8. Hukuk Dairesi 2016/2926 E. , 2017/5372 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma ve Değer Artış Payı Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.04.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avuka..... ve karşı taraftan davacı ... bizzat ve vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
... A R A R
Davacı ... vekili, tarafların 32 yıllık evlilikleri içinde aile adına bazı kooperatiflere üye olunduğunu, davacı sürekli yurtdışında çalıştığından ve resmi işlemler için istendiğinde ...’de bulunamayacağından üyeliklerin davalı adına, ödemelerin ise davacının geliri ile yapıldığını, yine ...’nda alınan iki arsanın da bedellerinin davacı tarafından ödendiğini ancak davalı adına tescil edildiklerini, 15.6.2004 tarihinde de dava konusu yazlığın davalı adına edinildiğini, evin bedelinin 40.000 TL"sinin davacı tarafından banka çeki ile ödenip kalan bedel için banka kredisi çekildiğini, kredi ödemelerinin de davacının gelirinden karşılandığını açıklayarak Urla’daki taşınmaz ile tapu kayıtlarını bildirecekleri ...’ndaki iki adet taşınmazın dava tarihindeki değerinin ve taşınmazlardaki davacının katkı payının tesbiti ile katkı payına karşılık şimdilik 40.000 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 12.11.2010 tarihinde harcını da tamamladığı ıslah dilekçesi ile talebini 60.000 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, davacının evlilik birliği içerisinde girmiş olduğu işlerde sebat etmediğini, elde ettiği kazançları da kendi kişisel zevkleri ve kendi ailesine harcadığını, davacının müsrif, faydasız harcamalar yapan bir yapıya sahip iken davalının ise uzun yıllardır memuriyet görevinde bulunduğunu, bunun haricinde takı tasarımı ve kozmetik ürün satışı gibi ek işler de yaparak evinin ve çocuklarının iaşesini sağlamaya çalıştığını, düğünde takılan 38 adet bilezik, 70 adet çeyrek ve yarım altın, bir altın takı setinden iki bileziği bozduran davalının Adliyenin ilk yaptığı kooperatif olan.....e üye olup altınlarını da kooperatif ödemelerinde bozdurarak yine diğer gelirleri ile binbir güçlükle ödemeleri yaptığını, ayrıca..... de üye olan davalının zaman zaman bu kooperatifin yönetiminde de görev aldığını, yönetim kurulu başkanı Şefik Taşlıoğlu’nun uzaktan akraba olması sebebiyle geciken ödemeleri idare ettiğini, kooperatif görevinden dolayı alacaklarını borçlarından mahsup ettiğini, epey biriken borç nedeniyle davalının 2002 yılı Ağustos ayında.....i evini sattığını, elde ettiği paranın 2.500 TL"si ile davacıya araba alıp, kalan para ile Bankacılar Kooperatifi"ne olan borcu kapattığını, 2 yıl sonra 2004 yılında Bankacılar Kooperatifindeki evi 55.000 TL"ye satarak Yuvakent Sitesi"ndeki dava konusu evin 53.000 TL"ye edinildiğini, Bankacılar Sitesi"ndeki evin satışından gelen paradan 40.000 TL.yi davacıya vererek takip işlerini yapmasını istediğini, paranın.... Şubesi"ne yatırılıp 7-10 gün kalacağını, zaten alım için ön anlaşma yapıldığını, davacının eşi olması sebebiyle özgüven hakkını kullandığını, 5-7 gün sonra bu paranın çeke dönüştürülerek satıcı kişilere ödendiğini, çekin davacı adına olma sebebinin bundan kaynaklandığını, evin ipotek ederek alınan banka kredisi ile de o tarihe kadar olan aile borçlarının, davacının çalışmaması, çocukların masrafları sebebiyle oluşan borçların, çocukları Pınar’ın 2003 yılındaki düğünü sebebiyle kapatamadıkları borçlarının kapatılıp, biraz da çalışmayan davacı kocasının elinde nakit olmasının sağlandığını, davacının hiçbir katkı sağlamadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile...numaralı bağımsız bölümde kayıtlı taşınmaz yönünden 31.880,25 TL denkleştirmeden doğan değer artış payı alacağının karar tarihi olan 12.06.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 11.12.2014 tarih 2013/20271 esas ve 2014/2079 karar sayılı ilamı ile "taşınmaz alımda kullanılan 40.000 TL"lik miktardaki davacının katkı oranının belirlenebilmesi için eşit gelir elde eden tarafların gelirlerinden tarafların sosyal statüleri ile konumlarına göre yapabilecekleri kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM"nun 152.maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarının ne olabileceğinin belirlenmesi için konunun uzmanı bilirkişiden rapor almak, tarafların elde ettikleri gelirle 40.000 TL"lik miktar üzerinde sağlayabilecekleri katkı miktarını ayrı ayrı saptamak, alımda kullanılan bu miktar bakımından davacı eşin katkı oranını bulmak ve bu katkı oranı bakımından davacı ... lehine kişisel değerden katkı nedeniyle TMK’nun 227.maddesi karşısında değer artış payı alacağı doğacağını dikkate almak, ayrıca alımda kullanılan edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde ödenen peşinat ve tamamı evlilik içinde ödenen kredi toplamı 13.000 TL. bakımından ise bu miktar TMK’nun 219 ve 222. maddeleri karşısında edinilmiş mal niteliğinde olduğundan yine eşler yararına artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı (TMK’nun m.231 ve 236/1) doğurduğu gözetilmesi gerektiği, gerek değer artış payı gerek katılma alacağı hesabında dikkate alınacak değer karar tarihine en yakın piyasa sürüm değeri olacağından, bozma sonrası taşınmazın yeni karar tarihine en yakın güncellenmiş tadilatlı piyasa sürüm değeri de uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenip, belirlenecek bu miktar üzerinden yapılacak hesaplamada 40.000 TL"nin 53.000 TL"ye oranına tekabül eden bulunacak miktar üzerinden (yeni güncellenmiş piyasa sürüm değerinin % 75,47’si) değer artış payı hesabı, 13.000 TL"nin 53.000 TL alım değerine oranlanmasından bulunacak miktar üzerinden ise (yeni güncellenmiş piyasa sürüm değerinin % 24,53’ü) katılma alacağı yapılması gerekeceğinden" hüküm bozulmuştur. Davalı vekili tarafından yapılan karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde Mahkemece, hesap uzmanı bilirkişisi tarafından tanzim edilen 20/10/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda davacının 25.160,00 TL değer artış payı ile 47.170,00 TL katılma alacağının tespit edildiği, davacı vekili 25.11.2015 tarihli dilekçesinde taleplerinin 25.000 TL.lık kısmını değer artış payı, 35.000 TL.lık kısmını ise katılma alacağı olarak talep ettikleri şeklinde açıklamada bulundukları, tüm dosya kapsamı ile uyulan bozma ilamındaki gerekçelere ve bozma ilamının içeriğine uygun düzenlenen yeterli, hükme elverişli bilirkişi raporuna göre davanın ispatlandığı, davalı yanca bilirkişi raporuna itirazların yerinde olmadığı gibi bir kısım itirazlarının zaten bilirkişi tarafından gözönüne alınarak raporun düzenlendiği, her ne kadar davalı yan davacının sadece katkı payı talep ettiğini, bunun dışındaki taleplerine muvafakat etmediklerini ileri sürmüş ise de uyulan bozma ilamındaki değer artış payı ve katılma alacağı şeklindeki nitelendirme gereğince bu itirazının da yerinde olmadığı, ıslahen oluşan taleple bağlılık kuralı da dikkate alınarak davanın kabulü ile davaya konu 6 nolu mesken yönünden 25.000,00 TL değer artış payı, 35.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava hakkında verilen ilk karar yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, Yerel mahkeme Daire bozmasına uymuşsa da bozmanın gereğini yerine getirmemiştir. Şöyle ki, bozmadan sonra Mahkemece bilirkişi incelemesi yapılmış, bozma ilamında meskenin yeni güncellenmiş piyasa sürüm değerinin % 24,53’ü katılma alacağı hesaplamasına esas alınması gerektiği belirtildiği halde bilirkişi raporunda % 47,17 olarak bu oran belirlenmiştir. Dairemizin bozması ile belirlenmiş olduğundan % 24,53 oran üzerinden hesaplamanın yapılması ve katılma alacağının hüküm altına alınması gerekirken bozmaya uygun olmayan şekilde yapılan hesap ile davacı lehine fazla katılma alacağına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bu yönden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.480,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 11.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.