1. Ceza Dairesi 2019/3514 E. , 2019/5238 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tasarlayarak resmi nikahlı eşini öldürmeye teşebbüs etmek, 6136 sayılı Kanuna muhalefet etmek.
HÜKÜM : TCK"nin 82/1-d, 35, 53. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası, 6136 sayılı Kanunun 13/1, TCK"nin 52/2, 53, 54, 63. maddeleri uyarınca; 1 yıl 6 ay hapis ve 1.200.00 TL adli para cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
27.07.2015 tarihli dilekçesiyle şikayetçi olmadığını bildiren mağdur ... Altın"ın karar başlığında katılan sıfatıyla gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Sanık ... hakkında mağdur ... Altın"ı nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin sanık müdafiinin ve katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılan incelemede;
A) Sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hüküm bakımından;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..."ın 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçunun sübutu kabul, cezayı azaltıcı bir sebebin bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden sanık müdafiinin teşdiden ceza tayin edilmemesi gerektiğine ve takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ONANMASINA, oy birliği ile karar verildi.
B) Sanık ... hakkında nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hüküm bakımından;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..."ın nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçunun sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı hukuki sebebin bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden sanık müdafiinin, suç vasfına, takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, katılan kurum vekilinin suç vasfına, teşebbüs hükümleri gereğince üst hadden ceza tayin edilmesi gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak,
İstanbul 4. Aile Mahkemesinin 2014/453 esas 2017/649 karar numaralı dosyasında görülen sanık ile mağdurun arasındaki boşanma davasına dair dosya celp edilerek, mağdurun eşi olan sanığı tanık Ramazan ile aldatması hususu değerlendirilmesiyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekliliğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de,
Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Yasaya aykırı olup, sanık ... müdafiinin ve katılan kurum vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, resen de temyize tabi olan hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, hükmolunan cezanın miktarı ve temyiz incelemesi dışında tutuklulukta geçen süre göz önüne alınarak sanık ... müdafiinin tahliye talebinin reddine, 27/11/2019 gününde heyetimizden ..."in haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine ilişkin karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY:
Boşanma sürecinde olan sanık ile mağdurun barışıp tekrar bir araya gelmeleri için akrabaları tarafından buluşturuldukları, bu amaçla olaydan bir gün önce sanık ile mağdurun birlikte kiralık ev baktıkları, olay günü sanığın ruhsatsız tabancasıyla
mağdurun kaldığı eve geldiği, evdeki akrabalarından mağdurla konuşmak için dışarı çıkmalarını istediği, barışma girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine sanığın maktule doğru çok sayıda ateş ettiği, açılan ateş sonucunda mağdurun hayati tehlike geçirmesine ve felç kalmasına neden olacak şekilde yaralandığı anlaşılan olayda,
Sanığın sübut bulan eylemini barışma girişiminin sonuçsuz kalması üzerine gerçekleştirdiği, mağdur ile tanık Ramazan arasında kapsamı ve niteliği belirsiz düzeyde olan görüşmelerin sanığı eylemini gerçekleştirmesine sevk etmediği gibi, aksine buna rağmen barışma çabası içinde olduğu, sanığın eylemini gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği hususunun barışma sürecine bağlı olduğu, buna rağmen sanık hakkında Ramazan ile eşi mağdur arasındaki varolduğu ileri sürülen ilişki nedeniyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı düşüncesiyle sayın çoğunluğun aksi yöndeki kabul ve uygulamasına karşıyım.