kayda işlenen vakıf şerhinin terkini açıklanan nedenle doğru olduğundan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. Davalı ... Müdürlüğünün iddiaları ise ancak tapu kayıtlarına vakıf şerhinin işlenmesi istemi ile açacağı bir davada dikkate alınabilir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu bakımından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına 02.04.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.