Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7579
Karar No: 2019/1206
Karar Tarihi: 11.02.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/7579 Esas 2019/1206 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/7579 E.  ,  2019/1206 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalı borçlular ...den mahkeme ilamı ile alacaklı olduklarını, icra takibinde mal varlığına rastlanmadığını, davalı borçlulardan ..."nın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazını davalı ..."e, ..."nin ise davalı ..."ye sattığını belirterek, davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, aciz vesikası bulunmadığını, satışın gerçek olduğunu, taşınmazı ev yaptırmak için aldığını ve imar planı, inşaat projesi ve yapı izin ruhsatı bulunduğunu, davalılarla herhangi bir akrabalık, iş ilişkisi bulunmadığını, ..."u ilk defa emlakçıda gördüğünü, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, aciz belgesi ve mal kaçırma kastı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, satışın gerçek olduğunu, müvekkilinin emlak komisyonculuğu yaptığını ve yatırım amaçlı olarak taşınmazı satın aldığını, davalıları tanımadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden sonra olduğu, davalılar arasında akrabalık vs. bağı bulunmadığı, yine ivazlar arasında fahiş fark bulunmadığından İİK 278, haciz tarihi ile tasarrufların tarihleri arasında 1 yıldan fazla süre olduğu için İİK 279 ve davalı 3. kişiler ..."in davalı borçlunun içinde bulunduğu malî durumu ve zarar verme kastını bilen ya da bilebilecek durumda olan kişilerden olduğu ve iyiniyetli olmadıkları ispatlanmadığından İİK 280. maddesinin de dava konusu olayda uygulama yeri bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir.Satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kayıtları varsa,alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığı kabul edilir. Bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haiz miktarının da gözönünde tutulması gerekir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacı alacaklılar ile davalı borçlular arasındaki 2007 tarihli sözleşme nedeniyle davacılar tarafından davalı borçlular aleyhine 17.12.2009 tarihinde alacak ve menfi tespit davası açıldığı, mahkemece 28.02.2013 tarihinde karar verildiği ve bu ilama dayanılarak icra takibine geçildiği, bu halde taraflar arasında 2007 yılında akdedilen sözleşmenin mevcudiyeti nedeniyle borcun doğum tarihinin bu tarih olduğunun kabulü gerekirken, mahkemece borcun doğum tarihinin alacak ve menfi tespit davasındaki mahkemenin karar tarihi olarak kabulü ve davanın bu yönden reddi doğru bulunmamıştır.
    Yine, kesinleşmiş icra takibinin bulunduğu, dosya kapsamında geçici aciz vesikası niteliğindeki haciz zaptının yer aldığı anlaşılmakla dava ön koşullarının somut olayda gerçekleştiği anlaşılmaktadır. O halde, davalılar arasındaki dava konusu taşınmazlar yönünden 01.03.2012 ve 03.02.2012 tarihli tasarrufların yukarıda açıklandığı üzere İİK 278, 279, 280. maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının belirlenmesi gereklidir.
    Somut olayda dava konusu ..."ya ait taşınmaz 01.03.2012 tarihinde 6.000,00 TL.ye davalı ..."e, ..."ye ait taşınmaz 03.02.2012 tarihinde davalı ..."ye 7.000,00 TL ye satılmıştır.
    Dosya kapsamında, taşınmazların değerinin belirlenmesi için 16.06.2014 tarihli kök raporun yer aldığı, davalılar ... vekilinin itirazı üzerine alınan 22.12.2014 tarihli kök raporla aynı mahiyetteki ek raporun bulunduğu, bu rapora tüm davalıların itirazı üzerine 24.08.2015 tarihli 2. ek rapor adı altında rapor alındığı, 2. ek raporda mülk bilirkişisinin değiştiği diğer iki bilirkişinin önceki raporları tanzim eden bilirkişiler olduğu, ilk raporda davalı ..."ye satılan taşınmazın satış tarihi itibariyle değerinin 19.264,00 TL, 2. ek raporda 14.700,00 TL"ye olarak, ..."e ait taşınmazın değerinin ise sırasıyla 38.220,00 ve 10.130,00 TL olarak belirlendiği, bilirkişi raporları arasında fahiş fark bulunduğu ve üç kişiden oluşan heyetlerdeki iki bilirkişinin (ziraat ve harita ve kadastro mühendisleri) aynı kişiler olduğu, son raporda mülk bilirkişi değişerek 2. ek rapor adı altında rapor tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez.
    O halde mahkemece, yeni isimlerden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi heyetinden, taşınmazların satış tarihindeki gerçek değerleri tespit ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi uygun bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 11/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi