8. Hukuk Dairesi 2015/15240 E. , 2017/5344 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen taşınmaz ve araç nedeni ile 7.500,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 06.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 57.190,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır(4721 sayılı TMK m. 227). Denkleştirme (TMK m. 230) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK m. 227/1). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler (TMK m. 227/2). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır.
Artık değere katılma alacağı ise; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa"dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.
Değer artış payı ve artık değere katılma alacak miktarları hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malın, bu tarihteki durumuna göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri esas alınır ( TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK"nun m. 222).
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse, konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olaya gelince; eşler, 26.12.1994 tarihinde evlenmiş, 28.11.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202.m). Tasfiyeye konu 1441 ada 7 parsel sayılı taşınmaz, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 28.04.2005 tarihinde, tasfiyeye konu...... plakalı araç da eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 05.01.2004 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Davalı eş, taşınmazı 31.08.2005 tarihinde, aracı da 02.11.2009 tarihinde 3. kişiye devretmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır.
Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
1. Davacının taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davacının cevaba cevap dilekçesinde tasfiyeye konu taşınmazın dava dışı ..."da davacı adına kayıtlı olan 36951 ada 5 parsel sayılı taşınmazın satışından elde edilen ve kişisel malı olan paranın kullanılarak satın alındığını ileri sürmesine ve delil listesinde delillerini bildirmesine rağmen dava dışı taşınmazın tapu kayıtları getirtilip iddia doğrultusunda araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş,davacının belirttiği dava dışı 36951 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtları getirtilmeli, dava dışı taşınmazın ve tasfiyeye konu 1441 ada 7 parsel sayılı taşınmazın el değiştirme tarihlerinin yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi, alım-satım değerleri vs göz önünde bulundurularak, dosya içindeki diğer deliller de dikkate alınarak, dava konusu aracın edinilmesinde satış bedelinin kullanıldığının kabul edilmesi halinde tasfiye konusu taşınmazın alış, dava dışı taşınmazın satış değerleri gözönünde bulundurularak talep hakkında karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek karar verilmesi doğru değildir.
2. Davacının araca yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; tasfiye konusu .....plakalı araç taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınmış olup edinilmiş maldır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK"nun m. 222). Dosya kapsamında aracın kişisel mal olduğuna dair herhangi bir delil ve belge bulunmaktadır. Mahkeme gerekçesinde yeterli gerekçe gösterilmeden, anlaşılır olmayan gerekçe ile araç yönünden talep de reddedilmiş ise de, TMK m. 222 göre edinilmiş mal olan aracın kişisel mal olduğu iddia ve ispat de edilemediğine göre, davanın reddi kararı da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 1. ve 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.