1. Hukuk Dairesi 2019/3114 E. , 2020/4298 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ :TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, hile (aldatma) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, ikinci eşi olan davalı ile 2012 yılında evlendiklerini, evlendikten sonra davalının kendisinden ısrarla taşınmaz istemesi üzerine yuvasının yıkılmaması için 1 parsel sayılı taşınmazdaki 175/576 payını 17/02/2014 tarihinde satış suretiyle davalıya devrettiğini, bu devirden kısa süre sonra davalının müşterek haneyi terk ettiğini, davalının kendisini aldattığınıileri sürerek taşınmazın 175/576 payının tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline, olmadığı takdirde bedeli olan 100.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, savunma getirmemiştir.
Mahkemece, akdin taraflarının muvazaa iddiasına dayanamayacağı ve tapuda yapılan işlemin şekli açıdan geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1 parsel sayılı taşınmazdaki 175/576 payın tamamının davacı tarafından 17.02.2014 tarihinde davalı ...’ a satış suretiyle temlik edildiği, eldeki davanın 04/12/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def"i veya dava yoluyla da kullanılabilir.
Somut olaya gelince, mahkemece davacının delilleri toplanmadan, aldatma iddiasıyla ilgili yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca bir araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi hatalıdır. Hal böyle olunca, davacının bildirdiği tüm deliller toplanılmak sureti ile yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.