14. Hukuk Dairesi 2018/4823 E. , 2019/3834 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.11.2006 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; Dairemizin bozma ilamına uyularak davacının ve bir kısım asli müdahillerin davasının kabulüne dair verilen 30.11.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı ..., paydaş olduğu 959 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlarının paylarını davalı ..."a satış yoluyla devrettiklerini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek, önalım hakkı nedeniyle payın adına tescilini istemiştir.
20.03.2007 günü harcı yatırılan dilekçeyle ... mirasçıları; 05.07.2007 günü harcı yatırılan dilekçeyle ... mirasçıları ve 21.04.2008 günü harcı yatırılan dilekçeyle... mirasçıları olan müdahil davacılar davalı ..."in satış yoluyla edindiği payların önalım hakkı nedeniyle adlarına tescilini talep etmişlerdir.
Davalı vekili, davaların reddini savunmuş, 14.02.2014 tarihli duruşmada ise, ... mirasçıları ve... mirasçılarının istemlerini kabul etmiştir.
Mahkemece ilk hükümde, davacı ...’ün isteminin kabulüne; dahili davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı ve tereke temsilcilerinin dava şartını yerine getirmedikleri gerekçesiyle istemlerinin reddine karar verilmiş, hükmü davalı vekili ile bir kısım müdahil davacılar ve tereke temsilcileri vekili temyiz etmiş, Dairemizce; "...Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 959 parsel sayılı taşınmazın paydaşları ... mirasçıları çekişme konusu payın önalım nedeniyle adlarına tescili istemiyle dava açmışlar, yargılamanın devamı sırasında 18.03.2008 günlü ve 2007/573 Esas 2008/158 Karar sayılı karar ile terekeye temsilci atanmış, yargılama temsilci tarafından yürütülmüştür. Mahkemece, anılan davacıların tek başlarına dava açma hakkı bulunmadığı, daha sonra onay verilmesinin dahi taraf teşkilini sağlamayacağına ilişkin içtihat emsal alınarak aktif dava ehliyeti yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Emsal alınan içtihatta tapu iptali ve tescil isteminin dayanağı zilyetlik, görülmekte olan dava da ise önalım olduğundan, her iki davanın da hukuki nedenleri birbiriyle örtüşmemektedir. Bu nedenle, mahkemenin dayandığı içtihatın somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Dolayısıyla, dahili davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ancak, dava konusu 959 sayılı parselde ..."ın payı yargılama sırasında paylı mülkiyete dönüştürülmüştür. ... payı, mirasçılar adına paylı olarak tescil edildiğinden tereke temsilcisinin görevi sona ermiştir. Bu durumda, tapuda paylı malik haline gelen ... mirasçıların önalım hakkını kullanıp kullanmayacakları sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca ... mirasçılarından ... 08.10.2012 tarihinde vefat etmiş olup payı elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan ... mirasçılarının davaya katılıp katılmayacakları sorulmalı ve mirasçıların tamamının muvafakatı sağlanamadığı takdirde ... terekesine temsilci atanması için davayı takip eden mirasçı ya da mirasçılara süre verilerek taraf teşkili sağlanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir"" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak; önalım hakkını kullanmak isteyen davacı ... ile dahili davacı ..., ..., ... yönünden ise davanın kabulü ile; davalı adına kayıtlı ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 959 parsel sayılı taşınmazın 72700/130090 olan hissesinin iptali ile 18175/130090 hissenin davacı ... adına,18175/130090 hissenin dahili davacı ... adına, 18175/130090 hissenin dahili davacı ... adına, 18175/130090 hissenin dahili davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü davacı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- HMK"nin 297. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup HMK"nin 294. maddesi uyarınca hüküm yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar olduğundan hüküm fıkrasında mahkemenin neye karar verdiği açıkça yazılmalı ve hükmün infazı mümkün olmalıdır.
Somut olayda; dava konusu 959 parsel sayılı taşınmazın güncel tapu kaydına göre 07.01.2016 tarihli yenileme çalışmaları nedeniyle 215 ada 2 parsel sayılı taşınmaz olduğu, tapu kaydının pasif hale geldiği anlaşıldığından sicil kaydı kapatılan ve üzerinde işlem yapma olanağı kalmayan tapu kaydı ile kurulan hükmün infaza elverişli olmadığı açık olduğu gibi davalının 18175/130090 payının iptali ile davacı ve müdahil davacılar adına eşit olarak tescili gerekirken 72700 /130090 pay şeklinde infaza uygun olmayan şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) No"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazının REDDİNE, (2) No"lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.