1. Hukuk Dairesi 2019/2442 E. , 2020/4185 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar asıl ve birleştirilen davada davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davada davacılar, mirasbırakanları Hüseyin’in maliki olduğu 2335 parsel (yenileme ile 5155 parsel) sayılı taşınmazı ve 16 APH 04 plakalı traktörü önce dava dışı kişilere, onlar tarafından da davalılara satış suretiyle temlik edildiğini, ayrıca 2336 parsel (yenileme ile 5156 parsel) sayılı taşınmazın da bedeli mirasbırakan tarafından ödenmek suretiyle davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek, satış işlemine tabi tutulan 16 APH 04 plakalı traktör ile 2336 parsel (yenileme ile 5156 parsel) ve 2335 parsel (yenileme ile 5155 parsel) sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, davacılardan Mustafa’nın yargılama sırasında ölümü ile mirasçıları davaya dahil edilmişler, ...mirasçıları ve davacılardan Recep davadan feragat etmişlerdir.
Asıl ve birleşen davada davalılar, iddiaların yersiz olduğunu, muvazaanın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “…davacı tarafa tescil davası açması için olanak tanınması, açılması halinde eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı ... mirasçıları yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar bu kez de Dairece “... çekişme konusu 2335 parsel sayılı taşınmazın, 2336 parsel sayılı taşınmazla tevhidinden sonra, ifraz edilerek 5155 ve 5156 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı temlik edildiği kabul edilen 2335 parsel sayılı taşınmazdaki bir kısım davacıların miras paylarından, ifrazdan sonra oluşan 5155 parsel sayılı taşınmaza yansıyan hak ve paylarının hesaplanarak, bu payların da kabul kapsamına alınması gerekirken, anılan hususun gözardı edilmiş olması doğru değildir. Diğer taraftan, davacılardan Recep, hükümden sonra davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Bilindiği gibi, feragat kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurur ve yargılama bitinceye kadar her aşamada yapılabilir. Bu durumda, davacılardan Recep’in feragati yönünden değerlendirme yapılarak bir karar verilmek üzere de hüküm bozulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mustafa mirasçıları ve davacı ... yönünden feragat nedeniyle davanın reddine, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle araç satışına ilişkin iptal isteminin reddine, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle 2335 parsel (yenileme ile 5155 parsel) ve 2336 parsel (yenileme ile 5156 parsel) sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; bozmaya uyan mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır. Bu durumda bozmaya uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağından artık mahkemece bozma gereklerini yerine getirme zorunluluğu doğar.
Ne var ki; mahkemece, bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki; Dairenin 06.09.2011 tarih ve 2011/10556 Esas, 2011/9391 Karar sayılı ilamında, çekişme konusu 2336 parsel (yenileme ile 5156 parsel) sayılı taşınmaz yönünden 01.04.1974 tarih ve ½ sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararının uygulama yeri olmadığından davanın reddine ilişkin olarak verilen karar bozma kapsamı dışında tutulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, 2336 parsel (yenileme ile 5156 parsel) sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş olması hatalı olmuştur.
Öte yandan, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen payın dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden kısımdır.
Bu durumda her bir davalıya temlik edilen taşınmazların ayrı ayrı davacıların miras payları oranında harcı tamamlanan dava tarihindeki değerleri üzerinden vekalet ücreti, harç ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece çekişme konusu taşınmazların keşif tarihinde belirlenen değerleri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmiş olması da doğru olmamıştır.
Hâl böyle olunca; hükmüne uyulan önceki bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılıp karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Asıl ve birleşen davada davalıların açıklanan nedenden ötürü yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.